20. Hukuk Dairesi 2017/6946 E. , 2018/143 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahil Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında... köyü 144 ada 11 parsel sayılı taşınmaz, 7545 m² yüzölçümüyle belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle zeytinlik niteliğiyle davalı adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
Mahkemece davanın reddi yolunda verilen karar, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27.10.2008 tarih ve 12566 E. - 13874 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “...Uzman bilirkişi raporlarının hükme yeterli olmadığı, taşınmazın resmî belgelerdeki konumu gösterilmeyip, yalnızca orman kadastro haritası üzerinden inceleme yapıldığı, bu nedenlerle yeniden uzman bilirkişi kurulu yardımıyla keşif ve inceleme yapılması...” gereğine değinilmiştir.
Bozma kararına uyulduktan sonra, Orman Yönetimi, taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı, kesinleşen orman sınırı içinde kalmasa dahi, fiilen orman örtüsü ile kaplı orman sayılan yer olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; (A) harfi ile işaretli 2037 m² taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına; (B1) ile işaretli 4509 m², (B2) ile işaretli 998 m² bölümlerinin tesbit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve müdahil Orman Yönetimi tarafından taşınmazın (B1) ve (B2) bölümlerine yönelik olarak temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22.04.2014 tarih ve 2014/2245 E. - 4933 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""...1) Orman Yönetimi ve Hazinenin taşınmazın (B1) ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazları bakımından; Hükmüne uyulan bozma kararına, uzman bilirkişi raporlarına göre, (B1) işaretli taşınmaz bölümünün kesinleşen orman kadastro sınırı dışında kaldığı ve eski tarihli resmî belgelerde orman sayılmayan, zilyetlikle kazanılacak yerlerden olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. madde şartlarının davalı yararına gerçekleştiği saptanarak yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, (B1) işaretli bölümüne yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu bölümde usûl ve kanuna uygun hükmün onanması gerekmiştir.
2) Taşınmazın (B2) işaretli bölümüne yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Bu bölümün kuzeyi ve doğusunun orman niteliğiyle Hazine adına tescile karar verilip, temyize konu edilmeyen (A) harfli bölümüne, batısının hükmen orman olarak tescil edilen 26 parsele; güneyinin ise yine orman niteliğindeki 165 ada 2 parsele sınır olduğu, bu durumda 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık niteliğinde olduğu gibi, 1992 ve 2004 tarihli fotoğraflarda da ağaçlık görünümünde olduğu anlaşılmaktadır. Kanun koyucu hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıkların tarım ve inşaat yolu ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır.
Hal böyle iken, (B2) işaretli bölümün de orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, özel mülke açılacak şekilde yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir"" gereğine değinilmiştir.
Bozma kararına uyulduktan sonra, mahkemece, davanın kısmen kabulüne; (A) harfi ile işaretli 2037 m² ve (B2) ile işaretli 998 m² olmak üzere toplam 3036,37 m² yüzölçümündeki taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına; (B1) ile işaretli 4509 m² yüzölçümlü kısıma ilişkin davalı adına verilen hüküm kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm müdahil Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 27.08.1966 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 21.11.1985 tarihinde ilân edilip dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 16/01/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.