1. Hukuk Dairesi 2018/779 E. , 2020/3692 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ve davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, murisi ..."ın, ...deki evini davalıya satış sureti ile temlik ettiğini, satış karşılığı para ödenmediğini, gerçek satış olmayıp, muvazaalı olduğunu, davalının taşınmazı satın alacak maddi gücünün bulunmadığını, ayrıca kadastro tespiti esnasında murisleri adına yazılması gereken ... Köyü kırsalında yer alan biri bağ diğeri tarla iki parça taşınmazın davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile veraset belgesinde belirlenen paylara göre tüm mirasçılar adına tescilini istemiştir.
Davalı, iddianın ispat edilmesi gerektiğini, davanın kadastro tespitinden 2 yıl sonra açıldığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının muris muvazaası iddiasını kanıtlayamadığı, kadastro tespiti ile davalı adına tescil edilen taşınmazlarda 01/4/1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanmayacağı, davacının tenkis isteğinin de olmadığı gerekçeleriyle, davanın reddine ilişkin verilen karar, Dairece ‘…Zilyetliğin devri suretiyle yapılan temlikler bakımından 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı gözetilerek ... ada ..., ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu parsellere ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.Somut olaya gelince; .. parsel sayılı taşınmaz bakımından hükme yeterli bir araştırma yapılmış değildir. Hâl böyle olunca, anılan taşınmazın tapu kaydı ve resmi aktinin getirtilmesi, muris tarafından davalıya satış suretiyle temlik edilmiş ise, yukarıdaki ilkeler uyarınca araştırma yapılıp, yerinde keşif yapılarak, taşınmazın akit tarihindeki gerçek bedelinin saptanması, murisin gerçek irade ve amacının açıklığa kavuşturulması, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.’ gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan ...’in ... ada ... parsel sayılı taşınmazını 24/04/2008 tarihinde davalı oğlu ...’e satış suretiyle devrettiği, miras bırakanın 28/10/2010 tarihinde ölümü üzerine geriye mirasçı olarak davacı kızı ... ile davaya sonradan muvafakat eden kızları ..., ..., ..., ... ile davalı oğlu ...’in kaldıkları anlaşılmaktadır.
Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince; mahkemece keşif mahallinde tanıklar dinlenilmişse de tanık beyanlarının hangi taşınmaza ilişkin oldukları anlaşılamamaktadır.
Hal böyle olunca, davacı tanıklarının, gerekirse mahallinde yeniden keşif yapılmak suretiyle yeniden dinlenerek miras bırakanın asıl amacının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanması ve temlikin mal kaçırma amaçlı olup olmadığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Kabule göre de, davacı tarafından tüm mirasçılar adına tescil istekli dava açılmış olup, yargılama sırasında diğer mirasçılar duruşmaya gelerek muvafakatlerini bildirmişlerdir. O halde; davanın kabul edilmesi halinde tüm mirasçıların payları oranında adlarına tescil kararı verilmesi gerekirken anılan husus göz ardı edilerek davacının payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi de doğru değildir.
Tarafların yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.