5. Hukuk Dairesi 2017/5450 E. , 2017/15048 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak taşınma yapılana müdahalenin men"i ve kal davasının kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca BOZULMASI hakkında 18.Hukuk Dairesinden çıkan kararı kapsayan 25/12/2014 gün ve 2014/20470 Esas - 2014/19020 Karar sayılı ilama karşı davacı vekilince verilen dilekçe ile karar düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaza yönelik müdahalenin men’i ve kal’i istemine ilişkin davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalı idare vekilinin temyizi üzerine bozulmuş ve bu karara karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden, el atma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 743 sayılı Medeni Kanunun 653. maddesinin son fıkrasına göre idare lehine davacı taşınmazı üzerinde irtifak hakkı kurulmuş sayılacağından idarenin o taşınmaza müdahalesinin önlenmesi istenemeyip sadece irtifak hakkı karşılığı ve bedeli tazminat olarak istenilebileceği belirtilmek suretiyle mahkemenin 31.05.2013 tarihli kararı bozulmuş ise de;
16.05.1956 gün 1-6 esas ve karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre, kamulaştırmasız olarak taşınmazına el konulan şahıs, ilgili kamu tüzel kişisi aleyhine el koymanın önlenmesi davası açabileceği gibi, bu eylemli duruma razı olduğu takdirde taşınmazın değerinin tahsili davası da açabilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 25.01.1994 gün ve 1-386/25 sayılı kararında açıklandığı üzere "Yasanın 653.maddesinde açıkça belirtildiği gibi, irtifak sözleşmesine konu edilen mecra açıkta tesis olunmuş ise, bu takdirde (sözleşmenin yapılması) ve mecranın açıktan geçirilmesiyle irtifak hakkı doğmuş olacaktır. Bu hüküm, açıktan geçen mecralarda görülebilirliğin, tapu sicilinin aleniyet fonksiyonunun yerini
tutabileceği görüşünden kaynaklanmaktadır. Ancak, belirtilmek gerekir ki, mecra irtifakının tescilsiz iktisabına imkan veren bu istisnai hükümle, hakkın dayanağını teşkil eden mecra irtifakı sözleşmesi veya hakka sebep teşkil eden bir diğer hukuki işlemin usulünce düzenlenmesi gerçeği bertaraf edilmiş değildir. Aksi halde, mecra irtifakının doğduğu kabul olunamaz ve taşınmazın maliki MK. 618 uyarınca tecavüzün men"ini dava edebilir. Bu ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 08.12.1978 gün ve 1/592 esas, 1077 karar sayılı ilamında da aynen vurgulanmıştır.
Bu davada, davalı ile davacı arasında bir mecra irtifak sözleşmesinin bulunmadığı ihtilafsızdır. Hal böyle olunca, yukarı etraflıca izah olunduğu üzere; davalı idarenin, davacıya ait araziden ve açıktan geçirdiği mecra üzerindeki bir hakkı doğduğu ileri sürülemez. Öyle ise, davacı M.K.nun 618. maddesi hükmünden yararlanmak suretiyle davalının tecavüzünün men"ine karar verilmesini talep edebilir; yerel mahkeme de yasa hükümlerine uygun olarak istek doğrultusunda karar vermelidir,
Bu durumda;
Davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Yargıtay ( Kapatılan ) 18. Hukuk Dairesinin 25.12.2014 gün ve 2014/20470E-19020K sayılı bozma kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra yapılan incelemede;
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaza yönelik müdahalenin men’i ve kal’i istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere, mahkemenin gerekçesine göre yapılan inceleme sonucunda; dava konusu taşınmaza müdahalenin önlenmesi, taşınmazın eski haline iadesi kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak;
1-Davacının servis yoluna yönelik bir talebi olmadığı halde, dava konusu taşınmazın 866,50m2 ‘lik kısım içinde el atmanın önlenmesi ve kal’ine karar verilmesi,
2-Özel bütçeli idareler kapsamına alınan...Genel Müdürlüğünün, 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi hükmünden kaynaklanan yargı harçlarından muafiyetinin ortadan kalktığı gözetilerek harç alınmasına karar verilmesi gerekirken, davacı idarenin harçtan muaf olduğu belirtilerek harç alınmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Doğru değil ise de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,
Gerekçeli kararın
a) Hüküm fıkrasının 1 nolu bendinden (bölüme) kelimesinden sonra gelen (ve sarı ile boyalı (B) harfi ile gösterilen 866,50m2 ‘lik bölüme) kelimelerinin çıkarılmasına,
b) Hüküm fıkrasından harca ilişkin 2 nolu bendin hükümden çıkartılmasına yerine (Alınması gereken 341,55-TL karar harcından peşin yatırılan 128,10-TL’nin mahsubu ile bakiye 213,45-TL’nin davalı idareden alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine, mahsup edilen harcın davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,) cümlesinin yazılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacıdan peşin alınan karar düzeltme harcının istenildiğinde iadesine, davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 05/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.