
Esas No: 2020/10004
Karar No: 2021/2671
Karar Tarihi: 04.03.2021
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/10004 Esas 2021/2671 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
...
Dava, itibari hizmet süresinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, müvekkilinin mülga 506 sayılı Kanunun Ek 5. maddesinin II. bendinde yer alan basım işyeri niteliğindeki davalı şirket bünyesinde 27.07.1992-14.03.2017 tarihleri arası çalıştığını, itibari hizmet süresinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Kurum vekili, aleyhe hususları kabul etmeyerek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı .... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tespitini istediği süreler yönünden taleplerinin zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazları doğrultusunda davacının taleplerinin reddi gerektiğini, davacının hizmet süresinin davalı iş yerindeki başlangıcının 27.07.1992 tarihi olmadığından dava dilekçesinde belirtilen hizmet süresini kabul etmediklerini, davacının ilk işe girdiği ... Filtre Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile davalı müvekkili şirketin hiçbir alakası ve sorumluluğunun bulunmadığını, her iki şirketin ortaklarının ve iştigal sürelerinin farklı olduğunu, bu nedenle davacının iddia ettiği 27.07.1992 gününden itibaren geçen sürenin tamanının davalı şirkette geçmediğini, bu nedenle taleplerin öncelikle husumet nedeniyle reddini talep ettiklerini, müvekkili davalı şirketin 2932 iş kodu ile filtre sektöründe faaliyet gösteren bir firma olduğundan ve 506 sayılı Yasa Ek:5/Lv"de sayılan iş kollarında olmadığından dava şartları oluşmadığından reddine, davalı müvekkili şirkette, davacının çalışma ortamı ve hizmetin geçtiği yerde insan sağlığı açısından tehlike arzeden davacının davasına esas olan iş yeri şartları bulunmadığından davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
""...Somut olayda, davalı iş yerinde ambalaj üzerine baskı yapıldığı, söz konusu iş yerinde basım ve gazetecilik adına herhangi bir faaliyette bulunulmadığı, basım iş yerinin mevkute çıkarmaya yönelik olarak faaliyet göstermesi gerektiği, bu nedenle davalı iş yerinin 506 sayılı Kanun"un Ek 5. maddesinde belirtilen itibari hizmet süresinden yararlanılabilecek iş kollarına girmediği, davacının "basım" iş yeri özelliği bulunmayan bu iş yerinde çalıştığı, itibari hizmet süresinde işçi yararına yorum ilkesi ile iş yeri alanlarının genişletilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddi karar verilmiştir.
B-BAM KARAR
Somut olayda, davalı iş yerinde ambalaj üzerine baskı yapıldığı, söz konusu iş yerinde basım ve gazetecilik adına herhangi bir faaliyette bulunulmadığı, basım iş yerinin mevkute çıkarmaya yönelik olarak faaliyet göstermesi gerektiği, bu nedenle davalı iş yerinin 506 sayılı Kanun"un Ek 5. maddesinde belirtilen itibari hizmet süresinden yararlanılabilecek iş kollarına girmediği, davacının "basım" iş yeri özelliği bulunmayan bu iş yerinde çalıştığı anlaşılmakla davacı vekilinin bu yönü amaçlayan istinaf talebi yerinde olmadığı, HMK"nin 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re"sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonunda; uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili; davalı işverenin iş koluna bakarak davanın reddedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilin davalı iş yerinde matbaa baskı ustası olarak çalıştığını, davalı işveren her ne kadar filtre işini ifa ediyor ise de; firmanın kutu ihtiyacını gidermek için matbaa birimini kurduğunu, ham karton olarak aldığı kutuları müvekkiline tevdi ettiğini, müvekkilinin ham karton üzerine firmanın amblem ve filtre tanıtımını içeren resimleri matbaa ustası olak kartona işlediğini, müvekkilinin çalıştığı alanda aydınlatmanın olmadığını, kullanılan kimyasalların insan sağlığı üzerinde ölümcül risk barındırdığını, değilse bile ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini, bunun tanık beyanları ve bilirkişi raporuyla sabit olduğunu, matbaa biriminin iş yerinde ayrı bir birim olarak açıldığını, müvekkilin filtre fabrikasında filtreleme ile herhangi bir iştigalinin söz konusu olmadığını, bu sebeplerle kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
İtibari hizmet süresi, ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanların erken yıpranmaları nedeniyle daha erken emekli olabilmeleri için kanun koyucu tarafından belirlenmiş erken emeklilik sağlayan düzenlemelerden biridir. İtibari hizmet süresi fiilen olmayan ancak kanun koyucu tarafından verilen imkân nedeniyle varsayılan bir sürenin sigortalılık süresine eklenmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun’un Ek 5’inci maddesi:
“506 sayılı Kanuna göre sigortalı sayılanların, aşağıda sayılan görevlerde geçen sigortalılık sürelerine, bu sürelerin her tam yılı için, hizalarında gösterilen süreler, sigortalılık süresi olarak eklenir.
Sigortalılar hizmetin geçtiği yer eklenecek süre;
I-a) 212 sayılı Kanunla değiştirilen 5953 sayılı basın mesleğinde çalışanlarla çalıştıranlar arasındaki münasebetleri düzenliyen kanun kapsamına tabi olarak çalışan sigortalılar.
5953 sayılı Kanunu Değiştiren 212 sayılı Kanunun birinci maddesi kapsamıma giren, 90 gün,
b) Basın kartı yönetmeliğine göre basın kartına sahip olmak suretiyle gazetecilik yaparken, kamu kurumlarına giren ve bu kurumlarda meslekleriyle ilgili görevlerde istihdam edilen sigortalılar.
Basın müşavirlikleri;
II - (Değişik bent: 20/06/1987 - 3395/13 md.)
Basım ve gazetecilik işyerlerinden 1475 sayılı Kanun ve değişikliklerine göre çalışan sigortalılar,
a) Solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz veya diğer zehirleyici maddelerle çalışılan iş yerleri,
b) Fazla gürültü ve ihtizaz yapıcı makine ve aletlerle çalışarak iş yapılan işyerleri,
c) Doğrudan doğruya yüksek hararete maruz bulunarak çalışılan işyerleri,
d) Fazla ve devamlı adali gayret sarf edilerek iş yapılan işyerleri,
e) Tabii ışığın hiç olmadığı ve münhasıran suni ışık altında çalışılan işyerleri,
f) Günlük mesainin yarıdan fazlası saat 20.00"den sonra çalışılarak yapılan işyerleri,
III - (Ek bent: 20/06/1987 - 3395/13 md.) Denizde gemi adamları, gemi ateşçileri, kömürcüler, dalgıçlar.
IV - (Ek bent: 20/06/1987 - 3395/13 md.)
1. Çelik, demir ve tunç döküm,
(...)*, fabrika,
2. Zehirli, boğucu, yakıcı, öldürücü atölye, havuz ve depolarda, trafo binalarında ve patlayıcı gaz, asit, boya işleriyle gaz da çalışanlar, maskesi ile çalışmayı gerektiren işlerde,
3. Patlayıcı maddeler yapılmasında,
4. Kaynak işlerinde çalışanlarda,
Kesirlerin hesaplanmasında tam yıl 360 gün olarak alınır. Fiilen çalışılmış güne eklenecek itibari hizmet günü sayısının bulunmasında (Çalışılan gün sayısı x 0,25) formülü uygulanır.” Düzenlemesini içermektedir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Kanunun Ek 5’inci maddesidir. Anılan maddeye göre, sigortalıların itibari hizmetten yararlanabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekir. Birinci koşul sigortalının basım ve gazetecilik iş yerlerinde çalışması, ikinci koşul ise; II. bendin (a-f) alt bendlerinde yazılı fiziksel dış etkenlerin ve olumsuz çalışma koşullarının olayda ayrıca gerçekleşmesidir.
1-506 sayılı Yasanın 2. maddesinde bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar sigortalı sayılmışlardır. Hizmet akdi, öğretide de kabul edildiği gibi iş görme, bağımlılık ve ücret unsurlarından oluşmaktadır. Burada söz konusu olan iş, ekonomik bakımdan iş olarak değerlendirilebilen her türlü çalışmayı ifade etmektedir. 506 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir.
