19. Ceza Dairesi 2020/994 E. , 2020/1493 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : 5941 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Mahkumiyet (Temyiz İsteminin Reddi)
Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesince CMK"nin 296/1. maddesi gereği verilen "temyiz isteminin reddi" (ek) kararın sanık müdafi tarafından temyiz edilmesi üzerine, CMK"nin 296/2. maddesi gereği bu hususta bir karar verilmek üzere; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
5271 sayılı CMK"nin, temyiz edilemeyecek kararları düzenleyen, 286/2-d maddesinin Anayasa Mahkemesinin 27/12/2018 tarihli ve 2018/71 E. 2018/118 K. sayılı kararıyla iptal edilmeden önceki hali;
"...d) (Değişik : 6545 - 18.6.2014 / m.78) İlk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adli para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,...
Temyiz edilemez." şeklinde iken,
15.02.2019 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 27/12/2018 tarihli ve 2018/71 E. 2018/118 K. sayılı kararıyla; CMK"nin 286/2-d maddesi; Bölge Adliye Mahkemelerince sanık hakkında ilk defa verilecek mahkumiyet kararlarına karşı üst derece yargı denetimi (temyiz) yolunun kapatılmasının, AİHS"ye ek 7. nolu protokole ve Anayasa"nın 36. maddesine aykırı olması gerekçesiyle iptal edilmiştir.
İptal kararı üzerine, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun"un 7. maddesiyle yeniden düzenlenen CMK"nin 286/2-d maddesinin son hali;
"...d) İlk defa bölge adliye mahkemesince verilen ve 272 nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
... Temyiz edilemez." şeklinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı CMK"nin 286/2-a maddesi;
"...a) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları,... Temyiz edilemez.",
5271 sayılı CMK"nin 286/2-e maddesi ise;
"...e) Adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
Temyiz edilemez." hükmünü içermektedir.
Buna göre; 7165 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonrasında,
5271 sayılı CMK"nin 286/2-a maddesinde yer alan; ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına karşı, istinaf başvurusunun "esastan reddine" dair Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına karşı temyiz yolunun kapalı olmasına ilişkin düzenleme; ilk derece mahkemelerince verilen mahkumiyet hükümlerine karşı istinaf yoluna başvurması sonucu, Bölge Adliye Mahkemelerince sanığın mahkumiyetine dair hükme karşı istinaf isteminin esastan reddedilmesi halinde uygulanma kabiliyeti olan bir hükümdür.
5271 sayılı CMK"nin 286/2-e maddesinde yer alan; adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararlarına karşı temyiz yolunun kapalı olduğuna ilişkin düzenleme; kanunlarda sadece adli para cezası gerektiren suçlarla ilgili olarak ilk derece mahkemelerince kurulan her türlü hükme karşı istinaf yoluna başvurulması sonucu; Bölge Adliye Mahkemelerince sanık hakkında ilk kez mahkumiyet hükmü kurulmaksızın verilecek diğer kararlar (esastan reddi, düzeltilerek esastan reddi vb.) için uygulanma kabiliyeti olan bir hükümdür.
7165 sayılı kanunla yeniden düzenlenen CMK"nin 286/2-d maddesinde yer alan; sanık hakkında ilk kez Bölge Adliye Mahkemelerince kurulacak mahkumiyet hükümlerinin, CMK 272/3. maddesi kapsamı dışında kalması kaydıyla, temyiz yoluna dair istisnalardan hariç tutulmasına dair hüküm, CMK"nin 286/2. maddesinde yer alan tüm temyiz istisnalarına yönelik maddeye yeni ve farklı bir ölçüt getiren, sonradan yürürlüğe giren ve özel bir hüküm niteliğinde "istisnanın istisnası" olarak yorumlanması gereken bir hükümdür. Dolayısıyla, 7165 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen CMK"nin 286/2-d maddesinin yürürlüğe girdiği 28.02.2019 tarihi ve sonrasında; temyiz yolu açık olan kararlar içerisine; ilk defa Bölge Adliye Mahkemesince verilen ve 272/3. maddesi kapsamı dışında kalan mahkumiyet kararları da eklenmiştir.
Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümezliği ilkesi ve Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerinin de ancak yürürlüğe girdikten sonra uygulanabileceği birlikte gözetildiğinde, bu hükmün ortaya çıkardığı bu yeni istisnai durumun, ancak 7165 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 28.02.2019 ve sonrasında sanık hakkında ilk kez Bölge Adliye Mahkemelerince verilen mahkumiyet hükümlerine karşı yapılacak temyiz istemlerinde uygulanabilmesi mümkündür.
Sonuç olarak 7165 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen CMK"nin 286/2-d maddesinin uygulanabilmesi için;
- 7165 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 28.02.2019 ve sonrasında, sanık hakkında ilk defa Bölge Adliye Mahkemesince bir "mahkumiyet" kararı verilmiş olması,
- Verilen bu mahkumiyet kararının, CMK"nin 272/3. maddesi kapsamı (3000 TL"ye kadar (3000 TL dahil) adli para cezaları) dışında kalması gerekecektir.
