Esas No: 2021/155
Karar No: 2021/1138
Karar Tarihi: 02.06.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/155 Esas 2021/1138 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/155
Karar No : 2021/1138
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Belediye Başkanlığı-…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1- …
2- … Bakanlığı … Başkanlığı
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 04/11/2020 tarih ve E:2020/6562, K:2020/10361 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kırklareli ili, Lüleburgaz ilçesi, …Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanarak 02/01/2020 tarih ve 642 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 04/11/2020 tarih ve E:2020/6562, K:2020/10361 sayılı kararıyla;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7, "Üst makamlara başvurma" başlıklı 11 ve "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddelerine yer verildikten sonra,
Özelleştirme Yüksek Kurulunca görülmekte olan işler Cumhurbaşkanı veya yetkilendireceği makam tarafından sonuçlandırılacağından, Cumhurbaşkanı tarafından bu kapsamda tesis edilen dava konusu imar planlarının onaylanması yolundaki karara karşı açılacak davanın da ivedi usulde görülmesi gerektiği,
İvedi yargılama usulüne tabi olan dava konusu imar planlarına karşı 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında başvuru yapılmasına imkan tanınmadığından, son askı tarihinden itibaren 30 günlük dava açma süresi içerisinde dava açılması gerektiği,
Dava konusu imar planlarının, davacı …Belediye Başkanlığında 22/01/2020-22/02/2020 tarihleri arasında ilanen askıya çıkarıldığı, davacı Belediye tarafından 31/01/2020 tarihli dilekçe ile anılan planlara yapılan itirazın zımmen reddi üzerine 18/06/2020 tarihinde bakılan davanın açıldığı,
Bu durumda, ivedi yargılama usulüne tabi olan uyuşmazlıkta 2577 sayılı Kanun'un 11. madde hükmü uygulanamayacağından, söz konusu imar planlarının iptali istemiyle, son askı tarihi olan 22/02/2020 tarihinden itibaren 30 günlük süre içerisinde dava açılması gerekirken, 18/06/2020 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Covid-19 pandemisi nedeniyle, yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla, dava açma sürelerinin, 13/03/2020 tarihinden 15/06/2020 tarihine kadar uzatılmış olması nedeniyle, 18/06/2020 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu, aksi yöndeki temyize konu Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadırlar.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Önceki planlarda, belediye hizmet alanı olarak düzenlenmiş olan dava konusu taşınmazın, Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanarak 02/01/2020 tarih ve 642 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı ile onaylanan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında; kısmen yol, kısmen konut ve kısmen park alanı olarak düzenlenmesi nedeniyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 40. maddesinin 2. fıkrasında; Devletin, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu, 125. maddesinin 3. fıkrasında da ise; idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden itibaren başlayacağı hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında; dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, 2. fıkrasında; bu sürenin, idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlayacağı, 4. fıkrasında ise; ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, aynı Kanun'un "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; Özelleştirme Yüksek Kurulu kararlarının ivedi yargılama usulüne tabi olduğu, 2. fıkrasının (a) bendinde; İvedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu, aynı fıkranın (b) bendinde ise; İvedi yargılama usulünde bu Kanun'un 11. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır.
7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un Geçici 1. maddesinde; "Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla;
a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 06/01/1982 tarih ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12/01/2011 tarih ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/03/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,
b) 09/06/1932 tarih ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/03/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, itibaren 30/04/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır." hükmü yer almaktadır.
30/04/2020 tarih ve 31114 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, Yargı Alanındaki Hak Kayıplarının Önlenmesi Amacıyla Getirilen Durma Sürelerinin Uzatılmasına Dair 2480 sayılı Cumhurbaşkanı kararında; "Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını ve yargı alanında doğabilecek hak kayıplarını önlemek amacıyla; 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen durma süresi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nda öngörülen zorunlu idari başvuru yoluna ilişkin süreler hariç, 01/05/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden 15/06/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar (salgın hastalığın yayılma tehlikesinin daha önce ortadan kalkması halinde yeniden değerlendirilmek üzere) uzatılmıştır." düzenlemesi bulunmaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdari işlemlerin nitelikleri gereği kanunlarda genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin öngörülmüş olması halinde, idare tarafından idari işlemlerin nitelikleri ve tabi oldukları dava açma süreleri gösterilmedikçe özel dava açma sürelerinin işletilmesine olanak bulunmamaktadır.
Davacıların, kendilerine bir bildirim yapılmadığı sürece 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinde öngörülen ve özel bir yargılama niteliği taşıyan ivedi yargılama usulünü ve bu usule tâbi işlerde geçerli olan dava açma süresini bilmeleri mümkün değildir.
Dolayısıyla, ivedi yargılama usulüne tâbi olan bir işlemi öğrendiklerinde kaç gün içinde hangi merciye başvurulacağını ya da doğrudan dava açılıp açılamayacağını bilmeleri beklenemez.
Bu doğrultuda, Anayasa’nın 40. maddesi hükmü uyarınca, özel dava açma süresine tabi olmasına rağmen, bu hususun idari işlemde açıklanmaması halinde, dava konusu idari işlemin tebliği tarihinden itibaren, özel dava açma süresinin değil, 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerekmektedir.
Uyuşmazlık bu çerçevede ele alındığında, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanarak 02/01/2020 tarih ve 642 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği işlemleri 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinde öngörülen ivedi yargılama usulü kapsamına girmekte olup, her ne kadar söz konusu maddede, 30 günlük özel dava açma süresi öngörülmüş ise de; Anayasa'nın 40. maddesi gereğince, kanunlarda özel başvuru yolu ve dava açma süresi öngörüldüğü hallerde bunun ilgililere açıkça ve ayrıca bildirilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Uyuşmazlıkta dava konusu imar planları 22/01/2020-22/02/2020 tarihleri arasında askıya çıkarılmış, davacı Belediye tarafından askı süresi içerisinde 31/01/2020 tarihinde plana itiraz edilmiştir.
Dava konusu imar planı değişiklikleri askıda ilan edilirken, söz konusu planların ivedi yargılama usulüne tabi olduğuna veya özel dava açma süresi bulunduğuna yönelik askı tutanağında herhangi bir açıklamaya yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda bakılan davada, dava açma süresi değerlendirilirken, özel dava açma süresinin değil, 60 günlük genel dava açma süresinin gözetilmesinin yanı sıra ivedi yargılama usulüne tabi olan uyuşmazlıkta 2577 sayılı Kanun'un 11. madde hükmünün uygulanamayacağının dikkate alınması gerekmektedir.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; Danıştay Altıncı Dairesi tarafından, ivedi yargılama usulüne tabi olan uyuşmazlıkta, 2577 sayılı Kanun'un 11. madde hükmü uygulanamayacağından, dava konusu imar planlarının iptali istemi hakkında, son askı tarihi olan 22/02/2020 tarihinden itibaren 30 günlük süre içerisinde dava açılması gerekirken, 18/06/2020 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmektedir.
Ancak, yukarıda ilgili kısımda da yer verildiği üzere, dünya genelinde yaşanan Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde de yayılması nedeniyle yargı alanında doğabilecek hak kayıplarını önlemek amacıyla dava açma süreleri; önce, 7226 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesi gereğince, 13/03/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, 30/04/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durdurulmuş, daha sonra da bu tarih, anılan Kanun'un verdiği yetkiye dayanılarak çıkartılan 2480 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla 15/06/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar uzatılmıştır.
Bu durumda, dava konusu imar planlarının, son askı tarihi olan 22/02/2020 tarihinden itibaren hesaplanacak 60 günlük dava açma süresinin, Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle dava açma sürelerinin durdurulduğu 13/03/2020 tarihinden 15/06/2020 tarihine kadar duracağı, bu tarihten (15/06/2020) sonra kalan sürenin işleyeceği göz önünde bulundurulduğunda, 18/06/2020 tarihinde açılan davanın süresinde kabul edilerek için esası hakkında karar verilmesi gerekirken, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yönünde verilen temyize konu Daire kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 04/11/2020 tarih ve E:2020/6562, K:2020/10361 sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 02/06/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Anayasa'nın 40. maddesinde; Devletin, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu belirtilmiş, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinde, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı; yine aynı Kanun'un "Üst makamlara başvurma" başlıklı 11. maddesinde, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20/A maddesinde, ivedi yargılama usulüne tabi işlemler arasında "Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları"nın sayıldığı ve ivedi yargılama usulüne tabi işlemlerde dava açma süresinin 30 (otuz) gün olduğu ve 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesindeki itiraz usulünün uygulanmayacağı belirtilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu'nun, "Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması" başlıklı 8. maddesinin (b) bendinde, "İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tesbit edilen ilan yerlerinde bir ay süre ile ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye Başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar." hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 11. maddesi, dava açma süresi ile ilgili hükümler içermekle birlikte, söz konusu maddede, tüm idari işlemlere karşı dava açılmadan önce, ilgili idare nezdinde itiraz edilebileceğini öngören genel ve ihtiyari idari usul (idari itiraz usulü) kuralları düzenlenmiştir.
Diğer taraftan, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 8. maddesinin (b) fıkrasında, düzenleyici bir idari işlem niteliğinde olan imar planlarına karşı, ilan/askı süresi içerisinde özel ve ihtiyari bir idari itiraz usulü öngörülmüştür.
Bir uyuşmazlıkta, genel kanun ve özel kanun hükümlerinin olayı düzenleyen hükümleri arasında bir çelişki olması durumunda, o konuda genel kanunun değil özel kanunun uygulanacağı hususu hukukun temel ilkelerinden biridir.
Bu çerçevede, imar planlarına karşı açılan davalarda, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 8. maddesinde özel bir kural olarak öngörülen bir aylık askı/ilan süresi içerisindeki özel idari itiraz usulünün, dava açma sürelerine esas alınması gerekmektedir.
Diğer bir deyişle, imar planlarının kesinleşip, uygulanabilmesi için öngörülen "ilan-askı-itiraz" usulünün 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamındaki bir usül olmayıp, özel Kanun niteliğindeki 3194 sayılı Kanun'da işlemin tekemmülü için öngörülen özel bir usül olduğu ve bu kapsamda yapılan itirazın 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği açıktır.
Her ne kadar, 24/07/2008 tarih ve 5793 sayılı Kanun'un 15. maddesiyle değiştirilen 3194 sayılı Kanun'un Ek 3. maddesinde;
"Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak ve/veya kullanım hakkı alınmış arsa ve araziler ile özel kanunları uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerin, 3621 sayılı Kıyı Kanunu veya 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan yerler dahil olmak üzere genel ve özel kanun hükümleri kapsamında yer alan tüm alanlarda imar planlarını yapmaya ve onaylamaya yetkili olan kurum veya kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonları müellifi şehir plancısı olmak üzere Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılarak veya yaptırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle kesinleşir ve bu Kanunun 8 inci maddesinde yer alan ilan ve askıya dair hükümlerden muaf olarak yürürlüğe girer. İlgili kuruluşlar bu madde kapsamında yapılan planları devir tarihinden itibaren beş yıl süreyle değiştiremezler. Bu süre içerisinde imar planlarına ilişkin olarak, verilecek mahkeme kararlarının gereklerinin yerine getirilmesini teminen yapılacak imar planı değişikliğine ilişkin iş ve işlemler Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca bu maddede belirtilen usul ve esaslara göre gerçekleştirilir. İlgili kuruluşlar görüşlerini onbeş gün içinde bildirirler. Bu madde kapsamında yapılan her ölçekteki plan ve imar planlarında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17 nci maddesinin (a) bendinin ikinci ve sekizinci paragrafındaki hükümler uygulanmaz. Özelleştirme sürecinde ihtiyaç duyulması halinde, bu planlara göre yapılacak imar uygulamasına ilişkin parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılır veya yaptırılır. Bu parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca onaylanır ve 19 uncu maddede belirtilen ilan ve askıya dair hükümlerden muaf olarak kesinleşir ve yürürlüğe girer. Bu planlara göre yapılacak yapılarda her türlü ruhsat ve diğer belgeler ile izinler, ilgili mevzuat çerçevesinde yetkili kurum ve kuruluşlarca verilir." hükmüne yer verilerek, özelleştirme programındaki kuruluşlara ait ya da onlar lehine irtifak veya kullanım hakkı tesis edilmiş arsa ve araziler ile özel kanunlar uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilere ilişkin Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılan ya da yaptırılan imar planları ile bunlara bağlı parselasyon planlarının Kanun'un 8. maddesinde belirtilen ilan ve askı yükümlülüklerinden muaf olarak Özelleştirme Yüksek Kurulunun onayı ve Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla birlikte yürürlüğe girmesi öngörülmüş ise de, maddenin yedinci cümlesinde yer alan "bu Kanunun 8 inci maddesinde yer alan ilan ve askıya dair hükümlerden muaf olarak yürürlüğe girer" ibaresinin iptali istemiyle yapılan başvuru üzerine Anayasa Mahkemesinin 09/06/2011 tarih ve E:2008/87, K:2011/95 sayılı kararıyla;
"...Anayasa'nın 2. maddesinde hukuk devleti, 36. maddesinde hak arama özgürlüğü, 125. maddesinde de idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtilmektedir.
3194 sayılı İmar Kanunu, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak amacıyla çıkarılmış olup, belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak planlar ile inşa edilecek resmi ve özel bütün yapıları kapsamaktadır. Kanun'un 8. maddesinde, imar planlarının belediye meclisince, belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planların ise valilikçe onaylanacağı, her iki planın 1 ay süre ile ilan edileceği, bir aylık ilan süresi içinde yapılacak itirazların da 15 gün içinde kesin karara bağlanacağı öngörülmüştür. Maddenin gerekçesinde de imar planlarının, 5 yıllık kalkınma planı ilkeleri doğrultusunda gerçekleştirilmesi ve fiziki planların bütününde sosyo-ekonomik esasa dayalı düzenlemenin getirilmesi, bu suretle şehirlerin gelişmesinin Bölge Planları ile yönlendirilmesi ile imar planlamalarında sürenin asgariye indirilmesi ve aynı zamanda mahalli koşulların plana sağlıklı olarak yansıması için Valilik ve Belediyelere plan yapma yetkisini tanıyan hükmün getirildiği; ayrıca, halkın kendisi için yapılan imar planlarının aleniyetinin sağlanmasının amaçlandığı vurgulanmıştır.
Bu durumda İmar Kanunu'nda ilanlar için öngörülen askı süresinin imar planlarının ve değişikliklerinin aleni olmasına dayandığı ve ilgililerin idareye yapacakları itirazlar için getirildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu kuralla sözü edilen taşınmazlara ilişkin olarak İmar Kanunu'nun 8. maddesindeki imar planlarının onaylanmasının ardından kamuoyuna mahalli araçlarla duyuru yapılarak aleniyetin sağlanması ve bu süre içinden yapılan itirazlar sonucunda kesinleşmesi yönteminden vazgeçilmekte, imar palanları ile bunlara bağlı parselasyon planlarının Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanması ve Resmi Gazete'de yayımlanmalarının ardından idari açından kesin ve uygulanması gereken bir işlem halini alması öngörülmekte, sözü edilen planlardaki yanlışlık ve eksikliklerin giderilmesi amacıyla ilgililerce idareye başvurulması ve idarenin de itiraza konu işlemi kaldırarak ya da değiştirerek planlardaki hukuka aykırılıkları giderebilmesinin yolu kapatılmaktadır. Bu durumda, ilgililerin bu taşınmazlara ilişkin imar planları ile bunlara bağlı parselasyon planlarındaki hukuka aykırılıkların giderilmesi için yetkili ve görevli idari yargı mercilerine dava açmak dışında, bir başvuru imkanı kalmamaktadır. Kuralın imar plan ve değişikliklerini veya bunlara ilişkin onama işlemlerini askı sürelerine tabi kılmamakla, yargı yolunu ve hak arama özgürlüğünü kullanmasını zorlaştırdığı açıktır."
gerekçesine yer verilerek, kural Anayasa'nın 2., 36. ve 125. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
Bu bağlamda, Anayasa Mahkemesinin değinilen kararı karşısında, 3194 sayılı Kanun'un Ek 3. maddesindeki imar planlarının da 3194 sayılı Kanunun 8. maddesindeki usule tabi olacağında kuşku bulunmamaktadır. Nitekim, dava konusu imar planı da yürürlüğe konulurken 3194 sayılı Kanun'un 8. maddesindeki usule uygun olarak ilan-askı ve itiraz süreci işletilmiştir.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, dava konusu imar planlarının 22/01/2020-22/02/2020 tarihleri arasında … Belediye Başkanlığı tarafından askıya çıkarıldığı, davacı Belediye tarafından askı süresi içinde 31/01/2020 tarihinde yapılan itirazın zımnen reddedilmesi üzerine 18/06/2020 tarihinde bakılan davanın açıldığı görülmektedir.
Bu durumda, dava konusu imar planlarına davacı Belediye tarafından 31/01/2020 tarihinde yapılan itirazın, son askı tarihi olan 22/02/2020 tarihinden itibaren 60 günlük cevap verme süresi içerisinde cevap verilmemek suretiyle zımnen reddi üzerine 60 günlük dava açma süresi içerisinde açılan davada süre aşımı bulunmadığından, uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın esasının incelenerek karar verilmesi gerektiği oyuyla, karara gerekçe yönünden katılmıyorum.
KARŞI OY
XX- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'la eklenen "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; Özelleştirme Yüksek Kurulu kararlarının ivedi yargılama usulüne tabi olduğu, 2. fıkrasının (a) bendinde; İvedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu, aynı fıkranın (b) bendinde ise; İvedi yargılama usulünde bu Kanun'un 11. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı, hükme bağlanmıştır.
İdari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden başlayacağı kuralı, idari işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılır bir biçimde duyurulması ve bu işlemlere karşı idari yollara veya dava yoluna başvurmalarına olanak sağlama amacını taşımaktadır.
Bununla birlikte, idari işlemin niteliğinin ve hukuki sonuçlarının davacı tarafından bütünüyle öğrenildiği kimi davalarda, bilgi edinmenin (ıttılanın) yazılı bildirimin sonuçlarını doğuracağı ve dava açma süresine başlangıç alınacağı Danıştay içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Öte yandan, dünya genelinde yaşanan Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde de yayılması nedeniyle yargı alanında doğabilecek hak kayıplarını önlemek amacıyla dava açma süreleri; önce, 7226 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesi gereğince, 13/03/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, 30/04/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durdurulmuş, daha sonra da bu tarih, anılan Kanun'un veriği yetkiye dayanılarak çıkartılan 2480 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla 15/06/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar uzatılmış, bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlamış, durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamıştır.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, dava konusu imar planlarının 22/01/2020-22/02/2020 tarihleri arasında ... Belediye Başkanlığı tarafından askıya çıkarıldığı, davacı Belediye tarafından askı süresi içinde 31/01/2020 tarihinde yapılan itirazın zımnen reddedilmesi üzerine 18/06/2020 tarihinde bakılan davanın açıldığı görülmektedir.
Bu durumda, dava konusu imar planlarını en geç 31/01/2020 tarihinde öğrenen davacının, anılan planların son askı tarihi olan 22/02/2020 tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ve en son 23/03/2020 tarihinde (Pazartesi günü), bu tarihin, Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle yargı alanında doğabilecek hak kayıplarını önlemek amacıyla dava açma sürelerinin durdurulduğu 13/03/2020-15/06/2020 tarihler arasına denk gelmesi nedeniyle, anılan ara verme süresinin sona erdiği 15/06/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 15 gün içinde açılan davada süre aşımı bulunmadığından, uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın esasının incelenerek karar verilmesi gerektiği oyuyla, karara gerekçe yönünden katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.