15. Hukuk Dairesi 2016/3637 E. , 2017/2756 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili istemiyle açılmış olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen hüküm, davalı tarafından yasal süresi içerisinde temyiz olunmuştur.
Davacı vekili; müvekkili şirketin davalının yaptığı taşınmazın, mutfak dolabı, mermer tezgahı, donanım işi, kombi, radyatör, kapılar, yer döşeme, su tesisatı, banyo donanımı ve bunlara ait işçilik işlemlerini yaptığını, buna ilişkin olarak 25.10.2010 tarih ve 051172 nolu 17.700,00 TL"lik faturayı keşide ettiğini ve davalıya gönderdiğini ancak davalının borcu olmadığı gerekçesiyle bedeli ödemekten kaçındığını, söz konusu bedelin 25.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı taraf cevap dilekçesinde; davacı şirket ile aralarında herhangi bir ticari ya da hukuki ilişki olmadığını, aralarında iş yapılmasına ilişkin sözlü ya da yazılı anlaşmanın mevcut olmadığını, talimat vermediğini, davanın tarafı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davalının savunmasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4721 sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesi “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmünü amirdir.
Somut olayda, davacı yüklenici yapmış olduğu işlerin karşılığını talep etmiş ise de, davalı taraf akdî ilişkiyi inkâr ettiğinden, akdî ilişkinin kurulduğunu ispat külfeti davacı yüklenici üzerinde kalmaktadır. Bir başka deyişle davacı yüklenici eser meydana getirdiğini ve iş bedelini hak ettiğini usulüne uygun yasal delillerle kanıtlama yükümlülüğü altındadır. O halde, davacı akdî ilişkiyi kanıtlamak zorundadır. Davacı taraf, davalının yaptığı taşınmazın mutfak dolabı, mermer tezgahı, donanım işi, kombi, radyatör, kapılar, yer döşeme, su tesisatı, banyo donanımı ve bunlara ait işçilik işlemlerini yaptığını ve bedelin ödenmediğini iddia
etmekte olduğundan iddiasını, 6100 sayılı HMK"nın “Senetle ispat zorunluluğu” başlıklı 200. maddesi “(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. (2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.” hükmü gereği müddeabihin miktarı ve davalı tarafın tanık dinlenilmesi hususunda açık muvafakati olmadığına göre senetle ispat etmek zorundadır.
Bu kapsamda, taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu iddia olunmuşsa da sözleşme ilişkisi davacı tarafça kanıtlanamadığından ve dava konusu miktar itibariyle de sözleşme ilişkisinin kurulduğu hususuna dair davalı tarafın tanık dinlenilmesine açık muvafakatinin bulunmadığı anlaşıldığından, yerel mahkemece davanın akdi ilişkinin kanıtlanamaması sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulü usul ve yasaya aykırı olmuş, hükmün bu sebeple bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 05.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.