Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4453
Karar No: 2019/3137
Karar Tarihi: 04.04.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/4453 Esas 2019/3137 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, intifa hakkının terkini talep etmiştir. Taraflar arasında imzalanan Gayrimenkul Satış Sözleşmesi ile dava konusu taşınmazın kullanım hakkı davalıya belli süre için verilmiş ve bu husus tapuya tescil edilmiştir. Davacı, taşınmazı üçüncü şahsa satmak istediğinde tapudaki intifa hakkının satışı engellediğini belirterek davalının kalan kira bedellerini hesaplayarak ödemesini istemiştir. Mahkeme, intifa hakkının resmi şekilde kurulduğu ancak resmi şekilde kaldırılabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Dava, yüksek mahkeme tarafından bozulmuştur. Davalı avukatının kabule ilişkin yetkisinin bulunduğu ve intifa hakkının süresi bittiği için kaldırılacağına dair beyanları dikkate alınarak, mahkemece davacının talebi kabul edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 794, 795 ve 796. maddeleri, intifa hakkı ile ilgili olarak açıklayıcı bilgiler içermektedir.
14. Hukuk Dairesi         2018/4453 E.  ,  2019/3137 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.03.2014 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkının terkini talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.03.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, intifa hakkının terkini isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, davalılar ile müvekkili davacı arasında 19/05/2010 tarihinde adi yazılı Gayrimenkul Satış Sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeyle dava konusu 29 pafta, 314 ada, 6 parseldeki 7/50 hisseye tekabül eden yüksek giriş katın davacı adına tescil edildiğini, ayrıca bu yerin kullanım hakkının da davalı ..."e belli süre için verildiğini ve bu hususun tapuya tescil edildiğini, bu sözleşmenin 11. maddesi uyarınca davalı ..."e 48 aylığına kullanım hakkı verdiğini, bu kullanım hakkı süresinin 15/06/2010 tarihinde başlayacağı ve 15/06/2014 tarihinde sona ereceğinin sözleşmeyle hüküm altına alındığını, aynı sözleşmenin 11. maddesine göre kira müddeti dolmadan davacı tarafından daire üçüncü şahsa satılırsa davacı tarafından davalı ..."e kalan kira bedellerini hesaplayarak peşin olarak ödeyebileceğinin de açıklandığını, daireyi üçüncü şahsa satmak istediğini, tapudaki intifa hakkının satışı engellediğini, beyanla davanın kabulü ile söz konusu taşınmaz üzerinde kurulu bulunan intifa hakkının terkinine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili dava konusu taşınmazın kullanım hakkının 15.11.2014 tarihinde son bulacağının ek protokol ile karara bağlandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü davacı vekilinin temyiz etmesi üzerine dairemizin 11.09.2018 tarih 2015/10776 – 2017/3977 E-K sayılı ilamı ile; dava konusu 6 parsel sayılı taşınmazdaki 7/50 payı davacı 26.6.2014 tarihinde ... satış yolu ile devrettiğinden mahkemece 6100 sayılı HMK"nın 125/2. maddesi uyarınca işlem yapılması gereğince hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; mahkemece, intifa hakkının resmi şekilde kurulduğu ancak resmi şekilde kaldırılabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir mal varlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür.
    Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir (TMK m.795).
    İntifa hakkı, bir süreyle sınırlı olarak kurulmuşsa sürenin dolması veya bu süreden önce intifa hakkı sahibinin hakkından vazgeçmesi, intifa hakkı sahibinin ölümü veya tüzelkişi ise tüzel kişiliğin sona ermesi, konusu olan şeyin bütünüyle, harap olması sebebiyle artık ondan yararlanma olanağının kalmaması durumlarında sona erer (TMK m.796).
    Kanuni intifa hakları hariç (TMK m. 495 v.d.) intifa hakkının tesisi daima bir sözleşmeye dayanır. Taraflarına hak ve borçlar yükleyen bu sözleşmeyle intifa hakkı sahibi ile malik hakkın konusu olan şeydeki yararlanmanın nasıl sürdürüleceği kararlaştırılabilir. Şayet intifa hakkının tesisine neden olan sözleşmedeki edimler yerine getirilmemiş, intifa hakkının devamı malike yüklediği külfete göre çok az yarar sağlar hale gelmişse malik bozulan yararlar dengesini ileri sürerek hakimden sözleşmeye müdahale edilmesini, intifa hakkının sona erdirilmesini isteyebilir. Kaldı ki, bu gibi durumlarda intifa hakkı sahibinin hakkın sürdürülmesini istemesi hakkın kötüye kullanılmasıdır. Her ne kadar intifa hakkının sona ermesi sebeplerini sayan Türk Medeni Kanununun 796. v.d. maddelerinde eşyaya bağlı irtifak haklarında olduğu gibi şahsi bir irtifak hakkı olan intifa hakkının sona erdirilmesini malikin talep edebileceğine ilişkin bir hüküm yoksa da burada Türk Medeni Kanununun 785. maddesinin kıyasen uygulanması gerekir.
    6100 sayılı HMK’nın 308 ve devamı maddelerinde düzenlenen davayı kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.
    Kural olarak tarafların dava konusu üzerinde tasarruf yetkileri bulunduğundan, yani medeni usul hukukunda taraflarca tasarruf ilkesi uygulandığından, davanın açılmasından sonra hüküm kesinleşinceye kadar davanın kabulü mümkündür. Yine belirtmek gerekir ki kabul karşı tarafın rızasına bağlı değildir. Etkisini onun yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur.
    Somut olayda; dava konusu 314 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 7/50 payı üzerinde davalı ... lehine 01.06.2010 tarih 2660 yevmiye numaralı resmi akitle süresiz olarak intifa hakkı tesisine karar verilmiş ise de, davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 19.05.2010 tarihli adi yazılı belge ve daha sonra düzenlenen protolde intifa hakkının 15.06.2010 tarihinde başlayacağı ve 15.11.2014 tarihinde sona ereceğinin düzenlendiğini iddia etmiş; davalı vekili cevap dilekçesinde ve 03.07.2014 tarihli celsede intifa hakkının 15.11.2014 tarihinde sona ereceğini ve süre bittiğinde intifa hakkının kaldırılacağını beyan edip imzalayarak davacının dayandığı adi yazılı belgeyi destekleyerek davacının iddiasını kabul etmiştir.
    Dosya içerisinde bulunan 20.10.2008 tarihli 30184 yevmiye numaralı vekaletnamenin tetkikinde davalı vekilinin kabule ilişkin yetkisinin de bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Bu durumda mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi