22. Hukuk Dairesi 2017/21632 E. , 2019/8832 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde mikser operatörü olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini, kıdem tazminatının eksik ödendiğini, diğer alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının kıdem tazminatı ve diğer alacaklarını tahsil ettiğine ilişkin ibraname imzaladığını, davacının banka hesabına ödeme yapıldığını, iş sözleşmesinin bildirim süresi verilerek feshedildiğini, fazla çalışma ve hafta tatili ücretinin bordroya yansıtılarak ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz :
Karar, yasal süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davalının ıslah tarihi itibariyle zamanaşımı savunmasının süresinde olup olmadığı ve zamanaşımına uğrayan alacak miktarının belirlenmesi noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.Somut uyuşmazlıkta davacı taraf 26/06/2014 tarihinde ıslah harcı yatırarak davasını kısmen ıslah etmiş, davalı taraf ise 17/07/2014 havale tarihli dilekçesi ile ıslaha karşı zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Ne var ki, dosya kapsamında ıslah dilekçesinin davalıya hangi tarihte tebliğ edildiği tespit edilememektedir. Mahkemece zamanaşımı savunmasının süresinde ileri sürülüp sürülmediği denetlenmeden, ıslah zamanaşımı savunmasına göre değerlendirme yapılması yerinde değildir. Bu itibarla öncelikle ıslaha karşı zamanaşımı savunmasının süresinde ileri sürülüp sürülmediği belirlenmeli, sonucuna göre zamanaşımı noktasında bir değerlendirme yapılmalıdır.
Kabule göre de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ıslah tarihi itibariyle zamanaşımına uğrayan alacak miktarı hatalı olarak tespit edilmiştir. Davacının ilk dava dilekçesi ile talep edilen miktarın ıslah ile talep edilen miktardan ayrı olarak değerlendirilmesi gerektiğinin göz önüne alınmaması hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
3-Davacı işçinin fazla çalışma hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil çalışma ücretlerine hesaplanması taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.Öte yandan, yukarıda fazla çalışmanın ispatı konusunda anlatılan ilkeler, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmalar açısından da geçerlidir.Somut uyuşmazlıkta mahkemece davacının ayda iki hafta on sekiz saat, diğer iki hafta ise dokuz saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek bilirkişi raporunda hesaplanan fazla çalışma ücreti hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişi raporu fazla çalışma ücretinin hesaplanması noktasında hatalı olup, hatalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması yerinde değildir. Bilirkişi raporunda, davacının ayda iki hafta tatili gününde çalıştığı benimsenerek hafta tatili ücreti hesaplandığı halde, fazla çalışma ücretinin hesabında mükerrer şekilde, davacının (ayda iki hafta) günde dokuz saat ve haftada altmış üç saat çalıştığı buna göre haftada on sekiz saat fazla çalışma yaptığının kabulü hatalıdır. Somut olayda davacı ayda iki hafta yedi gün çalıştığına göre, bu döneme ilişkin fazla çalışma ücretinin hesabında, çalışılan hafta tatili gününün yedi buçuk saatlik kısmı dışlanarak hesaplama yapılmalıdır. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin hatalı ve mükerrer hesaplama doğrultusunda karar verilmesi bozma sebebidir.Ayrıca davalı tarafından dosyaya bir kısmı imzalı, bir kısmı ise imzasız ücret bordroları ile maaş alacak dekontları sunulmuş olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu belgeler dikkate alınmadan hesaplama yapıldığı tespit edilmektedir. Sunulan imzalı bordrolardaki fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil ücreti tahakkukları yönünden bu bordroların ait olduğu dönem dışlanarak hesaplama yapılmalı, imzasız olduğu halde tahakkuk içeren bordrolar yönünden ise sunulan banka kayıtlarına göre karşılığının ödendiğinin anlaşılması halinde hesaplanan miktardan mahsup suretiyle sonuca gidilmelidir. Bu yönler gözetilmeksizin karar verilmesi bozma sebebidir.
4-Hükme esas alınan bilirkişi raporundan davacının yıllık ücretli izin kullandığı sürelerin fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti hesabında dışlanıp dışlanmadığı denetlenememektedir. Bu bakımdan, dosyada mevcut tüm yıllık izin formları çerçevesinde yeniden değerlendirme yapılarak davacının yıllık izinde olduğu dönemler belirlenmeli ve bu dönemler yönünden fazla çalışma ücreti veya ulusal bayram genel tatil ücreti hesaplanamayacağı göz önüne alınarak karar verilmelidir.
Temyiz edilen kararın yukarıda belirtilen sebeplerden bozulması gerekmiştir
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.