3. Hukuk Dairesi 2020/3044 E. , 2020/6612 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; su abonesi olan davalının işlettiği akaryakıt istasyonunda dışarıdan tankerle aldığı suyu kullanması sonucunda oluşan atıksuyu kanalizasyona tahliye ettiğini, atıksu bedeli ödemeyen davalının haksız kazanç elde ettiğini, atıksu bedelinin tahsili için yapılan takibin ise davalının haksız itirazı üzerine durdurulduğunu ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı; davaya konu akaryakıt istasyonunda davacı kurumun atıksu abonesi olduğunu ancak körelip yosun tutması nedeniyle kuyudan faydalanamadığını, bu nedenle Keçiören"de işletmekte olduğu diğer bir akaryakıt istasyonunun kuyusundan çıkan suyu taşıyarak akaryakıt istasyonunda verdiği oto yıkama hizmetinde kullandığını, taşınan suyun bedelinin ise Keçiören"de bulunan istasyonun atıksu aboneliğinden ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile takibin devamına, icra inkar tazminatı isteminin ise reddine dair verilen 13/10/2015 tarihli karar; davalı tarafın temyizi üzerine, Dairece verilen 21/10/2019 tarihli ve 2019/4350 Esas 2019/8123 Karar sayılı kararla; faizin türü konusunda gerekçe ile hükmün çelişkili olduğu gerekçesiyle (davalı tarafın diğer temyiz itirazları incelenmeksizin) bozulmuştur.
Bozma kararına uyan mahkemece; davalı borçlu tarafından 25/12/2015 tarihinde 27.384,82 TL ödeme yapılarak icra takip dosyasının infazen işlemden kaldırıldığı, bu nedenle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Bilindiği üzere, bir davanın konusunun kalmadığından bahsedebilmek için, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması; eş söyleyişle tüm tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması gerekir.
Somut olayda ise; bozma sonrası yapılan yargılamada, davacı vekilinin takibe konu borcun ödendiği yönündeki beyanı üzerine, icra müdürlüğünden ödemenin varlığı sorulmuş ve gelen cevabi yazıda davalı tarafından 25/12/2015 tarihinde ödeme yapılarak icra takip dosyasının infazen işlemden kaldırıldığının bildirilmesi üzerine davanın konusunun kalmadığına karar verilmiş ise de, davalı tarafından davacı tarafa yapıldığı belirtilen ödemenin, mahkemece verilen (ve Dairece bozulan) 13/10/2015 tarihli kararın icra takibine konu edilmesi üzerine yapıldığı anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla; icrası için kesinleşmesi gerekmeyen 13/10/2015 tarihli kararın, temyiz aşamasında davacı tarafından ilamlı icraya konulması üzerine, davalı tarafından haciz tehdidi altında yapılan ödemenin iradi bir ödeme olmadığı ve bu halde de taraflar arasındaki uyuşmazlığın devam ettiği, sonuç olarak davanın konusuz kalmadığı ortadadır.
Buna göre, mahkemece; dava konusunun ortadan kalkmadığı gözetilerek, uyulan bozma kararı doğrultusunda, gerekçe ile hüküm arasındaki çelişki giderilecek şekilde vicdani kanaate göre yeniden uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davalı tarafından yapılan ödemenin yanılgılı değerlendirilmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.