14. Hukuk Dairesi 2018/4447 E. , 2019/3141 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine asıl dava 06.06.2012 birleştirilen dava 19.02.2013 ve birleştirilen dava 02.12.2015 gününde verilen dilekçeler ile geçit hakkı tesisi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.12.2017 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkiline ait 148 ada 245 parsel sayılı taşınmaz yararına, davalılara ait 244 parsel sayılı taşınmaz üzerinden; birleştirilen davalar ile de, davalılara ait 148 ada 243, 246, 248 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasını talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili hazineye ait 243 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı tesisi durumunda taşınmazın bütünlüğünün bozulacağını ve değer kaybına uğrayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ilk kararda davanın kısmen kabulü ile, 148 ada 245 parsel sayılı taşınmaz yararına, fen bilirkişi raporunda D ve F harfi ile gösterilen 1 numaralı güzergahtan 148 ada 244 ve 243 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekilinin temyiz etmesi üzerine;Dairemizin 02.02.2015 tarih 2014/17130 Esas, 2015/999 Karar sayılı ilamı ile; dava dışı 242 parsel sayılı taşınmazın aleyhine geçit kurulan 244 ve 243 parsel sayılı taşınmazlardan daha büyük olduğu yüzölçümü oldukça küçük olan 243 parsel sayılı taşınmazdan geçit kurulması, 243 parsel sayılı taşınmazın ekonomik olarak kullanılmasını daha da zorlaştıracağı, diğer alternatifler de değerlendirilerek geçidin yüzölçümü büyük olan parsellerden kurulmasının mümkün olup olmadığı araştırılması gereğince; hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, mahkemece; davanın kabulü ile, 11.08.2017 tarihli ek bilirkişi raporunda 1 No"lu alternatif olarak gösterilen güzergahtan 148 ada 245 parsel sayılı taşınmaz yararına 148 ada 244 ve 243 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nin 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda somut olaya gelince; mahkemece ilk kararda 148 ada 244 ve 243 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit tesisine karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine dairemizin yukarıda belirtilen ilamı ile dosya içerisindeki krokilerden anlaşılmasına göre; dava dışı 242 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün aleyhine geçit tesis edilen taşınmazlardan daha büyük olduğu, hazine adına kayılı 243 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün küçük olduğu, büyük parsellerin geçit alternatifi olarak değerlendirilmesi gereğince bozulmuştur; mahkemece; bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmeden ve yeterli araştırmalar yapılmadan, 245 parsel sayılı taşınmazın yola çıkışı için her halükarda yüzölçümü küçük olan ve ana yola bağlantısı olan 244 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı tesis edileceği gerekçesi ile, bozma öncesi geçit tesis edilen güzergahtan geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Bu durumda, mahkemece; dosya içerisindeki kadastro krokisi ve bilirkişi raporları ekindeki krokiden, aleyhine geçit tesis edilen hazineye ait 243 parsel sayılı taşınmazdan yüzölçümünün daha büyük olduğu anlaşılan 242 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı tapu müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına alındıktan sonra, maliklerinin davada taraf kılınması için davacı tarafa süre verilerek taşınmazın tüm maliklerinin davada taraf olması sağlanarak, taşınmazlar başında bilirkişiler eşliğinde tekrar keşif yapılmalı, bilirkişilerden yararına geçit hakkı tesisi istenen taşınmazın genel yola bağlantısını sağlayacak şekilde, fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkate alınarak öncelikle yüzölçümü büyük olan taşınmazlar üzerinden, ayrıntılı ve denetime uygun bir şekilde geçit seçeneklerini gösterir rapor düzenlemeleri ve krokide göstermeleri istenmeli, yararına geçit hakkı tesisi istenen 148 ada 245 parsel sayılı taşınmazın genel yola kesintisiz bağlanmasını sağlayacak şekilde, her hangi bir engel yok ise yüzölçümü büyük olan taşınmazlar üzerinden, en uygun olan alternatiften geçit hakkı tesisine karar verilmelidir.
Mahkemece açıklanan hususlar gözardı edilerek bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.