Öte yandan, dava konusu sübjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı medeni usul hukukumuzda "sıfat" olarak tanımlanmaktadır ve bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin o dava ile ilgili kimseler olması zorunludur. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olmasına karşın, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan, anılan hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da hakkın sahibine aittir ve buna aktif husumet denilmektedir. Bir sübjektif hak kendisinden istenebilecek olan kişi ise o hakka uymakla yükümlü olan kimsedir ve bu da pasif husumet olarak adlandırılmaktadır. Sübjektif hakkın sahibi olan kimse ile o hakka uymakla yükümlü bulunan kişinin kimler olduğunun saptanması, bir başka anlatımla davada davacı ve davalı sıfatlarının kimlere ait olduğu hususu, dava konusu hakkın özüne ilişkin maddi hukuk sorunudur. Dava açan veya aleyhine dava açılan kişiler o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip değillerse, mahkemece dava konusu hakkın esası hakkında inceleme yapılmadan dava sıfat yokluğundan reddedilir ve bu karar davanın dinlenemeyeceğine ilişkin değil esasına yönelik bir karar niteliğindedir. Davacı veya davalıdan birinin taraf sıfatına sahip olmaması durumunda verilecek olan red kararı o davadaki taraflar arasında maddi anlamda kesin hüküm oluştursa da, dava konusu hak ve taraf sıfatına sahip olan kişiler bakımından kesin hükümden söz edilemeyecektir. Dava konusu hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olan taraf sıfatı ve sıfat yokluğu, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itiraz niteliğindedir ve yargılamanın her aşamasında, isteme gerek kalmaksızın mahkemece kendiliğinden gözetilmesi zorunludur.
Somut olayda; davacının, isteme konu 27.7.1992-5.6.1996 ve 10.01.1998-14.07.2017 tarihleri arasında davalı işyeri ... Filtre San. A.Ş nezdinde, 06.06.1996-31.12.2007 tarihleri arasında dava dışı işyeri olan Birlik Filtre nezdinde tüm zamanlarda itibari hizmet kodundan herhangi bir bildirim yapılmaksızın bildirimlerin yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece kabule konu dönemde taraf olmayanlar yönünden de karar verildiği bu bağlamda HMK 124. Maddesi kapsamında bildirim yapılan Birlik Filtre işyeri davaya dâhil edilmesi suretiyle varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
2-Uyuşmazlık, davalı iş yerinin basım işi niteliğinde olup olmadığı ve davacının davalı iş yerinde geçen çalışmaları yönünden itibari hizmetten yararlanıp yararlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Her ne kadar iş yeri davalı Kurum kayıtlarında yağ filtresi imali işyeri olarak belirtilmekle birlikte dosyadaki beyanlardan işyerinde ayrı olarak matbaa (basım) bölümü oluşturularak iş yerine ilişkin kutu baskı ambalaj işlerinin yapıldığı, tanık anlatımlarından davacının matbaa (baskı) ustası olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, öncelikle, işyerinin faaliyet alanı belirlenerek, davalı işverenden davacıya ait şahsi dosyası celp edilerek, hangi tarihlerde ne iş yaptığı belirlenerek, davalı işveren ile arasında aynı konuda dava bulunmayan bordro tanıkları belirlenerek, işyerinde itibari hizmet süresinden yararlanmayı gerektirir koşullarda bildirimi yapılan sigortalılar bulunup bulunmadığı araştırılarak, varlığı halinde, çalışma ortamı yönünden beyanlarına başvurulması gereği üzerinde durularak, maruz kalınan etkenlerin oluşturduğu hastalıklar alanında Uzman tıp doktoru, matbaacılık işinden anlayan kimya yüksek mühendisi ve makine yüksek mühendisi, iş güvenliği uzmanlarından oluşacak üç kişilik bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak; davacı işçinin işyerinde yaptığı işin niteliği konusunda, işyerindeki incelemeden elde edilen bulgular esas alınarak, öncelikle, davacının çalıştığı yerin basımevi niteliğinde olup olmadığı belirlenmeli bu ön koşulun varlığı belirlendikten sonra, davalı işyerinin hangi bölümlerden oluştuğu, davacının hangi bölümde çalıştığı, matbaa biriminin sürekli faaliyette bulunup bulunmadığı, davacının sürekli olarak matbaa bölümünde çalışıp çalışmadığı, ayrı bir havandırması olup olmadığı, çalışılan makinelerin konumları, makinelerin aynı çatı altında faaliyette bulunulup bulunulmadığı, matbaa bölümünün kaç bölümden oluştuğu, bölümler arası geçişi sağlayan kapılar var ise konum ve büyüklükleri, çalışma esnasında anılan kapıların kapalı olup olmadığı ve kapatılmış ise hangi tarihten itibaren kapatıldığı, çalışmanın basımevi işyerinin hangi bölümlerinde geçtiği, yapılan işin niteliği, özellikleri ve buna bağlı olarak hangi olumsuz dış etkenlere maruz kalındığı; gürültü ve ihtizaz yapıcı makine ve aletlerdeki çalışma düzeniyle, çalışmanın gerçekleştiği saatler, gürültü düzeyi ve kullanılan maddelerin, insan sağlığı için tehlike sınırı gözetilerek, yargısal denetime elverir biçimde ortaya konulan rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesine, 04/03/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.