16. Hukuk Dairesi 2012/6726 E. , 2012/9732 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Kullanım kadastrosu sırasında Baklacı Mahallesi çalışma alanında bulunan 1342 ada 7 parsel sayılı 537,31 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın bahçe olarak 6 yılından beri ... oğlu ...’nın kullanımında olduğu, taşınmazın 475,72 metrekaresinin dere mutlak koruma alanında kaldığı şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı, çekişmeli parsel üzerinde meskeni bulunduğunu, ancak kadastro tespiti sırasında meskeninin tespit tutanağına yazılmadığını belirterek çekişmeli parselin tespit tutanağının düzeltilmesi talebiyle Kadastro Müdürlüğü’nü davalı göstererek dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının davasının kabulü ile ... İlçesi Baklacı Mah. 1342 ada 7 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesinde yazılı "İş bu taşınmaz bahçe olarak 6 yılından beri ... oğlu ..."nın kullanımındadır" şeklindeki şerhin “İş bu taşınmaz bahçe ve üzerinde bulunan prefabrik tek katlı bir bina olarak 6 yıldan beri ... oğlu ...’nın kullanımındadır" olarak düzeltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun Ek-4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosu tespitine itiraza ilişkindir. Kadastro tespitine itiraz davalarında davalı sıfatı, tespit malikiyle birlikte var ise beyanlar hanesinde yararına zilyetlik veya muhdesat şerhi verilen kişi ya da kişilere aittir. Hal böyle olunca, tespit maliki olan Hazineye yöneltilmesi gereken davada, Kadastro Müdürlüğünün taraf sıfatı bulunmamaktadır. Ancak, dava dilekçesinde tarafların ve varsa temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi zorunlu olup, bu bildirim sırasında yapılan eksiklikliklerin düzeltilmesi imkan dahilindedir. (HUMK madde 179/1, HMK madde 119). Davalı tarafın belirlenmesinde yanılma, esaslı olmayıp doktrinde ve uygulamada "temsilcide yanılma" olarak adlandırılan nitelikte ise, bu husus, düzeltilmesi mümkün eksikliklerden olup davanın taraf sıfatı yokluğundan reddini gerektirmemektedir. Somut olayda tespit maliki olan Hazine yerine Kadastro Müdürlüğünün davalı gösterilmesi, davalının Hazine vekili tarafından temsil edilmiş olması da dikkate alındığında, temsilcide yanılgı olarak değerlendirilmelidir. Dava dilekçesindeki anlatım ve istemden, dava edilmek istenenin aslında Kadastro Müdürlüğü değil, Hazine olduğu anlaşılmaktadır. Ortada belirgin biçimde temsilcide yanılgı hali vardır. O halde mahkemece, temsilcide yanılma hali re"sen gözetilerek, davanın tespit maliki Hazine"ye yöneltilmesi için davacı yana olanak verilmeli; davanın, Hazine"ye yöneltilmesi halinde davaya devam edilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.