23. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/6896 Karar No: 2020/1142 Karar Tarihi: 19.02.2020
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/6896 Esas 2020/1142 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2016/6896 E. , 2020/1142 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, dava dışı borçludan olan alacağı nedeni ile başlatılan takipte taşınmazı üzerine haciz koyulduğunu, taşınmazın icra müdürlüğüne satılması sonucu düzenlene sıra cetvelinde 3. sırada yer verildiğini, 1. sırada yer alan davalı ... ile 2. sırada yer alan davalı ...’nun alacaklı olduğu dosyaların muvazaalı oluğunu, borçlu ile davalıların danışıklı olarak başlattıklarını ileri sürerek davalılara ayrılan paydan davacı alacağı kadar ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, bütün satış işlemlerinin müvekkili tarafından yürütüldüğünü, davacının haczinin düştüğünü, takip tarihlerinin davacının takip tarihinden önce olduğunu, henüz ortada olmayan bir alacak için muvazaa oluşturulamayacağını, araç alım satımından kaynaklanan borcun ödenmemesi nedeni ile borçlunun rızası ile gayrımenkulüne haciz koyulduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalılar ile davacının danışıklı olarak borç ilişkisi meydana getirdikleri, borçlunun icra takibini hızlandırmak için çaba sarfettiği, davalıların alacaklarını ispat edemedikleri gerekçesi ile sıra cetvelinden çıkarılmalarına karar verilmiştir. Karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir. Bu davalarda iddia kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasında olup, bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır.Kural olarak sonradan doğan bir borç için önceden muvazaa yaphılması kabul edilmez. Sıra cetveline itiraz davalarında isbat yükü davalıdadır. Alacağının gerçek olduğunu ispat etmek durumundadır. Somut olayda, davalının takip tarihinin, davacının takibinin dayanağı olan bononun düzenlenme tarihinden önce olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece kural olarak sonradan doğacak alacak için önceden muvazaa yapılamayacağı dikkate alınarak davacının senede bağlı alacağının doğduğu tarihin araştırılması, borcun daha önce doğduğunun anlaşılması halinde ise davalının kendi alacağının nedenini oluşturduğunu savunduğu araç satımı ile ilgili araştırılma yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yeterli incelemeyi içermeyen bilirkişi raporuna atıf yaparak ve sadece bilirkişinin görüş ve gerekçeleri ile yetinip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün anılan davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcın talep halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.