Temyize konu edilen hükme esas somut uyuşmazlıkta;
İlk derece mahkemesi tarafından, şikayetçinin yetkili hamil olmadığı gerekçesiyle şikayet hakkının düşürülmesine karar verildiği, müşteki vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonucu; Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesince, ön inceleme sonucu, istinaf incelemesinin duruşmalı yapılmasına karar verildiği, sanığa meşruhatlı davetiye gönderildiği, sanık müdafiinin vekaletname ve mazeret dilekçesi verdiği, ancak Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesince yapılan duruşmada sanık müdafiinin mazeretinden hiçbir şekilde bahsedilmediği, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda 18.06.2019 tarihinde, sanığın eylemine konu suçun "karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme" olarak düzenlendiğinden bahisle ilk derece mahkemesince kurulan hükmün kaldırılmasına, sanığın eyleminin "karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verme" suçunu oluşturduğu sabit olmakla çekin karşılıksız kalan miktarından az olmamak üzere; sanığın neticeten 248.710 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, ilk kez ve kesin olarak karar verildiği, hükmün sanık müdafiince temyiz edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince bu kez temyiz isteminin, CMK"nin 286/2-a maddesi gereği reddine karar verildiği, bu ek kararın da sanık müdafiince temyiz edildiği görülmektedir.
Yukarıda yazılı mevzuat ve somut uyuşmazlık birlikte değerlendirildiğinde;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesinde yazılı "Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek karara karşı yapılan temyizinin CMK"nin 298/1. maddesi uyarınca reddi" gerektiği yönündeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince kurulan hüküm ve ek karar temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi; gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanık hakkında ilk kez kurulan "18.06.2019 tarihli mahkumiyet" hükmüne karşı 7165 sayılı Kanunla yeniden düzenlenen CMK"nin 286/2-d maddesi gereği temyiz yolunun açık olduğu anlaşılmakla, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesinin yasal dayanaktan yoksun olan tarihli temyiz isteminin reddine dair 08.07.2019 tarihli "ek kararı"nın KALDIRILMASINA karar verilerek;
CMK"nin 294. maddesi gereği, temyiz isteminin gerekçeli olduğu görülmekle, başkaca temyiz isteğinin reddi nedenleri de bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, CMK"nin 299/1. maddesi gereği duruşmalı inceleme yapılmasına dair şartlar oluşmadığından dosya üzerinden yapılan incelemede;
5271 sayılı CMK"nin "İstisnalar" başlıklı 282. maddesi;
"(1) Duruşma açıldığında aşağıda gösterilen istisnalar dışında bu Kanunun duruşma hazırlığı, duruşma ve karara ilişkin hükümleri uygulanır:
a) Duruşma, bu Kanunun öngördüğü genel hükümlere göre başladıktan sonra görevlendirilen üyenin inceleme raporu anlatılır.
b) İlk derece mahkemesinin gerekçeli hükmü anlatılır.
c) (Değişik: 20/7/2017-7035/17 md.) İlk derece mahkemesinde dinlenilen tanıkların ifadelerini içeren tutanaklar ile keşif tutanakları ve bilirkişi raporu anlatılır.
d) (Ek: 20/7/2017-7035/17 md.) Bölge adliye mahkemesi duruşma hazırlığı aşamasında toplanan delil ve belgeler, yapılmışsa keşif ve bilirkişi açıklamalarına ilişkin tutanak ve raporlar anlatılır.
e) Bölge adliye mahkemesi duruşmasında dinlenilmeleri gerekli görülen tanık ve bilirkişiler çağrılır.
f) (Ek:17/10/2019-7188/28 md.) Sanık, müdafii, katılan ve vekilinin davetiye tebliğ edilmesine rağmen duruşmaya gelmemesi hâlinde duruşmaya devam edilerek sanığın sorgu tutanakları anlatılmak suretiyle dava yokluklarında bitirilebilir. Ancak, 195 inci madde hükümleri saklı kalmak üzere, sanık hakkında verilecek ceza, ilk derece mahkemesinin verdiği cezadan daha ağır ise, her hâlde sanığın dinlenmesi gerekir." hükümlerini amirdir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut uyuşmazlıkta; sırf adli para cezasını gerektiren atılı suç kapsamında istinaf incelemesinin duruşmalı yapılması sırasında, CMK"nin 195. maddesine göre çıkartılan meşruhatlı davetiyeden haberdar olan sanık müdafiince istinaf duruşmasına sunulan mazeret dilekçesine rağmen duruşmaya devamla yeni bir hüküm kurulması önünde bir engel bulunmadığı anlaşılmakla,
Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun"da öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
CMK"nin 289. maddesinde yer alan hukuka kesin aykırılık hallerinin bulunmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz olunan hükmünün hukuka uygun bulunduğu,
Anlaşıldığından, sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, tebliğnameye aykırı olarak, CMK"nin 302/1. maddesi gereği TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİNE, CMK"nin 304/1. maddesi gereği, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ise ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.