9. Hukuk Dairesi 2013/5157 E. , 2013/7508 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
DAVA :Davacı vekili, davacı işçinin ödenmeyen kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin, fazla mesai ve tatil çalışmaları karşılığı ücret alacaklarının ortak girişimi oluşturan davalı işverenlerden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini, yıllık ücretli izin kullanmadığını, işyerinde fazla mesai ve tatil çalışmaları yaptığını belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin, fazla mesai ve tatil çalışmaları karşılığı ücret alacaklarının ortak girişimi oluşturan davalı işverenlerden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili, davacının tüm alacaklarının ödendiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılama sonunda alınan ek rapor doğrultusunda davacının iş sözleşmesinin haksız feshedildiği, yargılama sırasında kıdem tazminatı ile kısmen ihbar tazminatı ödendiği, davacı işçinin fazla mesai yapmış olduğunun kabulü gerektiği, hafta ve genel tatillerde çalıştığı, gerekçesi ile ve fazla çalışma ve tatil süresinden takdiren %30 indirime gidilerek ve ihbar tazminatı, yıllık ve genel tatil alacakları ile hafta tatili alacağı yönünden Yargıtay Bozma ilamına konu edilmediğinden karar verilmesine yer olmadığı belirtilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve Kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır.
Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu nedenle bozma kararından sonrada Mahkemece HMK.nun 297. maddesinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmek zorundadır.
Somut olayda;
Mahkeme tarafından hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonunda bütün talepler hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken “ihbar tazminatı, yıllık ve genel tatil alacakları ile hafta tatili alacağı yönünden Yargıtay Bozma ilamına konu edilmediğinden karar verilmesine yer olmadığına,” şeklinde karar verilmesi hatalıdır.
2. Davacının fazla mesai alacağı yönünden, “davalı işverenlerin davacının banka hesabına Eylül 2009 ayı bordrosu ile fazla mesai ücreti ödediğini savunduğu ve banka hesap ekstrelerine dayandığı, bu ödemenin fazla mesai ücreti olup olmadığı, fazla mesai ücreti ise hangi aylara ait olduğu, sözkonusu ayların hesap dışı bırakılıp bırakılmayacağı veya mahsubu gerekip gerekmeyeceği incelenmeden eksik inceleme ile fazla mesai ücret alacağının kabulünün hatalı olduğu” gerekçesi ile bozulmasına ve mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen, bu konuda banka kayıtları getirtilmeden ve ödemenin yapılıp yapılmadığı araştırılmadan, ek rapor ile aynı şekilde karar verilmesi de isabetsizdir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 04.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.