22. Hukuk Dairesi 2017/21644 E. , 2019/8824 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde bilgi işlem sorumlusu olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin davacı tarafından emeklilik sebebiyle feshedildiğini, davacının fazla çalışma ücretleri ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin de ödenmediğini ileri sürerek, bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:Davalı vekili, davacının tüm yasal haklarının kıdem tazminatı olarak hesabına yatırıldığını, işyerinde ikili vardiya düzeninde çalışıldığını, bu düzene göre davacının günlük çalışma süresinin yedi buçuk saat olduğunu, fazla çalışma ücreti alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davacının kıdem tazminatı ve ulusal bayram genel tatil ücreti talebinin kısmen kabulüne, fazla çalışma ücreti talebinin reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, yasal süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkemece davacının ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının ödenmediği kabul edilerek bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmiş ise de, davacı taraf dosya kapsamındaki 11.06.2014 tarihli ibranamede belirtilen miktarların kendisine ödendiği kabul etmiştir. Anılan ibraname mahkemece makbuz olarak kabul edilerek sonuca gidilmesine rağmen, ibranamede ödendiği belirtilen 25,52 TL tutarındaki ulusal bayram ve genel tatil ücretinin hesaplanan miktardan mahsup edilmemesi hatalı olmuştur.3-Somut uyuşmazlıkta, davacı tanıklarının husumetli olması ve davacı tarafından imzası inkar edilmeyen fazla çalışma tablolarında ayrıntılı olarak fazla çalışma yapılıp yapılmadığı noktasında açıklama yapıldığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Ne var ki, İş Kanununa İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliğinin 10. maddesine göre, işveren fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma yaptırdığı işçilerin bu çalışma saatlerini gösteren bir belge düzenlemek, imzalı bir nüshasını işçinin özlük dosyasında saklamak zorundadır. İşçilerin işlemiş olan fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma ücretleri normal çalışma ücretleri ile birlikte 4857 sayılı İş Kanunu"nun 32. ve 34. maddeleri uyarınca ödenir. Bu ödemeler ücret bordrolarında ve İş Kanunu"nun 37. maddesince işçiye verilmesi gereken ücret hesap pusulalarında açıkça gösterilir. Somut olayda, işverence düzenlenen fazla çalışma tablosunun anılan Yönetmelik bağlamında geçerli bir belge olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ele alınmalıdır. Bu tablolar incelendiğinde, işçilerin isimlerinin yer aldığı, isimlerinin karşısında bulunan “fazla çalışma yapmadım” “eksik çalışma yapmadım” yahut “...saat fazla çalışma karşılığı serbest zaman” gibi ifadelerin yer aldığı ve listenin işçilerce imzalandığı tespit edilmektedir. Bu belgelerin fazla çalışma yapıldığının veya yapılmadığının ispatı yönünden yasal düzenlemeye ve ilgili Yönetmeliğe uygun belgeler olduğu söylenemez. Bu itibarla fazla çalışma yapılmadığının ispatı yönünden delil olarak kabulü mümkün görülmemektedir. Diğer taraftan, davacı tanıkları husumetli olup, fazla çalışmanın ispatı noktasında salt husumetli tanık anlatımlarına göre sonuca gidilmesi de doğru değildir. Yargılama sırasında dinlenen davalı tanığı, işyerinde iki vardiya şeklinde çalışıldığını, birinci vardiyada 08.00-17.00 saatleri, ikinci vardiyada ise 13.00-22.00 saatleri arasında çalışıldığını ifade etmiştir. Tanık her ne kadar davacının bir buçuk saat ara dinlenmesi kullandığını ifade etmiş ise de, somut olayda İş Kanunu"nun 68. maddesinde belirlenen yasal ara dinlenme süresinden daha uzun bir ara dinlenme süresi kullanılmasını gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu itibarla davacının fazla çalışma yapıp yapmadığının belirlenmesinde, davalı tanığının bildirdiği vardiya saatleri dikkate alınarak davacının günde dokuz saat çalıştığı ve bir saat ara dinlenme kullandığı kabul edilerek haftada üç saat fazla çalışma yaptığının kabulü dosya kapsamına uygun düşecektir.Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 16.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.