Esas No: 2020/1667
Karar No: 2021/2615
Karar Tarihi: 02.06.2021
Danıştay 7. Daire 2020/1667 Esas 2021/2615 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/1667
Karar No : 2021/2615
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına … Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … Tarım Ürünleri Dış Ticaret Limited Şirketi adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya için fazladan döviz transferi yapıldığından bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergileri ve bu vergiler üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezaları, kaynak kullanımını destekleme fonu payı ile vergiler ve fon payına ilişkin gecikme zammının tamamının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, dava konusu ödeme emrinden önce asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin 17/12/2012 tarihinde tebliğ edilmeye çalışıldığı, ancak tebliğ imkansızlığı nedeni ile iade edilmesi üzerine, ikinci defa aynı adrese tebliğe çıkarılan ödeme emirlerinin "tebliğ imkansızlığı" notu ile ilgili mahalle muhtarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesinin 2. fıkrası hükümlerine göre tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ödeme emirlerinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un atıfta bulunduğu 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun tebligata ilişkin hükümleri gereğince tebliğ edilmesi gerekirken, Tebligat Kanunu hükümlerine göre gerçekleştirilen tebligat ile amme alacağının asıl borçlu şirket hakkında kesinleştiğinden bahsedilemeyeceğinden, davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Olayda, dava konusu ödeme emrinde davacının şirketin ortağı olmasından söz edilmesine karşın, davacının şirketteki sermaye payına göre hesaplanan borçlar yerine şirkete ait borçların tamamına yer verildiğinin anlaşılması karşısında, davacının hangi sıfatla takip edildiği kanuni dayanağı ile birlikte belirtilmeksizin düzenlenen ödeme emrinin kanuni unsurlarını taşıdığından ve savunma hakkının gereği gibi kullanılmasına olanak tanıdığından söz edilemeyecek olup, dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasından sonra, yukarıdaki yer verilen gerekçe ile ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
… Tarım Ürünleri Dış Ticaret Limited Şirketi adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya için fazladan döviz transferi yapıldığından bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergileri ve bu vergiler üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezaları, kaynak kullanımını destekleme fonu payı ile vergiler ve fon payına ilişkin gecikme zammının tamamının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği; 35. maddesinde ise, limited şirket ortaklarının şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu Kanun hükümleri uyarınca takibe tabi tutulacağı, hükümlerine yer verilmiştir.
4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 201. maddesinde, süresi içinde ödenmeyen kesinleşmiş gümrük vergileri hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı; 6183 sayılı Kanun'un 8. maddesinde de, hilafına bir hüküm bulunmadıkça bu Kanunda yazılı müddetlerin hesaplanmasında ve tebliğlerin yapılmasında Vergi Usul Kanunu hükümlerinin tatbik olunacağı belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden; şirket borçlarından dolayı kanuni temsilci/ortağa başvurulabilmesi için öncelikle, borcun asıl borçlu şirket adına kesinleştirilmesi ve usulüne uygun tüm takip yollarının tüketilmesi, sonrasında ise, borcun şirketin malvarlığından kısmen ya da tamamen tahsil edilememesi veya edilemeyeceğinin ortaya konulması gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır. Borcun şirket adına kesinleştirilmesi ise, tebligatın ve diğer usuli işlemlerin mevzuata uygun bir şekilde yapılması ile mümkündür.
Bu durumda, olayda, öncelikle asıl borçlu şirket adına borcun usulüne uygun kesinleştirilmesi için şirket adına düzenlenen ödeme emrinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilmesi gerekirken, Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılan tebligatın, usulüne uygun olarak yapıldığının kabulüne olanak bulunmaması karşısında, şirket adına tahsil edilebilir aşamaya gelmeyen amme alacağının davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrini yukarıda yazılı gerekçeyle iptal eden vergi dava dairesi kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 02/06/2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X)- KARŞI OY :
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan bölge idare mahkemesi vergi dava dairesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle yerinde olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi ve kararın onanması gerektiği oyu ile, karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.