Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2012/12-1579
Karar No: 2013/392

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/12-1579 Esas 2013/392 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Maksut S.'nin açıklanacak hükmün geri bırakılması gerekirken 360 TL adli para cezasına çarptırılmasının doğru olmadığına dair müdafi tarafından yapılan temyiz başvurusunu reddetti. Bunun nedeni, mahkeme kararında aleyhe düzeltme veya aleyhe bozma yasağına aykırı bir durum olmamasıydı. Kararda, 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu'nun (CMUK) 326. maddesi ve 5271 sayılı CMK'nın 307. maddesinin dördüncü fıkrası yer aldı.
Kanunlar:
- CMUK (Mülga) (1412) Madde 326
- CMK (5271) Madde 307
Ceza Genel Kurulu         2012/12-1579 E.  ,  2013/392 K.
  • LEHE YASA YOLU DAVASI ÜZERİNE HÜKMÜ ALEYHE DEĞİŞTİRMEME ZORUNLULUĞU
  • ALEYHE DÜZELTME YASAĞI
  • ALEYHE BOZMA YASAĞI
  • ALEYHE BOZMAMA ZORUNLULUĞU
  • YAPTIRIMI VE SONUÇLARINI ALEYHE KÖTÜLEŞTİREMEME YASAĞI
  • YAPTIRIMI VE SONUÇLARINI AĞIRLAŞTIRAMAMA KURALI
  • CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) (1412) Madde 326
  • CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 307

"İçtihat Metni"

2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa muhalefet suçundan sanıklar Maksut S., Sadi G., Erkan Y. ve Ali H.’nin aynı kanunun 74/2 ve 5237 sayılı TCK’nun 35, 62, 50/1-a, 52 ve 54. maddeleri uyarınca 93 Lira doğrudan, 1500 Lira hapisten çevrilme adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve müsadereye ilişkin, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesince verilen 29.11.2005 gün ve 57-195 sayılı hükmün sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 12.03.2008 gün ve 5736-4638 sayı ile;

“5271 sayılı CMK"nun 5560 sayılı Kanun ile değişik 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması uygulaması olanaklı hale geldiğinden, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi gözetilerek, yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya uyan yerel mahkemece 26.06.2008 gün ve 112-189 sayı ile; hükmün açıklanmasının geri bırakılması şartları değerlendirilerek sanıklar Sadi G. ve Erkan Y. hakkındaki hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına, sanıklar Maksut S. ve Ali H."nin ise 2863 sayılı Kanunun 5728 sayılı Kanunla değişik 74/2 ve  5237 sayılı TCK’nun 35, 62, 50/1-a, 52 ve 54. maddeleri uyarınca 360 Lira adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve müsadereye hükmolunmuştur.

Bu hükmün de sanık Maksut S. müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 16.02.2012 gün ve 9013-3185 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 19.04.2012 gün ve 252589 sayı ile;

“…Önceki kararda kısa süreli hapis cezası adli para cezasına çevrildiği halde lehe kanun yolu davası üzerine yapılan yargılama sonucunda verilen kararda hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesi CMUK"un 326/son maddesine muhalefet oluşturur” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurarak, Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.

 CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 12. Dairesince 15.11.2012 gün ve 27097-24088 sayı ile; itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Sanıklar Sadi G. ve Erkan Y. hakkındaki hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi ve sanık Ali H. hakkındaki hükmün ise temyiz edilmeksizin kesinleşmesi nedeniyle inceleme, sanık Maksut S. hakkında kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.

Suçun sübutuna ve nitelendirilmesine ilişkin bir uyuşmazlık bulunmayan somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; bozmadan sonra hüküm kuran yerel mahkemece 1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesinin ihlal edilip edilmediğinin belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya kapsamından; Sanık hakkında 2863 sayılı Kanuna muhalefet suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda yerel mahkemece sanığın bozmadan önce verilen hükümde, aynı kanunun 74/2 ve 5237 sayılı TCK’nun 35, 62, 50/1-a ve 52. maddeleri uyarınca 93 Lira doğrudan ve 1500 Lira hapisten çevrilme, lehe kanun yolu davası üzerine Yargıtayca verilen bozma kararından sonra kurulan yeni hükümde ise, 2863 sayılı Kanunun 5728 sayılı Kanunla değişik 74/2 ve 5237 sayılı TCK’nun 35, 62, 50/1-a, ve 52. maddeleri uyarınca 360 Lira hapisten çevrilme adli para cezası ile cezalandırılmasına ve her iki hükümde de TCK"nun 54. maddesi uyarınca suçta kullanılan çapa ve dedektörlerin müsaderesine karar verildiği anlaşılmaktadır.

Latince "reformatio in pejus" olarak adlandırılan, öğreti ve uygulamada ise, "lehe yasa yolu davası üzerine hükmü aleyhe değiştirmeme zorunluluğu, aleyhe düzeltme yasağı, aleyhe bozma yasağı, aleyhe bozmama zorunluluğu, yaptırımı ve sonuçlarını aleyhe kötüleştirememe yasağı, yaptırımı ve sonuçlarını ağırlaştıramama kuralı" olarak ifade edilen bu ilkenin amacı, hükmün aleyhine de bozulabileceğini düşünen sanığın, bazı davalarda istinaf ya da temyiz kanun yoluna başvurmaktan çekinmesinin önüne geçmek ve kanun yoluna başvurma hakkını daha özgürce kullanabilmesini sağlamaktır.

Anılan kural, 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Usulü Kanununun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 326. maddesinin 4. fıkrasında; "hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 291. maddede gösterilen kimseler tarafından temyiz edilmişse, yeniden verilen hüküm, evvelki hükümle tayin edilmiş olan cezadan daha ağır olamaz" şeklinde kanuni düzenlemeye kavuşturulmuştur. Ceza yargılama hukukumuzda bu madde dışında yaptırım ve cezayı aleyhe değiştirme yasağını düzenleyen başka bir hüküm de bulunmamaktadır. Buna göre, ceza hukukunda genel anlamda kazanılmış hak kavramından bahsedilemeyeceği, yalnızca 1412 sayılı CMUK"nun 326. maddesinin son fıkrası uyarınca sınırlı biçimde uygulanabilecek bir "cezayı aleyhe değiştirememe ilkesi" veya "aleyhte düzeltme yasağı"nın söz konusu olduğunun kabulü gerekmektedir.

01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 307. maddesinin dördüncü fıkrasında da  "Hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 262. maddede gösterilen kimselerce temyiz edilmişse, yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz" düzenlemesine yer verilmek suretiyle, aleyhe bozmama ilkesi korunmuştur.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Yerel mahkemece gerek bozmadan önceki, gerekse lehe kanun yolu davası üzerine Yargıtayca verilen verilen bozmadan sonraki hükümde sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmiş olması ve bozmadan sonra sanık hakkında evvelki hükümle tayin edilmiş olan cezadan daha az bir cezaya hükmolunması karşısında, bozmadan sonra hüküm kuran yerel mahkemece 1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte olan 326/son maddesi ihlal edilmemiş olup, yerel mahkeme hükmü ile bu hükmü onayan Özel Daire kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,

2-Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.09.2013 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle, karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi