23. Hukuk Dairesi 2016/5089 E. , 2019/3869 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik verilen hükmün birleşen davada davacılar vekilince duruşmalı, asıl davada davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı ... vekili Avukat ..., birleşen davada davacılar vekili Avukat ... ile asıl davada davalılar-birleşen davada davalılardan ... vekili Avukat ... gelmiş olup, davalı asıl ..."ın mazereti nedeniyle duruşmaya katılmadığı anlaşıldığından duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl dosyada davacı vekili, davalı arsa sahibi ... ile davalı yüklenici ... arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre yükleniciye düşen 33 numaralı bağımsız bölümün yüklenici tarafından davacıya satıldığını ancak teslim edilmediğini, 20.000,00 TL’nin ödendiğini, 25.000,00 TL’nin ise anahtar teslim edildiğinde tapu devri sırasında verileceğini, bu bedeli belirlenecek yere tevdii etmeye hazır olduğunu ileri sürerek 25.000,00 TL’nin davalı yükleniciye ödenmek üzere tevdi mahali tayinine, 33 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl dosyada davalı ..., davalı yüklenicinin edimini yerine getirmediğini, binaları süresinde tamamlamadığını, yüklenicinin tapu hakkı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen dosyada davacılar vekili, yüklenici ...’ın satış bedelinin tamamını alarak 33 numaralı bağımsız bölümü birleşen dosya davacılarına sattığını, 01.06.2007 tarihinden beri taşınmazı kullandıklarını arsa sahibinin bilgisi dahilinde masraflar yaptıklarını ancak tapu devrinin yapılmadığını ileri sürerek 33 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davalı ... vekili, müvekkili asıl ve birleşen dosya davalısı arsa sahibi ... tarafından yüklenici aleyhine açılan ifaya izin davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini, yüklenici ile aralarındaki sözleşme gereği arsa sahibinin onayı olmayan kişilere taşınmazın satılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre taraflar arasındaki sözleşmeye göre 33 numaralı bağımsız bölümün yükleniciye ait olduğu, yüklenicinin binaları yabancı kişilere satarak mal sahibinin onaylamadığı kişi ve kuruluşlara satış yapamayacağının kararlaştırıldığı, 29.08.2005 tarihli inşaat sözleşmesi ile 33 numaralı bağımsız bölümü asıl dosya davacısına satmayı amaçladığı, 14.05.2007 tarihli taşımaz satış vaadi sözleşmesi ile birleşen dosya davacısına satmayı vaadettiği, taşınmazın davalı arsa sahibi adına kayıtlı olduğu, davalı arsa sahibinin, davalı yüklenici karşı açtığı ifaya izin davası sonucu toplam 722.419,00 TL alacağın yükleniciden alınmasına, bu miktarın karşılanması amacı ile yükleniciye düşen 27,28,29,33,36 numaralı bağımsız bölümlerin davalı adına satılmasına izin verilmesine dair karar verildiği ve kararın kesinleştiği, henüz iskan ruhsat alınmadığı, asıl dosya davacısı ile yüklenici arasındaki sözleşme her ne kadar inşaat sözleşmesi olsa da asıl amacın taşınmaz satış vaadi olduğu, ancak arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yabancı uyruklu olmayan ve mal sahibinin onaylamadığı bir kişiye satamayacağı yönünde temlik yasağı olduğu, asıl dosyada davacının mal sahibinden mülkiyet hakkı istemesinin yasal koşulları oluşmadığı, birleşen dosya davacılarının ise mahkeme kararı ile kesin hükme bağlanan alacak tutarını davalı mal sahibine ödemek üzere karşılayamayacaklarına dair olumsuz beyanları olduğu ancak bu bedel arsa sahibine ödendiği takdirde tapu devrine hak kazanabilecekleri gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, asıl dosyada davacı vekili ve birleşen dosyada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptal tescil istemine ilişkindir.
6502 Sayılı Kanun"un 3. maddesi gerekçesinde eser sözleşmelerinin kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir. Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 Sayılı Mülga Borçlar Kanunu"nun 355 vd. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanunu"nda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır.
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Yasa"da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanun"da kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak, araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir.
Somut olayda Asıl ve birleşen dosyada davacılar davalı yükleniciden taşınmaz satın alan kişiler olup davalı yüklenici ... ile aralarındaki satış sözleşmesine dayanmış ise de eldeki uyuşmazlığın çözümünde yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesindeki edimlerini yerine getirip getirmediği tartışılacaktır. Bu durumda eldeki davada uyuşmazlığın 6502 Sayılı Kanun"a göre Tüketici Mahkemelerinde değil genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği gözetilerek, arsa sahibi olan davalı ... yönünden dosyanın tefrik edilerek görev yönünden reddine karar verilmesi, davalı yüklenici yönünden ise davaya devam edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma nedenine göre asıl dosyada davacı vekili ve birleşen dosyada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle bozma nedenine göre asıl dosyada davacı ve birleşen dosyada davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.