Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16619
Karar No: 2020/3680
Karar Tarihi: 09.07.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/16619 Esas 2020/3680 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/16619 E.  ,  2020/3680 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi. Dosya incelenerek, gereği görüşülüp düşünüldü;
    - KARAR -
    Dava, tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel isteğine ilişkindir.
    Davacı, mirasbırakanı ...’dan alınan vekaletname ile ...’ta bulunan ... parsel sayılı taşınmazının davalılardan ... Turizm Limitet Şirketi"ne satış yoluyla devrinin sağlandığını, mirasbırakanın vekaletname ve temlik tarihlerinde hukuki ehliyetinin bulunmadığını, öte yandan mirasbırakanın ölümünden sonra davalı ağabeyi ...’ın mirasbırakanlarından intikal eden kök ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazların imar göreceğinden bahisle kendisinden vekaletname istemesi üzerine, harita mühendisi ...’ı vekil tayin ettiğini, davalı ağabeyi ... ile vekil ...’ın el ve işbirliği içerisinde hareket ederek, çekişmeli ... ve ... nolu parsellerin imar uygulması sonucu oluşturduğu yeni parsellerden 85 adet parselde davalı ...’in payı olmasına karşın, kendisine yalnızca 2 adet parselde pay verilmesini sağladıklarını, yapılan taksimin mirasçıların miras payları oranında yapılmadığını ileri sürerek çekişme konusu taşınmazların tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde dava tarihindeki bedellerinin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılardan ... ve ... Turizm Limitet Şirketi, yetki itirazında bulunarak, vekillerin tümünün davaya dahil etmesi gerektiğini, davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu, bedel alacağını dava hakkının zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuşlar, diğer davalı ..., kendisine vekaletnameyi mirasbırakan ... ve eşi ..."ın birlikte verdiklerini, otel ve arsayı şirkete devretmesini istediklerini, kendisinin de mirasbırakan ve eşinin isteği doğrultusunda temlikte bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, çekişmeli ... parsel sayılı taşınmaz yönünden tefrik kararı verilmiş, diğer dava konusu taşınmazlar yönünden ise, rızai taksim sonucunda davacıya miras payı oranında taşınmazlarda pay verildiği, iptale konu olabilecek herhangi bir pay tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın 27.05.1998 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı kızı ... ve davalı oğlu ... ile dava dışı eşi ... ve oğlu ...’i bıraktığı, ... ilçesinde bulunan ... parsel sayılı taşınmazın mirasbırakana vekaleten davalı vekil ... eliyle satış suretiyle davalılardan ... Turizm Limitet Şirketi’ne devredildiği, ... ilçesinde bulunan ... ada ... parsel sayılı taşınmazda 3750/27245 payın davalılardan ...’a ait olduğu, mirasbırakanın payının bulunmadığı, ... parsel sayılı taşınmazın ise 2/8 payının davalılardan ...’a, 2/8 payının mirasbırakana ait iken 31.12.1992 tarih ve 6168 yevmiye nolu ifraz işlemi ile ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, anılan taşınmazlarda da mirasbırakana ait 2/8 payın korunduğu, ... parseldeki mirasbırakana ait payın 31.12.1998 tarih ve 6169 yevmiye numaralı satış işlemi ile dava dışı S.S. Sanayiciler Yapı Kooperatifine devredildiği, ... parseldeki payın ise 20.10.1998 tarihinde mirasçılara intikal ettiği, davacının ... Noterliğinin 25.08.1998 tarih ve 14815 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile, T.C. hudutlarındaki murislerinden kalan tüm taşınmazları için intikal, ifraz, rızai taksim, imar uygulması, parselasyon yetkisi de içeren genel bir vekaletname ile dava dışı ... oğlu ...’ı vekil tayin ettiği, imar uygulması sonucunda oluşan parsellerin anılan vekaletname kullanılmak suretiyle rızai taksim işlemi paylaşıldığı yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, ... ilçesinde yer alan eldeki dava konusu taşınmazlar yönünden mirasbırakan tarafından yapılan bir temlikin bulunmadığı, davacının kendi taşınmazları için verdiği vekaletname kullanılarak yapılan temlikler nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğu kuşkusuzdur. Mahkemece ön inceleme duruşmasında, ... ilçesinde yer alan ... parsel sayılı taşınmaz yönünden tefrik kararı verilmeden önce, uyuşmazlık ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği olarak belirlenmiştir.
    Ne var ki, iddianın içeriğinden ve ileri sürülüş biçiminden eldeki davada vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır.
    Bilindiği üzere, Borçlar Kanununun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.
    6098 s. Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanununun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
    Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
    Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK"nin 504/1) Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK"de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK"de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.
    Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
    Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK"nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Somut olaya gelince; eldeki dava konusu taşınmazların intikal ve intikal sonrası imar uygulaması sonucu oluşan parsellere ilişkin kayıtlar getirtilmeden noksan soruşturma ile sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, dava konusu kök ... ada ... ve .... parsel sayılı taşınmazlar ile anılan taşımazların ifrazı ve imar uygulması sonucu oluştuğu ileri sürülen tüm taşınmazların tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle ve dayanak belgeleriyle (özellikle 16628 ila 16661, 11813 ila11816, 11846 ila11861, 11843, 11844, 11877,11878, 11690 ila 11748, 11749 ila 11754, 11774 ila 11780, 11782 ila 11794, 11802 ila 11810 nolu yeni tapu kütük sayfaları, tapulama tutanakları, imar uygulamaları, ifraz-tevhit-taksim belgeleri, mahkeme kararı, resmi akitler vb.) birlikte ilgili Tapu Müdürlüğünden getirtilip değerlendirilmesi, yukarıda değinilen ilkeler gözetilmek suretiyle vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedeni yönünden araştırma ve inceleme yapılması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelemede yanılgıya düşülerek ve noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
    Davacının açıklanan nedenlerle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi