16. Hukuk Dairesi 2017/1058 E. , 2020/3195 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 2006 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne 23.10.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen ve haritasında yol olarak gösterilen 147,90 metrekare alanlı yolun iptali ile davacıya ait 413 ada 3 parsel sayılı taşınmaz ile birleştirilerek tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14, 17 ve TMK"nın 713/1. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. TMK 713/3. maddesi uyarınca bu nitelikteki davalarda Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliklerinin davada taraf olması zorunludur. Somut olayda dava, Hazine yanında ilgili tüzel kişilik olarak ..."na yönelterek açılmış ise de, karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa hükümleri gereğince Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığı"nın da ilgili tüzel kişisi olarak davada yer alması gerektiği Mahkemece gözden kaçırılmıştır. Bu nedenle davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Oysaki, taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden işin esasına girilemez. Taraf teşkili tam olarak sağlanmaksızın ve eksik araştırma incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması hukuken mümkün bulunmadığı gibi, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün yol olup olmadığı hususunda yapılan araştırma da yetersizdir.
Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle davacıya, davasını Denizli Büyükşehir Belediye Başkanlığı"na da yöneltmesi için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde, açılan Belediyeden savunma delilleri sorulmalı, bildirdiği taktirde delilleri toplanmalı, bundan sonra çekişmeli taşınmaza komşu olan taşınmazların kadastro tutanak ve dayanakları getirtilerek mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile bir fen bilirkişisi ve ziraat mühendisi bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, nizalı taşınmaz bölümünün öncesinin ne olduğu, taşınmazın ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, öncesinin yol olup olmadığı, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflarla, kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki oluştuğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişinden, çekişmeli taşınmaz bölümünün eğimi, niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususlarını ve çekişmeli taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını içerir, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki düzenlenmesi istenilmeli; mahalli bilirkişi ve tanık beyanları, teknik raporlar ile varsa komşu parsel tutanakları ve dayanak kayıtlarıyla denetlenmeli, ve böylelikle davacı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerindeki imar-ihya ve zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği duraksamasız şekilde saptanmalı, TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli yerel ilanlar yöntemine uygun bir biçimde yapılmalı, ilanın yapıldığı ilan tutanakları dosya arasına konulmalı, yasal 3 aylık sürenin dolması beklenilmeli ve bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.09.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.