MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi


Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede,
Sanığın üzerine atılı 2004 satılı İİK’nın 338. maddesine aykırılık suçunun soruşturma ve kovuşturmasının şikayet şartına bağlı olduğu, İİK’nın Onaltıncı Bab’ında düzenlenen bir kısım Suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak olan şikayetin henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve usulüne uygun bir şikayet konumuna getirmeyeceği,
Somut uyuşmazlıkta, şikayete dayanak olan icra takip dosyasında borçlu şirketin 10/06/2015 tarihli takibe itirazı üzerine icra müdürlüğünün 16/06/2015 tarihli kararı ile borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı vekilinin icra müdürlüğünün 16/06/2015 tarihli kararının kaldırılması için dava açtığı, ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/551 Esas ve 2015/885 Karar sayılı 03/12/2015 tarihli kararı ile alacaklı vekilinin şikayetinin reddine dair karar verildiği, ancak Uyap üzerinden yapılan sorgulamada söz konusu bu kararın henüz kesinleşmemiş olduğunun anlaşıldığı, bu haliyle takibin kesinleşmediği hususu dikkate alındığında, şikayet başvurusunun da henüz takip kesinleşmeden yapıldığı ve buna göre kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında açılan davanın CMK’nın 223/8. maddesi gereğince “düşmesine” karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraatine dair hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, 5271 sayılı CMK’nın 223/8 maddesi uyarınca sanık hakkında açılan KAMU DAVASININ DÜŞMESİNE, 23/09/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.