Esas No: 2019/5318
Karar No: 2021/2954
Karar Tarihi: 02.06.2021
Danıştay 10. Daire 2019/5318 Esas 2021/2954 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/5318
Karar No : 2021/2954
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN MÜDAHİL
(DAVALI YANINDA) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Antalya Devlet Hastanesinde katarakt ameliyatı olan davacının, bu ameliyat sonrasında doktor hatası nedeniyle %90 oranında görme kaybına uğradığından bahisle 200.000,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi zararının davalı idareye yapılan başvurunun reddi tarihi olan 6.3.2008 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tazmini istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davanın reddi yolunda verilen kararın Danıştay Kapatılan (Onbeşinci) Dairesi'nin 14/02/2017 tarih ve E:2013/4542, K:2017/705 sayılı kararı ile kısmen bozulması üzerine bozulan kısım yönünden bozma kararına uyularak; davacının manevi tazminat talebinin değerlendirilmesinde; davacının 19/11/2007 tarihinde aldığı ıol dıslokasyonu tanısının ve durumun cerrahi müdahale ile düzeltileceğinin kabul edilmesine rağmen 23/11/2007 tarihinde davacının yeniden başvurusuna kadar beklenmesi, yine Alanya Devlet Hastanesinde kimya teknisyeni olan davacının 14,15,16/11/2007 tarihlerinde ameliyatını gerçekleştiren doktora olan müracaatlarına dair kayıtların bulunmaması, aksi düşünceyle başvurularının olmadığının kabul edilmesi durumunda ise davacının ameliyat sonrası takiplerinin özenli yapılmamış olduğunun kabulü gerektiği ve bu halde davacının ameliyatı sonrası tedavisinde gereken ihtimamın gösterilmemiş olduğu, davacıya takdiren 30.000,00 TL manevi tazminat ödenmesi gerektiği sonucuna varılarak davacının 30.000,00 TL manevi tazminat isteminin kabulüne, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, kabul edilen 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareye yapılan başvurunun reddi tarihi olan 06/03/2008 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI :
Davacı vekili tarafından, İdare Mahkemesi'nce, manevi tazminata hükmedilerek hizmetin kötü işlediğinin ve hizmet kusurunun varlığı kabul edildiği halde gerekçesiz olarak maddi tazminat talebinin reddinin tenakuz teşkil ettiği, Adli Tıp Kurumu raporu esas alınarak komplikasyon olduğu ön kabulüyle maddi tazminat talebinin reddi kararının hatalı olduğu, sorumlu doktorun dava açılmasını önlemek kastıyla müvekkil hesabına havale çıkardığının yargılama sürecinde gözden kaçırıldığı, müvekkilin görme kaybının %90 olduğu göz önünde bulundurulduğunda hükmedilen manevi tazminat miktarının mağduru tatmin edici nitelikte olmadığı, hükmedilen manevi tazminata işletilecek faiz başlangıcının idareye yapılan başvuru tarihinin değil başvurunun reddi tarihinden hesaplanmasının kanuna aykırı olduğu, ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, İdare Mahkemesi kararının; Adli Tıp Kurumu raporuyla davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi şartının oluşmadığının belgelendiği, eğer bir tazminata hükmedilecekse de faiz başlangıcının dava tarihinden itibaren başlatılmasının gerektiği, idare lehine hükmedilen vekalet ücreti miktarının cüzi olduğu gerekçeleriyle kararın kabule ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Müdahil vekili tarafından, İdare Mahkemesi kararının; müvekkil hakkında kesinleşmiş beraat kararı olmasına rağmen aynı konuda davacı lehine tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu, müvekkilinin olayla ilgili kusurunun bulunmadığına dair iki ayrı Adli Tıp Kurumu raporu bulunduğu ayrıca davacının 12/05/2009 tarihinde … Sulh Ceza Mahkemesindeki duruşmada ameliyat sonrası görmesinin tam olduğunu beyan etmesinin ameliyatın başarılı olduğunu gösterdiği ve sonrası oluşan durumun bir komplikasyon olduğu gerekçeleriyle bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davalı idare ve müdahil tarafından, davacının hukuka aykırı temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. Davacı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının, davalı idarenin ve müdahilin temyiz istemlerinin reddine,
2.Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.