16. Hukuk Dairesi 2012/3932 E. , 2012/9606 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Ekizler Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 19 parsel sayılı 11.278,80 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın tespiti sırasında uyuşmazlık çıktığından, konu Kadastro Komisyonuna intikal etmiş, Kadastro Komisyonunca taşınmaza uyan aynı kuvvet ve mahiyette tapu kaydı ve mahkeme ilamı bulunması nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 10/4. madddesi gereğince yetkisizlik kararı verilerek tutanak ve ekleri Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda çekişmeli taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 4753 sayılı Yasa ile Toprak Tevzii Komisyonunca yapılan çalışmalar sonucu oluşan tapu kaydıyla Hazine adına tescil edildiği ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı gerekçesiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmak için yeterli değildir. Mahkemece, taraflar arasında görülen ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1962/22 Esas, 1964/1 Karar sayılı dosyasında mevcut krokiler keşifte uygulanmamış, tescil ilamının taraflar arasındaki bağlayıcılığı tartışılmamış, mahkeme kararı mevcut olmasa dahi 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği düşünülmemiştir. Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşabilmek için 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 46/1. maddesi, "4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre doğan iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur." hükmünü gözönünde bulundurularak 4753 sayılı Yasa uyarınca Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazların, öncesi itibariyle özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden bulunması ve tescil tarihi itibariyle zilyetleri yararına bu Yasa uyarınca (3402 sayılı Yasa 14 vd. maddeleri) kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleştiğinin anlaşılması halinde zilyetleri adına tescil edilebileceği düşünülmeli, mahallinde, fen bilirkişisi, yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen üç kişilik yerel bilirkişi kurulu huzuru ile yeniden keşif yapılarak, taraflar arasında görülen ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1962/22 Esas sayılı tescil dosyasında mevcut haritalar mahalline uygulanmalı, fen bilirkişisinden keşfi izlemeye imkan veren, kayıtların kapsamını ve uygulamasını gösteren ayrıntılı rapor ve harita düzenlenmesi istenmeli, kararın taraflar arasındaki bağlayıcılığı tartışılmalı, tescil ilamında geçen taşınmaz sınırlarının tamamının çekişmeli taşınmazı kapsamadığının anlaşılması halinde Hazine adına tapu kaydının oluştuğu tarihten geriye doğru davacı ya da maliki evvellerinin 20 yılı aşkın zilyetliğinin bulunup bulunmadığı hususlarında yerel bilirkişiler ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve tespit dayanakları olan belgelerle denetlenmelidir. Bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmeli, bir beldede geçmişte kaçak ve yitik kişilerin yaşamış olmasının, o yöredeki tüm taşınmazların kaçak ve yitik kişilerden kaldığı anlamına gelmeyeceği göz önünde bulundurulmalı, Hazine tapusunun oluştuğu tarihe kadar, Kadastro Kanunu"nun 46/1, 14 ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davalı taraf lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 19.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.