Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/20135
Karar No: 2019/8835
Karar Tarihi: 16.04.2019

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/20135 Esas 2019/8835 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/20135 E.  ,  2019/8835 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ: ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde aşçı olarak 1.100,00 TL net ücret ile çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini, cumartesi ve pazar günleri de dahil olmak üzere 07.00-22.00 saatleri arasında çalıştığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacının aşçı yardımcısı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davacının mazeretsiz olarak devamsızlık yapması sebebiyle işverence haklı sebeple feshedildiğini, davacının fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda kıdem ve ihbar tazimanatı ile hafta tatili ücreti talebinin reddine, fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz Başvurusu:
    Karar, yasal süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshi noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı iş sözleşmesinin 08 Nisan 2014 tarihinde işverence feshedildiğini ileri sürmüş, davalı ise davacının 08 Nisan ile 13 Mayıs tarihleri arasında devamsızlık yaptığını davacıya mazeret bildirimine dair ihtarname gönderildiğini ancak ihtarnamenin sehven başka bir adrese gönderildiğini iş sözleşmesinin 29 Mayıs 2014 tarihli ihtarname ile haklı sebeple feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğinin ıspat külfetinin davalıda olduğu, davalının iş sözleşmesinin devamsızlık sebebiyle feshedildiğini bildirdiği ve bu hususun dinlenen davacı tanığının beyanı ile doğrulandığı ayrıca SGK kayıtlarına göre 08.04.2014 ve 09.04.2014 tarihlerinde dava dışı işyerlerinden davacıya ilişkin işe giriş bildirgelerinin verildiğinin anlaşılmasına göre feshin haklı bir sebebe dayandığı kanaatine varılarak davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Ne var ki, mahkemece varılan bu sonuç dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Eldeki davanın açıldığı tarih, 22 Nisan 2014 tarihi olup, davalı işverenin bu tarihten sonraki döneme ait devamsızlık iddiasının önemi bulunmamaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi , davacının 08 Nisan 2014 tarihinde bir başka işyerinde işe başladığı, böylece bu tarihten sonra ve devamsızlık iddiasının ileri sürüldüğü dönemde zaten işyerinde çalışmadığı açıktır. Mahkemece her ne kadar, davacı tanığının davalının haklı fesih iddiasını doğruladığı ifade edilmiş ise de, bu tanık davacının kendisinin işten ayrıldığını ifade ettikten sonra “bildiğim kadarıyla mesai ve ücret alacağı yönünden çıkan anlaşmazlık da bize işten ayrılabileceğimizi gösteriyorlardı. Bu yüzden davacı da kendisi işten ayrıldı.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Diğer davacı tanığı da aynı şekilde, davacının iş sözleşmesinin işverenle aralarında fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi sebebiyle anlaşmazlık olması üzerine işverence feshedildiğini ifade etmiştir. Bu durumda davacı ile işveren arasında fazla çalışma ücretinin ödenmesi konusunda anlaşmazlık olduğu her iki tanığın beyanı ile sabittir. Dosya kapsamına göre de davacı işçinin fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti gibi fazla çalışmaya ilişkin ücretlerinin ödenmediği anlaşılmaktadır. Bu halde, yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarının anlatımları ile de doğrulandığı gibi, iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı sebeple feshedildiğinin kabulü gerekir. Ne var ki, iş sözleşmesini kendisi fesheden taraf, fesih haklı bir sebebe dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanamaz. Mahkemece iş sözleşmesinin davacı tarafından feshedildiği, feshin haklı bir sebebe dayandığı kabul edilerek, kıdem tazminatı alacağının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmesi hatalıdır. Kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    3-Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin hesaplanması uyuşmazlık konusudur.
    Somut uyuşmazlıkta mahkemece davacının haftada üç saat fazla çalışma yaptığı, ayrıca dini bayramlarda ve ulusal bayram günü hariç diğer bayramların yarısında çalıştığı kabul edilerek , bilirkişi raporunda hesaplanan fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda gerek fazla çalışma ücreti gerekse ulusal bayram ve genel tatil ücreti yönünden bordroda tahakkuk bulunan bir kısım dönemlerin dışlandığı, bazı dönemler yönünden ise mahsup veya dışlama gibi bir değerlendirme yapılmadığı, tahakkukların hiç dikkate alınmadığı tespit edilmektedir. Ayrıca, bordroların bir kısmında fazla mesai, hafta tatili , genel tatil adı altında farklı tahakkuk tutarları bulunmakta olup, bilirkişi tarafından yapılan bazı hesaplamalarda fazla çalışma hesabında dışlanan bir bordroda fazla çalışma tahakkuku değil, genel tatil ve hafta tatili tahakkuku bulunduğu görülmektedir. Buna göre bordrolarda farklı ad altında tahakkuk eden bu ödemelerin, hangi alacağa ilişkin ödeme olduğu net ve tutarlı olarak tespit edildikten sonra; yapılan ödeme, hangi alacağa ilişkin ise o alacak miktarından mahsup yapılması veya (bordro imzalı olduğu takdirde) o dönemin dışlanması gerektiği dikkate alınmalıdır. Açıklanan ilke ve esaslara aykırı olarak hesaplama yapılmış olması hatalı olup kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 16.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi