20. Hukuk Dairesi 2017/7255 E. , 2018/183 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ile davalılar Hazine, Orman Yönetimi ve davalı gerçek kişiler tarafından tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 11/10/2006 tarihinde ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış olduğu davada 178 ada 321 parselin 8256,56 m2’lik bölümüne babası ...’dan satın alıp zeytin ağaçları dikmek suretiyle zilyet olduğunu, Mal Müdürlüğünce, taşınmaz babası ...’den mirasçılarına kalmış bir yer imiş gibi kendisi ve diğer mirasçılara ecrimisil ihbarnamesi gönderildiğini ileri sürerek zilyetliğinin tespiti ve tapu kaydına şerh verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın bilirkişi krokisinde (C1), (C2) ve (B) harfleri ile gösterilen toplam 8360,19 m2’lik bölümünün zilyedinin davacı olduğunun tespitine, tapunun beyanlar hanesinde davacının kullanımında olduğu yolunda şerh verilmesine, (A) harfli bölümün orman vasfında olduğu anlaşıldığından bu bölüme yönelik talebin reddine karar verilmiş, hüküm, Hazine, Orman Yönetimi ve davalılar tarafından esasa yönelik olarak, davacı tarafından ise kısmi dava açılmasına rağmen bu husus gözardı edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilip bu orana göre kendisine yargılama giderleri ve vekalet ücreti yükletilmesinin yerinde olmadığı ileri sürülerek temyiz edilmiştir.
Dava zilyetliğin tespiti ile tapu kaydına şerh verilmesine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1943 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1979 yılında aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması yapılmış, sonuçları 07/03/1981 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir. 1998 yılında ise 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre aplikasyon ve 2/B madde uygulaması yapılmıştır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1952 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında Şerefler köyü 301 sayılı 30808800 m2 yüzölçümündeki taşınmaz Devlet Çam Ormanı niteliğinde Hazine adına tespit edilmiş, dava dışı ... tarafından açılan tespite itiraz davasının yargılaması sonucu Köyceğiz Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 27/01/1954 tarih, 1953/154 – 1954/49 sayılı ilamı ile reddedilerek kesinleşmiş, bu taşınmazın 17/07/1991 tarihinde bir bölümü yola terkin edilerek 178 ada 1 parsel altında 28719861,19 m2 yüzölçümü ile tapu kaydı oluşturulmuş, 1996 yılında orman rejimi dışına çıkartılan alanlarda yapılan kullanım kadastrosu sırasında bu parselden ifrazen 12582,38 m2 yüzölçümündeki zeytinlik ve tarla nitelikli dava konusu 178 ada 321 sayılı parselin oluştuğu, dairemiz iade kararı üzerine dosyaya getirtilen 12.07.1996 tarihli hak sahipliği komisyon kararına ekli listede dava konusu 321 nolu parsel hakkında şagil tespitinin yapılmadığı, yine iade kararı üzerine Orman Yönetimince verilen 24/01/2017 tarihli cevabi yazıdan yörede 21/12/2009 tarihinde 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4 maddesine göre kullanım kadastrosu yapıldığı ancak bu çalışmada dava konusu taşınmaz hakkında işlem yapılmadığı anlaşılmaktadır.
1- Davalı Hazinenin temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
Dava zilyetliğin tespiti ile tapu kütüğüne şerh verilmesi istemlerine ilişkindir. Bilindiği üzere, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde yazılı zilyedlik veya muhdesat şerhi, ayni hak olmayıp, kişisel hak niteliğinde olduğundan tapu sicilinden ayrı olarak alınıp, satılması mümkün değildir. Böyle bir talep, tarafların isteğiyle dahi tapu sicil müdürlüğünce yerine getirilemez ve dava yoluyla genel mahkemeden istenemez. Çekişmeli taşınmazın 5834 sayılı Kanunla 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek 4. maddesine göre yapılacak kullanım kadastrosuna konu edilmesi halinde dava konusu edilebilecektir. Aksi halde, taşınmazın tapuya kayıt edilmesinden sonra yapılacak her devir işlemi ayrı bir davanın konusu olacaktır. Bu durum yasanın amacına aykırı olacaktır. Diğer taraftan, 15.01.2009 gün 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa "Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılan yerlerin kadastrosu ve tescili" başlığı ile eklenen "EK MADDE 4- 6831 sayılı Orman Kanununun 20.06.1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi ile 23.09.1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05.06.1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2 nci maddesinin (B) bendine göre Orman Kadastro Komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11. maddesinde belirtilen askı ilânı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir. Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz" hükmü gereğince yapılacak kadastroda, davacının isteğinin yasal olup olmadığı ayrıca değerlendirilecektir. Açıklanan nedenlerle davacı tarafın çekişmeli taşınmazın kendisinin zilyetliğinde olduğunun tapu kaydının beyanlar hanesine yazılmasını istemekte hukuki yararı bulunmadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı olduğu şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görülerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
2- Davacı gerçek kişinin yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazları, davalı ... Yönetimi ile davalı gerçek kişilerin ve davalı ... Yönetiminin esasa yönelik temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede;
İncelenen dosya kapsamına ve yukarıda bir numaralı bentde açıklanan bozma nedenine göre davacı gerçek kişilerin ve davalı ... Yönetimi ile davalı gerçek kişilerin sair yönleri amaçlayan temyiz istemlerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Yukarıda bir numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
2) İki numaralı bentde açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişi ve davalı gerçek kişiler ile davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının REDDİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/01/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.