17. Hukuk Dairesi 2012/3579 E. , 2013/933 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalılar ... ile ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı ... vekili, davalı borçlu ... aleyhine ... takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu bağımsız bölümünü ve arsasını davalı ...’a satışına ilişkin tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalı ... vekili ve davalı ... davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bağımsız bölümün satışının borcun doğumundan önce yapıldığı gerekçesiyle bu taşınmaz için davanın reddine arsa yönünden ise borcun doğumundan sonra ve satış bedeli ile gerçek değer arasında fahiş fark bulunarak tasarruf yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne ... verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı ...’un arsa niteliğindeki taşınmazın satışında edimler arasında aşırı fark bulunmasına, İİK"nin 278/III-2 maddesinde edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğunun öngörülmesine, 3.kişi tara-
fından taşınmazın tasarruf tarihindeki bilirkişilerce belirlenen gerçek değerinin ödendiğinin yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlanamamasına, edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde 3. kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceğine ayrıca bu satış sırasında kiracısı durumunda olduğu bildirilen borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğunun anlaşılmasına göre davalı ... vekili ve ...’nin temyiz itirazlarının reddi ile dava konusu arsa ile ilgili hükmün onanması gerekir.
2- Dava konusu bağımsız bölüm ile ilgili olarak davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince,
Davalı borçlunun cevap dilekçesi ve duruşma sırasındaki beyanlarına göre borç kaynağı bononun tasarruftan önceki bir alacak meselesinden dolayı verildiği açıklığa kavuşturulmuş olup davanın diğer koşullarının değerlendirilmesinde ise bu taşınmaz satışında bedeller arasında mislini aşan bir fark bulunmasa da davalı ...’un gerek tanık beyanlarına gerekse kendi beyanlarına göre taşınmazı satın almadan önce borçlu ...’nin durumu hakkında bilgi sahibi olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki taşınmazın satın alınmasından sonra borçlunun kiracı olarak taşınmazda oturmaya devam ettiği ileri sürülmüş ise de dava açılıncaya kadar olan dönemdeki kiraların ödendiğine ilişkin geçerli bir delil de ileri sürülmüş değildir. Bu hususun hayatın olağan akışına uygun düştüğü de söylenemez. Davanın açıldığı gün yapılan yıllık kira bedeli ödemesinin de geçmiş yıllara ait kiraya mahsuben yapıldığı ispat edilememiştir. Kiraların peşin ödenmesi yerine 1 yıllık sürenin ardından toptan ödenmesi de ticari amaçlı bir tasarruf için inandırıcı değildir. Hal böyle olunca davanın bu taşınmaz yönünden de kabulü yerine yazılı gerekçelerle reddi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ve davalı ...’nin temyiz itirazlarının reddi ile 638 ada 14 parsele yönelik hükmün ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü 401 ada 153 parseldeki 8 numaralı bağımsız bölüm yönünden hükmün BOZULMASINA, ... düzeltme yolu açık olmak üzere ve aşağıda dökümü yazılı 308,88 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ... ve
..."ten alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 4.2.2013 gününde oybirliğiyle ... verildi.