17. Hukuk Dairesi 2012/9133 E. , 2013/822 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı taraf aracının müvekkiline ait araca çarparak hasarladığını, araçta hasar nedeniyle değer kaybının da meydana geldiğini, davalı sürücünün olayda asli kusurlu olduğunu belirterek şimdilik ....887 TL hasar bedelinin kaza tarihinden işleyecek faizi ile tüm davalılardan, ....000 TL değer kaybının ... şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, kusur ve hasarın bilirkişi marifetiyle tesbit edilmesi gerektiğini, sigortalının kusuru oranında azami ....000 TL poliçe limiti ile sorumlu olduklarını, temerrüde düşmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, kaza sonrası tarafların hasarlarını trafik sigortası şirketlerinden almak üzere anlaştıklarını, davacının ... şirketi ile anlaşamadığını bu nedenle dava açıldığını, hasar miktarının fahiş olduğunu, araçta değer kaybı olmadığını, tesbit raporunu kabul etmediğini, bu kazada hasarlanmayan birçok kısmın hasarlı gösterildiğini, davacının asli kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ....021 TL hasar bedelinin davalı ... şirketinden ......2009 temerrüt tarihinden, diğer davalılar ... ve ..."den ......2009 kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, 700 TL değer kaybına ilişkin tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılar ... ve ..."dan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davalı ... kazaya karışan aracın sürücüsü, ... işleteni, .... ... AŞ"de trafik sigortacısıdır.
Davalıların sorumluluğu yasadan kaynaklanan müteselsil sorumluluk ve aralarındaki münasebetle ihtiyari dava arkadaşlığıdır. Müteselsil borçluluk niteliği itibariyle bölünebilen bir edimin birden fazla borçlusundan herbirinin edimin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu bir borçluluk türü olup, borçlulardan birinin edimin tümünü ifa ederek alacaklıyı tatmin etmesi halinde, evvelce mevcut olmasa dahi ifayı gerçekleştiren borçlu ile diğer borçlular arasında bir hukuki ilişki doğacaktır. Alacaklıyı tatmin eden bir borçlu, kendisine isabet eden paydan daha fazla bir ödemede bulunduğu takdirde bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabilecektir. Bu durum bir borçlunun alacaklıyı tatmin etmesi halinde diğer borçlularında alacaklı karşısında alacaklının tatmin edilmesi ölçüsünde borçtan kurtulmalarının (BK 145/1md.) doğal bir sonucudur. Buna bağlı olarak yasa koyucu da alacaklıyı tatmin eden borçlunun kendi payından fazla ödemede bulunması durumunda bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabileceğini açıkca düzenlemiştir. (BK 146/1md.) Bu şekilde belirlenen hak o borçlunun rücu hakkıdır. Yasa koyucu kendi payından fazla ödemede bulunan bir borçluya tanıdığı rücu hakknı kuvvetlendirmek amacıyla (BK 146/1md) halefiyete de yer vermiştir. Açıklanan maddi hukuk hükümleri usul hukukunda dava olarak tezahür etmektedir. Müteselsil borçlular arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı nedeniyle hükmü temyiz etmeyenler hakkında lehe yada aleyhe verilen kararın kesinleştiği düşünülebilirsede, kesinleşme sorumluluk davasına ilişkin olup, ardından görülecek rücu davası yönünden, yani borçlular arasındaki iç ilişki yönünden hüküm ifade etmez. Rücu davası dikkate
alındığında davalı ... vekilinin hükmü temyizde hukuki yararı bulunduğu aşikardır.
Zira sorumluluk davasındaki karar kesin hüküm otuşturmaz ise de rücu davası yönünden sorumluluk davasının kararı güçlü delil oluşturmaktadır. Hakkında güçlü delil oluşan davalının rücu davası yönünden sorumluluk davası hükmünü diğer müteselsil borçlu aleyhine temyiz etmesinde hukuki yararı vardır. İhtiyari dava arkadaşlarının sonradan birbirlerine karşı açacakları rücu davasında, esas alınacak mahkeme kararı, ihtilaf henüz önünde iken doğru olarak oluşmalı ve mahkeme davalıların ne oranda sorumlu tutulup tutulmayacaklarını sorumluluk davası sırasında halletmelidir. Bu kabul tarzı rücu davasında haksız yere temyiz edenler aleyhine güçlü delil oluşturmaması yönünden doğru olduğu gibi, usul ekonomisi yönünden de tarafları tatmin edecektir. Temyiz etmeyen tarafların usulü müktesap hakları da mahkemece icrai nitelikte bir hüküm kurulmayacağı, bozma sonrası kararın gerekçesinde, haklarındaki karar temyiz edilmediğinden kesinleşen davalılarında sorumluluk derecesinin tespit edilmesiyle yetinileceği dikkate alındığında ihlal edilmemiş olacaktır. (... HGK 2009/...-428-483 sayılı ilamı)
Yukarıdaki açıklamalar gözönüne alınarak somut olaya bakıldığında; davalı ..."nin sürücüsü, davalı ..."ın işleteni, davalı ..."nin ... şirketi olduğu araç ile davacının sürücüsü ve işleteni olduğu aracın karıştığı kazada, davacı aracı hasarlanmış, davacı vekili müvekkiline ait araçta meydana gelen şimdilik ....887 TL hasar bedelinin tüm davalılardan, ....000 TL değer kaybının davalı ... şirketi dışındaki diğer davalılardan kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle işbu davayı açmıştır. Yargılama sırasında alınan uzman bilirkişi kurulu raporunda davalı sürücünün olayda %100 kusurlu olduğu ve davacı aracında ....021 TL hasar bedeli, 700 TL değer kaybı zararı olduğu tesbit edilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bu rapora göre ....021 TL habar bedelinin tüm davalılardan (davalı ... şirketi ......2009 temerrüt tarihinden, diğer davalılar ......2009 kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile sorumlu olmak üzere) tahsiline, 700 TL değer kaybının kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile ... şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar veril-
miştir. Bu durumda davalı ... şirketi yönünden kabul edilen ....021 TL tazminata isabet eden yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken harçla ilgili oranlama doğru yapılmış ise de hüküm fıkrasının ....bendinde yazılı yargılama giderleri ile ....bendinde yazılı davacı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretinden davalıların davanın kabul ve red oranına göre sorumlulukları belirlenirken sanki davalı ... şirketi yönünden 700 TL"nin kabulüne, ....021 TL"nın reddine karar verilmiş gibi ters oranlama yapılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Ancak hüküm sadece davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olup, hükmü temyize gelmeyen davacı ile davalılar ... ve Hür ... AŞ yönünden hüküm kesinleşmiştir. Davalı ... şirketi lehine, usulü müktesep hak oluşmuştur. Davacı tarafın temyizi bulunmadığından, davalı ... vekilinin temyizi üzerine davalı ... şirketinin kabul edilen ....021 TL hasar bedeline isabet eden yargılama giderinden ve vekalet ücretinden sorumluluğu cihetine gidilemez, zaten bunun ... kabiliyeti de bulunmamaktadır. Yine hükmü temyiz etmeyen davalı ... yönünden de bu hususta aleyhine kurulan hüküm kesinleştiğinden, davalı sigortacıdan fazla olan ödeyeceği kısmı rücu hakkı kalmamıştır. Ancak davalı ... payına düşenden fazla yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulduğundan, davalı ... şirketinden aralarındaki iç ilişkiye göre bunu rücu edebilir. Açıklanan gerekçelerle rücu davası ile borçlular arasındaki iç ilişki ve usul ekonomisi dikkate alındığında kararın temyizinde davalı ..."nin hukuki yararının bulunduğunun kabulü zorunlu olduğu gibi hakkındaki karar kesinleşen davalı ... şirketinin yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumluluğuna ilişkin değerlendirme yapılarak davalı ... ile davalı ... arasındaki iç ilişkide geçerli olmak üzere; davalı ..."nin hüküm fıkrasının ....bendinde belirtilen 810,... TL yargılama giderinin 690,06 TL"sından, yine hüküm fıkrasının ....bendinde davacı taraf lehine hükmedilen 566,52 TL vekalet ücretinin 482,57 TL"sından davalı ..."ye karşı sorumlu olduğu hususunun tesbiti ile yetinilmesi, bu şekilde icrai nitelikte bir hüküm kurulmayarak davacı ve davalı ..."a karşı davalı
... şirketi yönünden usulü kazanılmış hakkında ihlal edilmemesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün bu davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."ye geri verilmesine 31...2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.