11. Ceza Dairesi 2019/2704 E. , 2020/7438 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme, defter, kayıt ve belgeleri gizleme
HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet
A) Sanık ... hakkında “defter, belge ve kayıtları gizleme” suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesi:
Sanık hakkında 2008 ve 2009 takvim yıllarına ait defterlerin ibraz edilmemesi nedeniyle “defter, kayıt ve belgeleri gizleme” suçundan açılan kamu davasında; Mahkemenin, 2008 takvim yılına ait defterler ve belgelerin varlığının sabit olmadığı yönündeki kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; varlığı sabit olan 2009 takvim yılına ait defter ve belgelerin daha önce sanıktan istenmesine rağmen ibraz edilmemesi nedeniyle sanık hakkında ... 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27.03.2012 tarihli, 2010/318 Esas, 2012/286 Karar sayılı ilamıyla mahkumiyetine hükmedildiği anlaşılmakla; bu takvim yılına ait defter ve belgeler yönünden mükerrer yargılama olup olmadığının tespiti açısından belirtilen dava dosyası getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesinden sonra, 2009 yılına ait aynı defter ve belgelerin birden fazla kez ibrazının istenilmesi halinde yapılan ilk tebliğ ile suçun oluşacağı, ikinci kez istenmesi üzerine belgelerin ibraz edilmemesinin ikinci bir suç oluşturmayacağı gözetilerek sanığın hukuki durumunun buna göre takdiri gerekirken, yazılı şekilde beraatine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz talebi bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,
B) Sanık ... hakkında “sahte fatura düzenleme” suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin; sanık ... hakkında “sahte fatura kullanma” suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık ...’ın ve katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesi:
1- 5271 sayılı CMK"nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı; ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 16.01.2014 tarihli iddianamesi ile 213 sayılı VUK’nin 367. maddesine göre dava şartı olan mütalaa ve vergi suçu raporuna uygun olarak sanıklar hakkında, "2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme" suçlarından kamu davası açıldığı, “sahte fatura kullanma” suçundan açılmış bir dava bulunmadığı gibi birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olan "sahte fatura düzenleme" ve “sahte fatura kullanma” suçlarının birbirine dönüşemeyeceği, her takvim yılında işlenen suçların da ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu gözetilmeden her bir takvim yılı için ayrı ayrı hüküm kurulması yerine tek suç olarak kabulüyle hangi takvim yılından kurulduğu da belirtilmeksizin iddianame dışına çıkılarak sanık ... hakkında “sahte fatura kullanma” suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Sanıklar hakkında "2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme" suçundan açılan kamu davasında; sanık ...’in, kahvehanede otururken soy ismini tam hatırlamadığı ... isimli birinin şirket ortağı Kemal’e güvenmediklerini, şirkete kısa süreliğine onun yerine ortak olup olamayacağını sorduğunu, kendisinin de yardım amaçlı şirkete ortak olduğunu ancak şirketin işleyişiyle ilgilenmediğini savunması; sanık ...’in, iş aradığı zaman ... isimli biriyle tanıştığını, birlikte notere gittiklerini, bu kişiye vekalet verdiğini, şirket kurduğunu, kardan da pay vereceğini, şirketi kurduktan sonra kendisini bir daha aramadığını savunması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; suçlara konu fatura asıllarının, bu faturaları kullanan mükelleflerden veya bu mükelleflerin ve sanıkların bağlı bulunduğu vergi dairesinden sorulmak suretiyle, getirtilip dosya içine konulması, sanıklara gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olmadığını söyledikleri takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması, faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi, aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığını araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması, faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanıkları tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanıkların bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
3- Kabule göre de;
a) Sahte fatura düzenleme suçunda her takvim yılında işlenen suçların ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu gözetilmeden, sanık ... hakkında her bir takvim yılı için ayrı ayrı hüküm kurulması yerine tek suç olarak kabulüyle hangi takvim yılından kurulduğu da belirtilmeksizin tek hüküm kurulması,
b) Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmü nedeniyle katılan idare lehine asgari ücret tarifesi uyarınca maktu vekalet ücreti tayin edilmesi gerekirken, dilekçe yazım ücreti takdir olunması yasaya aykırı,
c) 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin ve sanık ...’ın temyiz talepleri bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA,17/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.