
Esas No: 2017/21600
Karar No: 2019/8840
Karar Tarihi: 16.04.2019
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/21600 Esas 2019/8840 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının davalı Belediyeye ait işyerinde 30.03.2014 tarihine kadar çalıştığını, fazla çalışma ücretlerinin ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan diğer alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı vekili, davanın davacının nakledildiği ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yöneltilmesi ve husumet yönünden reddi gerektiğini, davacının fazla çalışma alacağı bulunmadığını, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkeme kararında yazılacak hususlar 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Maddeye göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.Öte yandan, kanunun aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararın hüküm fıkralarının, açık, anlaşılır, çelişkisiz ve uygulanabilir olması gerekmekle birlikte, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların Mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi sebeplere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak, kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi sebeple haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtayın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi sebeple o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 10.04.1992 tarihli ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı ilamı gereğince bozma sebebidir.Somut uyuşmazlıkta Mahkemece kısa kararda hafta tatili ücreti talebi yönünden, “Hafta tatili ücreti alacağı yönünden 100,00 TL"lik kısmın dava tarihinden, 3.724,38. TL"nin ıslah tarihi olan 18.12.2015 tarihinden itibaren işletme kredilerine uygulanan faizi geçmemek üzere mevduata fiilen uygulanan en yüksek mevduat faiz ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” şeklinde hüküm kurulmasına rağmen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında “3-Hafta tatili ücreti alacağı yönünden 100,00 TL"lik kısmın dava tarihinden, 3.794,38. TL"nin ıslah tarihi olan 18.12.2015 tarihinden itibaren işletme kredilerine uygulanan faizi geçmemek üzere mevduata fiilen uygulanan en yüksek mevduat faiz ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” şeklinde, kısa kararda “Toplu İş Sözleşmesi farkı ücreti alacağı yönünden 100,00 TL"lik kısmın dava tarihinden, 4.417,00 TL"nin ıslah tarihi olan 18.12.2015 tarihinden itibaren işletme kredilerine uygulanan faizi geçmemek üzere mevduata fiilen uygulanan en yüksek mevduat faiz ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine” şeklinde hüküm kurulmasına rağmen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında “4-Toplu İş Sözleşmesi farkı ücreti alacağı yönünden 100,00 TL"lik kısmın dava tarihinden, 3.597,10 TL"nin ıslah tarihi olan 18.12.2015 tarihinden itibaren işletme kredilerine uygulanan faizi geçmemek üzere mevduata fiilen uygulanan en yüksek mevduat faiz ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine," şeklinde, kısa kararda ilave tediye alacağının reddine dair hüküm kurulmasına rağmen, gerekçeli kararda “5- İlave Tediye alacağı yönünden 10,00TL"lik kısmın dava tarihinden itibaren, 577,80 TL"nin ıslah tarihi olan 18.12.2015 tarihinden itibaren işletme kredilerine uygulanan faizi geçmemek üzere mevduata fiilen uygulanan en yüksek mevduat faiz ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine” şeklinde karar verilerek kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunması tek başına bozma sebebi olup, kararın sair temyiz sebepleri incelenmeden bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.