12. Ceza Dairesi 2020/1040 E. , 2021/5429 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabülü ile 50,00 TL manevi tazminatın yakalama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine
Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili, davacı vekili ve mahalli cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Davalı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırının 2.190,00 TL olduğu ve davacı lehine hükmedilen tazminat miktarının 50,00 TL olması nedeniyle hükmün davalı açısından kesin olduğu görülmekle;
Davalı vekilinin temyizinin katılma yolu ile yapılmadığı dikkate alınarak, 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan ve 21.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik HUMK’un 427. ve ek 4. maddelerindeki temyiz sınırı ve hükmolunan tazminat miktarına göre hükmün kesin olması nedeniyle davalı vekilinin temyiz isteminin 1086 sayılı HUMK’un 432. maddesi gereğince isteme uygun olarak REDDİNE,
2-Davacı vekilinin ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırının 2.190,00 TL olduğu ve reddedilen talep miktarının kesinlik sınırının üzerinde olması nedeniyle hükmün davacı yönünden kesin olmadığı anlaşıldığından, tebliğnamedeki hükmün kesin olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin görüşe iştirak edilmemiştir.
Tazminat talebinin dayanağı olan Van 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/35 Esas – 2015/983 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının 2911 sayılı yasaya muhalefet suçundan 14.03.2014 saat 20:20 sıralarında yakalandığı, Cumhuriyet savcısının talimatı üzerine ifadesi alındıktan sonra 15.03.2014 tarihinde doktor raporunun alınmasının ardından serbest bırakıldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 16.02.2016 tarihinde kesinleştiği, yakalama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK"nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu,
Davacının 1.250,00 TL maddi, 1.250,00 TL manevi tazminatın yakalama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece maddi tazminat talebinin reddi ile, 50,00 TL manevi tazminatın yakalama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedildiği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre mahalli Cumhuriyet savcısının davanın reddi gerektiğine ilişkin, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Geliri ve gözaltında kaldığı döneme ilişkin kazanç kaybı miktarı konusunda itibar edilebilecek herhangi bir belge ibraz edemeyen davacının, bahse konu döneme ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanacak miktarın gelir kaybı olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, davacının herhangi bir gelirinin bulunmadığından bahisle maddi tazminat talebinin reddine hükmolunması,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “davacı ...’in maddi tazminat talebinin reddine“ ibaresinin hükümden çıkarılması ve yerine “davacı ...’in maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 28,2 TL maddi tazminatın yakalama tarihi olan 14.03.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin eklenmesi ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05.07.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.