BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/732 Esas 2020/552 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2017/732
Karar No: 2020/552
Karar Tarihi: 14.10.2020

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/732 Esas 2020/552 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/732 Esas
KARAR NO: 2020/552

DAVA:TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 18/08/2017
KARAR TARİHİ: 14/10/2020

Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili sigorta şirketi nezdinde ticari paket sigorta poliçesi ile sigortalı ...'a ait servis kutu ve borularının davalılar tarafından hasara uğratıldığını ve bu sebeple sigortalıya 07.11.2016 tarihinde 172.81 USD hasar tazminatı ödendiğini, davacı müvekkili sigorta şirketi ödediği 172.81 USD' sının davalılardan rücuen tahsilini teminen sigortalı emtianın hasara uğramasından sorumlu olan davalılar aleyhine rücu mektubu gönderdiğini, davalı tarafın rücu mektubuna olumsuz yanıt verdiğini ve borcunu ödemediğini beyanla dava dışı sigortalıya ödenen 172.81,USD' nın 07.11.2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı ... ... Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından aynı hususa ilişkin .... İcra Müdürlüğü ... Esas sayılı ile icra takibi açıldığını, aleyhine açılan bu takibe karşı süresi içinde itirazda bulunularak takibin durdurulduğunu, davacının bu kez aynı iddia ve talepler ile bu davayı açtığını ve davacının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın ana arter listesinde kaldığını, müvekkili... Müdürlüğünün 28/06/2017 tarih ve ... sayılı yazısında da belirtildiği üzere ... Caddesi anaarter olduğundan adı geçen caddede yapılan kaldırım ve yol düzenleme çalışmaları ... ... Belediyesi'nin uhdesinde yapıldığını, bu sebeple huzurda açılan tazminat davasının muhatabının müvekkili idare değil ... Başkanlığı olması gerektiğini ve müvekkili açısından husumet yokluğundan davanın reddi yönünde karar verilmesini, yargılama giderleri ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu tazminatın dayanağı olayın yaşanmasında müvekkili idarenin hiçbir eylem, işlem ve sorumluluğu söz konusu olmadığını, hizmet kusuru sebebiyle meydana geldiği düşünüldüğünde de idarelerin hizmet kusurlarından dolayı meydana gelebilecek hasarlar tam yargı davalarının konusu içerisine girmekte olup tam yargı davalarının görüp çözüme bağlandığı mercinin İdare Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle davanın İdari Yargıda görülmesi gerektiğinden görevsizlik sebebiyle davanın reddi gerektiğini, işin yüklenici İston A.Ş'ye ihale edildiğini, davanın müvekkili idare yönünden husumet nedeniyle reddi gerektiğini, ihale sözleşmesinin 33.3 maddesi yapılan çalışmalardan dolayı üçüncü şahıslara verilen her türlü hukuki, maddi ve manevi zarardan yüklenici sorumludur denilmek suretiyle idari ve hukuki sorumluluğun yükleniciye ait olacağını beyan ederek davanın öncelikle görev ve husumet yönünden usulden, aksi halde esastan reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, davacı sigorta şirketi tarafından iş yeri sigorta poliçesi kapsamında dava dışı sigortalısına ödenen hasar bedelinin halefiyet ilkesi kapsamında davalı idarelerden rücuen tazmini istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK' nın 114/1-b bendi uyarınca dava şartı olan yargı yolu, HMK.nun 115/1 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
Yargı yolu kavramı, bir hukuk sisteminde, herhangi bir davanın o hukuk sistemine dahil yargı haklarından hangisinde bakılacağını ifade eder. Uyuşmazlığın hangi yargı kolunda bakılacağı hususu, davanın genel şartlarından olup mahkemece resen dikkate alınması gerekir. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Yargı Yolu” başlıklı 125. maddesinin 1. fıkrası “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır” hükmünü, son fıkrası ise “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür” düzenlemesini içermektedir.
İdare hukukunda idarenin iki tür sorumluluğu kabul edilmektedir. Biri idarenin özel hukuk ilkeleri doğrultusunda yaptığı sözleşmelerden kaynaklanan özel hukuk sorumluluğu; diğeri ise, idarenin idare hukuku ilkeleri doğrultusunda yapmış olduğu sözleşmeler ve idarenin her türlü işlem ve eyleminden kaynaklanan kamu hukuku ilkeleri doğrultusunda oluşmuş idare hukukuna özgü sorumluluk türüdür. İdarenin kişilere verdiği zararları tazmin yükümlülüğü, idarenin “hizmet kusuruna (kusurlu sorumluluk)” ve “kusursuz sorumluluğuna” dayanmaktadır.
İdarenin kusura dayanan sorumluluğu, uygulamada “hizmet kusuru” kavramı ile anlatılmaktadır. Hizmet kusurunun tam ve kapsamlı bir tanımını yapmak zor olmakla birlikte genel olarak doktrinde hizmet kusuru; idarenin ifa ile mükellef olduğu herhangi bir kamu hizmetinin kuruluşunda, düzenlenmesinde veya teşkilatında, bünyesinde, personelinde yahut işleyişinde bir takım aksaklık, hukuka aykırılık, bozukluk, düzensizlik, eksiklik, sakatlık veya ihmalin ortaya çıkması, şeklinde tanımlanmaktadır (SARICA Ragıp, ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, “Hizmet Kusuru ve Karakterleri”, Y. 1949, C. 15, S. 4, s. 858; ATAY Ender Etem, İdare Hukuku, Ankara 2006, s. 571; YILDIRIM Turan, İdari Yargı, ... 2008, s. 253 ).
Hizmet kusurunun üç durumda varlığı hem yargı içtihatları hem de öğreti tarafından kabul edilmiştir. Bu üç durum; hizmetin hiç işlememesi, hizmetin geç işlemesi ve hizmetin kötü işlemesidir.
Buna göre idare kural olarak yürüttüğü kamu hizmeti ile nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının “b” bendi gereğince “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar” idari yargı yerinde tam yargı davası açabilecektir. Yine İYUK 15/I-a maddesinde ise, adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği de hükme bağlanmıştır.
Davacı, davalı ... ... Başkanlığı'nı ve ... Başkanlığı'nı hizmet kusuru nedeniyle dava etmiştir.
Kamu hizmeti görmekle yükümlü olan belediyeler, kamu hizmeti sırasında verdikleri zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi değildirler. Kamu tüzelkişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re'sen) dikkate alınması zorunludur.
Nitekim Yargıtay 4. Hukuk Dairesi huzurdaki uyuşmazlık ile aynı nitelikteki benzer bir olayda "Davalı ... başkanlığı kamu kurumu niteliğinde olup; dava konusu zarar kamusal görevin yerine getirilmesi sırasında meydana gelmiştir. İdarenin hizmet kusuru niteliğindeki eylemi sonucu meydana gelen zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdareye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev sorunu, açıkça veya hiç ileri sürülmese de kendiliğinden (re’sen) dikkate alınır. Mahkemece, davalı ... hakkında yargı yolu yönünden dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırı bulunduğundan kararın bozulması gerekmiştir." şeklinde içtihatta bulunmuştur.
Bu açıklamalar ışığında dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; açılan davanın idarenin kamu hizmetini yerine getirirken davacı şirketin sigortalısı ...'a ait tesisata zarar verdiği iddiası ile ikame edilen işbu davanın idari yargı yolunun görev alanı içinde olduğu anlaşıldığından mahkememizin yargı yolu bakımından görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın idari yargının görev alanı içinde kaldığı anlaşıldığından, mahkememizin yargı yolu bakımından görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 54,40-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40-TL'nın mahsubu ile eksik kalan 23,00-TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı ... ... ... Başkanlığı tarafından yapılan 32,50-TL posta giderinin davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 628,00-TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile ... Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2020

Katip ...
e-imzalıdır .


Hakim ...
e-imzalıdır .




Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.