Esas No: 2019/3378
Karar No: 2021/1991
Karar Tarihi: 01.06.2021
Danıştay 13. Daire 2019/3378 Esas 2021/1991 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/3378
Karar No:2021/1991
TEMYİZ EDENLER : 1. (DAVACI) … Yayıncılık A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
2. (MÜDAHİL DAVACI YANINDA) … Film Programları Yapımcılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …-…
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Üst Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait "…" logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 12-13-17-18-19/04/2017 tarihlerinde yayınlanan "…" isimli programda 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrasının tekraren ihlâl edildiğinden bahisle, anılan Kanun'un 32. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 1.076.725,84-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (Üst Kurul) … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu programın "korumalı saatler" olarak sınıflandırılan zaman dilimleri içerisinde yayınlandığı, olumsuz davranışlar ve örnekler içerdiği, içinde bulunduğu yaş grubuna özel fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişim süreçlerinden ötürü, gerçek ile hayali, doğru ile yanlışı ayırt edip karşılaştıkları görsel içeriğe dair eleştirel bir okuma yapabilecek olgunlukta olmayan çocuklar ve gençler açısından sakıncalı olduğu, dolayısıyla programın içeriğinin ağırlıklı olarak olumsuz davranış, tutum ve temsillerden oluştuğundan bahisle, ihlâle konu yayınlarda 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasına aykırı olduğu ve anılan ilke tekraren ihlâl edildiğinden bahisle dava konusu işlemin tesis edilmesi üzerine bu işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı, uyuşmazlığın çözümünün teknik bir inceleme gerektirmesi nedeniyle, Mahkemenin 13/10/2017 tarihli ara kararına istinaden hazırlanan bilirkişi raporunda, 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "Radyo ve Televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar, bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz" hükmünün ihlâl edildiği kanaatine varıldığı, anılan raporun hükme esas alınabilecek nitelikte bulunduğu; bu durumda davacı yayın kuruluşunda, 12-13-17-18-19/04/2017 tarihlerinde yayınlanan "..." isimli programın 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrası hükmünü tekraren ihlâl ettiğinden bahisle davacı şirketin idari para cezası ile cezalandırılmasına dair Üst Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kararın hukuka aykırı olduğu, davaya konu uyuşmazlık kapsamında düzenlenen bilirkişi raporunun hükme alınacak nitelikte olmadığı, rapora yönelik itirazların dikkate alınmadığı, bilirkişilerce idarenin hazırlık işlemi niteliğindeki izleme raporunun kabul edildiği belirtilerek ek görüşlere yer verildiğinden raporun sıhhati ve tarafsızlığının etkilendiği, benzer konuda verilen bilrkişi raporunda 7 yaş ve üzeri çocukların mantık ve neden sonuç yürütme becerisi olduğu ve göze çarpan farklılıkları doğrudan içselleştirmediği, gözlemler ile mantık süzgecinden geçirdiğinin belirtildiği, moda yarışması tarzındaki programda cinsellik ve bedene yönelik çağrışımların bulunmadığı, bilirkişi raporunun bu kısmlarının konuyla ilgisinin olmadığı, yarışmada kritiği yapılan hususun kadın bedeni olmadığı, adaylarca tercih edilen kıyafetlerin konsepte uygunluğu ve özgün şekilde tasarlanan kombinlerin uyumu olduğu, dış görünüme yapılan vurgunun abartılı bir dille kullanıldığı iddiasının çarpıtma olduğu, dava konusu işlemde Türkçenin özellikleri ve kuralları bozularak dilin düzeysiz , kaba ve argo kullanıldığına yönelik bir iddianın bulunmadığı, bilirkişi heyetinden istenilen uzman görüşünün konu ile ilgilisinin olmadığı, bu hususta heyetin uzmanlığının bulunmadığı, nitekim idarece dilin kullanımına yönelik Kanun'un 8/m bendinde yer alan ilke yönünden ihlâl unsuru görülmediği, bilirkişi raporunda bu yönde yapılan çıkarıma itibar edilmemesi gerektiği, programdaki ifadelerin aşağılayıcı ve küçük düşürücü olmadığı, program "Reality Show" formatında bir moda yarışması olduğu için küçük gerilim ve tartışmaların olabileceği, moda yarışması olduğundan çocukların ilgisini çekmeyeceği, programda olumlu yorumlar ve tavsiye ifadelerinin geçtiği, farklı günlerde yayınlanan bölümler harmanlanarak olayın bütünlüğüne müdahale edildiği, sunucunun gereken durumlarda araya girerek sağlıklı müzakere ortamında görüşlerin ifade edilmesi ve olumsuz örnek oluşturabilecek davranışların engellenmesi için azami gayret sarf ettiği, para cezası belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılarak ceza verildiği, bu sınırdan neden ayrıldığının gerekçesinin belirtilmediği, gerekçe gösterilmeden cezada artırım yapıldığı, hukuki belirlilik ve güvenlik ilkesinin ihlâl edildiği; davacı yanında müdahil tarafından, programın çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar vermesinin söz konusu olmadığı, moda yarışmasında zaman zaman yorum ve eleştiriler nedeniyle gerginlik yaşanabileceği, ancak küfür ve hakaretin olmadığı, moda yarışması olan programda çocukların hedef kitle olmadığı, dava konusu işleme esas teşkil eden ilke bakımından açılan davada verilen iptal kararının bakılan davada emsal olarak göz önünde bulundurulması gerektiği, fahiş miktardaki cezanın ölçülülük ilkesiyle bağdaşmadığı, programda küçük düşürücü ve aşağılayıcı ifadelerin yer almadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, kararın hukuka uygun olduğu, bilirkişi raporunun uzman ve yetkin kişilerce hazırlandığı, dava konusu yayında yer alan küçümseme, aşağılama, alay ve hakaret etme gibi kişiler arası iletişim örneklerinin çocuklar açısından olumsuz örnek alınabileceği, dış görünüş göre küçümseme ve alay etme gibi davranışlar geliştirebileceği, programda kadın yarışmacılar eleştirilirken kullanılan olumsuz dile maruz kalan çocukların dil edinimi açısından olumsuz örnek teşkil edebileceği ve zihinsel gelişimlerini etkileyeceği, idari para cezasının miktarı belirlenirken Üst Kurul'un takdir yetkisini kullandığı, bu yetkiyi kullanırken ihlâlin ağrılığı ve yayın ortamının dikkate alındığı, anılan programın müeyyide sicil listesinde pek çok kez Kanun'un muhtelif maddelerini ihlâl ettiğinin gözlemlendiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının ve davacı yanında müdahilin temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya ve davacı yanında müdahile iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 01/06/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.