5. Ceza Dairesi 2014/5398 E. , 2019/10128 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Rüşvet alma ve rüşvet verme
HÜKÜM : Sanıklar ..., ... ve ... hakkında rüşvet verme, sanık ... hakkında rüşvet alma suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında rüşvet verme suçundan açılan kamu davasında eylemlerinin görevin gereklerine uygun davranarak çıkar sağlama suçuna azmettirme, sanık ... hakkında rüşvet alma suçundan açılan kamu davasında eyleminin görevinin gereklerine uygun davranarak çıkar sağlama suçlarını oluşturduğu kabulüyle ayrı ayrı mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Sanıklardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında tayin olunan cezaların miktarına göre müdafilerin duruşmalı inceleme istemlerinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 318. maddesi uyarınca ayrı ayrı reddiyle, İNCELEMENİN DURUŞMASIZ YAPILMASINA, suçtan zarar gören ... vekili ile sanıklardan Hasan müdafin 07/04/2014 ve 25/01/2013 tarihlerinde tebliğ olunan hükümleri CMUK"nın 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra sırasıyla 24/04/2014 ve 04/02/2013 günlü dilekçeler ile temyiz etmiş oldukları anlaşılmakla, temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 317. maddesi
uyarınca ayrı ayrı REDDİYLE, başvurularının kapsamına göre incelemenin O yer Cumhuriyet savcısının sanık ... hakkında rüşvet alma, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... haklarında görevinin gereklerine uygun davranarak çıkar sağlama suçuna azmettirme, sanık ... hakkında görevinin gereklerine uygun davranarak çıkar sağlama suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... müdafilerin ise müvekkilleri hakkında verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla SINIRLI OLARAK YAPILMASINA karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Sanıklar ..., ... ve ... hakkında rüşvet verme, sanık ... hakkında rüşvet alma suçlarından verilen mahkumiyet hükümleri ile sanık ... hakkında rüşvet verme suçundan açılan kamu davasında eyleminin görevinin gereklerine uygun davranarak çıkar sağlama suçuna azmettirme, sanık ... hakkında ise rüşvet alma suçundan açılan kamu davasında eyleminin görevinin gereklerine uygun davranarak çıkar sağlama suçlarını oluşturduğunun kabulüyle verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik (2, 3, 4 ve 5 no"lu hükümler) temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 tarihli ve 2014/118 Esas, 2016/208 sayılı Kararında da benzer şekilde belirtildiği üzere, rüşvet suçu ile korunan hukuki yarar ve bu bağlamda suçun Millete ve Devlete karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, aksinin kabulü halinde hükmolunacak sonuç ceza miktarları göz önünde bulundurulduğunda, 5237 sayılı TCK"nın "Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi" başlıklı 3. maddesinin gerekçesinde "Suç işlenmesiyle bozulan toplum düzeninde adaletin sağlanması için suç işleyen kimseye uygulanacak ceza hukuku yaptırımlarının haklı ve ölçülü olması gerekir. Çünkü, ancak haklı ve suçun ağırlığıyla orantılı bir yaptırım ile suç işleyen kişinin bu fiilinden pişmanlık duyması sağlanabilir ve yeniden topluma kazandırılması söz konusu olabilir" şeklinde açıklanmış olan ölçülülük ilkesine aykırı davranılmış olunacağı hususları da nazara alındığında, sanık ... yönünden birden fazla kişiye karşı gerçekleştirdiği kabul edilen rüşvet alma suçlarının zincirleme biçimde tek suç olarak kabul edilmesi ile dosya kapsamına göre suç tarihi itibarıyla yürürlükte olan ve lehe bulunan TCK"nın 257/3. maddesine göre kurulan hükümler yönünden eylemlerin hukuki anlamda tek fiil ile gerçekleştirildiği, bu kapsamda sağlandığı kabul edilen menfaatlerin birden fazla anlaşmaya konu olacak şekilde sağlandığına dair delil bulunmadığı gözetildiğinde, TCK"nın 43. maddesi tatbik edilmeyen sanıklar yönüyle mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncelerine iştirak edilmemiş, TCK"nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararı doğrultusunda uygulanmasının infaz sırasında nazara alınması mümkün görülmüştür.
Delillerle iddia ve savunma, yapılan yargılama göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen bir kısım sanıklar müdafileri ile O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükümlerin ONANMASINA,
Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında rüşvet verme suçundan açılan kamu davasında eylemlerinin görevinin gereklerine uygun davranarak çıkar sağlama suçuna azmettirme suçunu oluşturduğunun kabulüyle verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik (1 no"lu hüküm) temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Dosya kapsamına göre suç tarihi itibarıyla yürürlükte olan ve lehe bulunan TCK"nın 257/3. maddesine göre kurulan hükümler yönünden eylemlerin hukuki anlamda tek fiil ile gerçekleştirildiği, bu kapsamda sağlandığı kabul edilen menfaatlerin birden fazla anlaşmaya konu olacak şekilde sağlandığına dair delil bulunmadığı gözetildiğinde, TCK"nın 43. maddesinin sanıklar hakkında tatbik edilmemesi yönüyle mahkemenin kabul ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bu hususta bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Daha önce işledikleri hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel olacak şekilde kasıtlı bir suçtan mahkumiyetleri bulunmayan, haklarında takdiri indirim uygulanan sanıkların duruşma tutanaklarına yansımış olumsuz bir halleri de bulunmadığı nazara alınarak; kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyecekleri hususunda ulaşılacak kanaate göre hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, CMK"nın 231/6. maddesindeki objektif ve subjektif koşullar değerlendirilmeksizin, hangi somut veri ve olgulara dayanıldığı gösterilmeden "sanıklara verilen hapis cezasının süresine göre yasal koşulları bulunmadığından 5237 sayılı TCK"nın 50, 51 ve CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına" şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeye topluca başvurularak sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafileri ile O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 24/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.