Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/19905 Esas 2018/5160 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/19905
Karar No: 2018/5160
Karar Tarihi: 23.10.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/19905 Esas 2018/5160 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2016/19905 E.  ,  2018/5160 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, davacı şirket ile dava dışı........ arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı tarafından imzalanan müşterek müteselsil borç senedi ve müteselsil kefaletname başlıklı 30.09.2014 tarihli belge ile davalının, dava dışı şirketin borçlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, ticari ilişkiden doğan borcun ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, kefaletnamenin geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, toplanan delillere göre, TBK"nın 583. maddesi uyarınca kefilin sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihi ile müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmiş olması gerektiği, dayanak belge incelendiğinde davalının müteselsil kefil sıfatını üstlendiğine dair el yazılı bir beyana yer verilmediği, bu itibarla davalının müteselsil kefil olduğunun kabul edilemeyeceği, dayanak belgenin bir adi kefalet niteliğinde olduğu hususu değerlendirildiğinde ise TBK"nın 585/1. maddesi hükmü uyarınca adi kefalette alacaklının, borçluya başvurmadıkça kefili takip imkanına sahip bulunmadığı, ancak borçlu aleyhine yapılan takip sonuçsuz kalmış, kesin aciz belgesi alınmış ya da borçlu aleyhine Türkiye"de takibin imkansız hale gelmesi veya önemli ölçüde güçleşmesi, konkordato mehli verilmiş olması hallerinde ancak doğrudan kefile başvurma imkanına sahip olunduğu, davacı tarafça asıl borçlu ile birlikte davalı kefile takip başlatıldığı, dayanak belgenin belirtilen mahiyeti dikkate alındığında belgeye müteselsil-adi kefalet hükümleri dışında başka bir hukuki sıfatın verilmesinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz eden taraflardan alınmasına, 23/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.