14. Hukuk Dairesi 2016/5297 E. , 2019/3144 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.06.2013 gününde verilen dilekçe ile paylı mülkiyette ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ..., ... , ..., ... ortak vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 47 pafta 4886 parsel sayılı taşınmazdaki 10 numaralı bağımsız bölüm üzerinde tarafların paylı mülkiyetin bulunduğunu, taşınmaz üzerindeki ortaklığın öncelikle aynen taksim, mümkün olmaması halinde satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde, taşınmazın hissedarlar arasında fiilen taksim edildiğini ve farklı kişilerce uzun zamandır bu şeklide kullanıldığını, bu sebeple ortaklığın giderilmesi davasının açılamayacağını beyanla, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 47 pafta 4886 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalılar vekilinin aşağıdaki (2) numaralı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın ne şekilde yapılacağının hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir.
İnfazda tereddüt oluşmaması için taşınmaz bilgilerinin açık ve eksiksiz şekilde hüküm fıkrasında belirtilmesi, infazda tereddütte yol açacak ibarelerin bulunmaması gerekir.
Mahkemece, ortaklığın “genel açık arttırma yoluyla” satışı suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekirken, satış yönteminin “genel açık arttırma yolu” olduğunun belirtilmemesi, hükmün 1. bendinde ortaklığın giderilmesi davasına konu olan kısmın taşınmazın “10 numaralı bağımsız bölüm” olduğu gözetilerek taşınmaza ait bilgilerin eksiksiz yazılması ile infazda tereddüde yol açacak şekilde, davacı lehine mükerrer ve çelişkili şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de, belirtilen hususlar kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK"nun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca, hükmün 1. bendinde “parsel sayılı” ibaresinden sonra gelen “taşınmazın” ibaresinin çıkarılarak yerine “taşınmazda yer alan 10 numaralı bağımsız bölümün” ibaresinin eklenmesine, hükmün 1. bendinde “hesaplar dahilinde” ibaresinden sonra gelen “taşınmazın” ibaresinin çıkarılarak yerine “genel açık arttırma yolu ile” ibaresinin eklenmesine, hükmün 6. bendinde yer alan “6-Davacı vekili için hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T."ne göre belirlenen asgari ücret tarifesine göre 1500,00TL avukatlık ücret takdirine, bunun davacıdan hissesi oranında alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin hükümden tamamen çıkarılmasına, hükmün değiştirilmiş ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine 04.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.