Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2014/3845
Karar No: 2021/2010
Karar Tarihi: 01.06.2021

Danıştay 13. Daire 2014/3845 Esas 2021/2010 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2014/3845
Karar No:2021/2010

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … (…)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, ... Filmcilik ve Yapımcılık A.Ş.'nin kanunî temsilcisi olduğu gerekçesiyle kamu alacağının tahsili amacıyla adına düzenlenen toplam 322.732.394-TL tutarındaki … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; davacının …. Filmcilik ve Yapımcılık A.Ş’de 01/03/2000-30/05/2001 tarihleri arasında kanunî temsilci olarak görev yaptığı ve 22/04/1998-22/11/2000 tarihleri arasında kredi kullandırıldığı konusunda tereddüt bulunmadığı, davacının bu döneme ilişkin olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un Mükerrer 35. maddesi gereğince sorumlu tutulabileceği, ancak bu madde gereğince davacının kanunî temsilci olarak görev yaptığı döneme ilişkin amme alacaklarından davacının sorumlu tutulabilmesi için dava konusu ödeme emrine konu borçla ilgili olarak davacının kanunî temsilci olarak görev yaptığı döneme ilişkin sorumluluğunun bulunup bulunmadığının somut olarak ortaya konulması gerektiği;
Davacının, dava konusu işlemlerle takip edilen ve tahsili güvence altına alınmak istenilen Fon alacağının, kamu zararına neden olan kredilerin geri ödenmesi gereken süre zarfında yani şirket borcunun ödenmesi gerektiği tarihlerde … Filmcilik ve Yapımcılık A.Ş.'nin kanuni temsilcisi olduğu ve dava konusu ödeme emrine konu borçla ilgili olarak davacının kanunî temsilci olarak görev yaptığı döneme ilişkin sorumluluğunun bulunduğu açık olduğundan, … Filmcilik ve Yapımcılık A.Ş’nin davalı idareye olan borcunun tahsil edilememesi ve tespit edilen mal varlığının Fon alacağını karşılayacak düzeyde bulunmaması nedeniyle kamu alacağının tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanun uyarınca davacı hakkında düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu ödeme emrine konu alacağın kamu alacağı olmadığı, banka kredilerinin tamamının 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilmesi gereken alacaklardan olmadığı, bankaya 2001 yılında el konulduğundan öncelikli olarak şirketin takip edilerek, tüm mal varlığı paraya çevrildikten sonra aciz vesikası düzenlenip, davacıya ödemeye çağrı mektubu tebliğ edilerek sorumluluğunun ve yasal haklarının anlatılması gerektiği hâlde davalı idarece bunların yapılmadığı, kullandırılan kredilere ilişkin olarak hiçbir kaydın dosya kapsamında yer almadığı , davalı idarenin tek taraflı beyanı ile dava konusu miktarın kamu zararı olarak görülmesinin hukuka aykırı olduğu, … tarih ve … sayılı Fon Kurulu kararıyla 42 kişiden oluşan listede yer alan İ.Ş.'nin yaklaşık 113.000.000,00-TL'den sorumlu tutulmasına rağmen, 5.000.000,00-TL ödeme yaparak bu tutarı aşan kısımla ilgili işlemlerden vazgeçildiği, dolayısıyla ödeme emirleri üzerindeki rakamların hiçbir gerçekliğinin ve geçerliliğinin bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının borçlu şirketin önceki dönemlerde gerçekleşmiş iş ve işlemlerinden kaynaklanan şirket bilançolarındaki kredileri ve toplam zararı bilerek yönetim kurulu üyeliği görevini kabul ettiği, kamu zararına neden olan kredilerin geri ödenmesi gereken süre içinde kanunî temsilci olarak görev yaptığı, hâlen bu alacakların ödenmediği ve tahsil imkânının da artık kalmadığı, somut olayda davacının kanunî temsilcisi olduğu şirkete tebliğ olunan ödemeye çağrı mektubu ile alacağın vadesinin oluşturulduğu, davacının şirketle ilgili sorumluluk tutarı hesaplanırken yapılan her türlü tahsilatların dikkate alındığı, şirketin her bir kanunî temsilcisi için sorumlu oldukları borç tutarının ayrı ayrı belirlendiği, alacağın tahsili sırasında borçlular ile yapılacak anlaşmalara ilişkin olarak Fon'un iskonto da dahil olmak üzere, her türlü tasarrufta bulunmaya, sulh olmaya, satmaya, geri almaya, alacağına mahsuben menkul ve gayrimenkul mallar ile her türlü hak ve alacakları belirleyeceği koşullar ile devralmaya, alacağı yeniden itfa planına bağlamaya yetkili olduğu, İ.Ş. ve diğer bir kısım başka kanunî temsilciler ile Fon arasında protokoller imzalandığı, davacının da borcunu tasfiye etmek üzere başvurması hâlinde indirimli tutarlar üzerinden kendisiyle de anlaşma yapılma ihtimalinin her zaman mevcut olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dairemizin 13/11/2019, 03/03/2020 ve 28/12/2020 tarihli ara kararlarına gelen cevaplar da dikkate alındığında, temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 01/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi