22. Hukuk Dairesi 2017/21624 E. , 2019/8829 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının Bakanlığa ait hastanede değişen alt işverenler bünyesinde mutfak görevlisi ve servis elemanı olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haklı bir sebep olmadan feshedildiğini, işyerinde 07.00-19.00 saatleri arasında çalıştığını, günlük çalışma süresinin on bir buçuk saat olduğunu ve haftada en az altmış dokuz saat çalıştığını, bu çalışmalara ait ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Sağlık Bakanlığı vekili, davacının Bakanlığın işçisi olmadığını, talep edilen alacaklardan davacıyı çalıştıran şirketlerin sorumlu olduğunu, husumet itirazında bulunduklarını, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini, davacının fazla çalışma ücretlerinin ödendiğini veya fazla çalışma izni kullandırıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece hüküm altına alınan fazla çalışma ücreti, tanık anlatımlarına göre değil, işverence dosyaya sunulan işe giriş çıkış kayıtlarına göre belirlenmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının beher günde işe girdiği ve işten çıktığı saatler arasında geçen süreler üzerinden, günlük çalışmasının 11 saatin altında kaldığı günlerde 1 saat ve 11 saati aştığı hafta sonu çalışmalarında ise 1,5 saatlik ara dinlenme süreleri düşüldükten sonra bulunan fiili çalışma süreleri esas alınmak suretiyle davacının haftalık fiili çalışma süreleri bulunarak haftalık 45 saati aşan fazla çalışma süresinin hesapladığı belirtmiş ise de rapora ekli tablodan hesap şeklinin denetimi mümkün olamamaktadır. Örneğin bilirkişi, altı aylık bir dönem için 84 saat fazla çalışma süresi belirlemiş ise de, haftalık olarak kaç saat fazla çalışma süresi tespit edildiği rapordan anlaşılamamaktadır.Ayrıca puantaj kayıtları ve işe giriş-çıkış takip sistemi kayıtlarının eşleştirilmesi neticesinde davacının fazla çalışma karşılığı izin kullandığı anlaşılan Eylül 2013 döneminde 3 gün, Aralık 2013 döneminde 16 gün, Şubat 2014 döneminde 2 gün ve Mayıs 2014 döneminde 7 gün serbest zaman olarak dikkate alınmış, davacının fazla çalışma karşılığı izin kullandığı beher gün 7,5 saat olarak değerlendirilmek suretiyle izinde geçen her bir 1,5 saat, 1 saatlik fazla çalışmanın karşılığı kabul edilerek davacının o ay içerisinde yapmış olduğu fazla çalışma sürelerinden mahsup edilmiş ise de, bilirkişinin hazırladığı tabloya göre bu hesap şekli de denetlenememektedir.Açıklanan sebeplerle, dosyada mevcut kayıtlara göre davacının normal çalışma süresi ile fazla çalışma süresinin haftalık olarak denetlenmesine imkan verecek ve fazla çalışma karşılığı serbest zaman süresinin ne şekilde mahsup edildiğini de denetime elverişli biçimde gösterecek şekilde yeniden değerlendirme yapılarak sonucuna göre davacının fazla çalışma ücreti talebi ile ilgili dosya kapsamındaki tüm deliller yeniden birlikte değerlendirilerek bir sonuca varılması için kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, 16.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.