7. Hukuk Dairesi 2014/13511 E. , 2015/11 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Samsun 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 21/04/2014
Numarası : 2013/199-2014/243
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalı işyerinde vinç operatörü olarak çalışırken iş akdini emeklilik nedeniyle sonlandırdığından bahisle kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir.
Davalı, davacının iş akdini emekli olarak kendisinin feshettiğini ve davacıya kıdem tazminatını ödenmesine rağmen davacının parayı iade ettiğini bu nedenle faizi ile tahsili talebinin haksız olduğunu, tüm haklarının ödendiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının iş akdini emekli olarak haklı nedenle feshettiği ve ödenmeyen işçilik alacakları bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve kıdem tazminatının davalıdan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Davalının kıdem tazminatı yönünden temerrüde düşüp düşmediği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
6098 sayılı Borçlar Kanununun 106. maddesine göre, yapma veya verme edimi gereği gibi kendisine önerilen alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden veya borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiillerini yapmaktan kaçınırsa, temerrüde düşmüş olur. 107. maddesi gereğince de, alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir. Ayrıca kıdem tazminatı ödenmekle feri hak olan, faiz hakkı da son bulur.
Somut olayda, davacının emekli olarak iş akdini feshetmesi üzerine davalı tarafından internet bankacılığı yoluyla 29.03.2013 tarihinde davacının banka hesabına kıdem tazminatı olarak 4.776,36 TL yatırılmıştır. Ancak davacı tarafından 17.04.2013 tarihinde, dava açıldığı gün, aynı miktar para davalı hesabına iade edilmiştir. Mahkemece hüküm altına alınan kıdem tazminatı 4.420,40 TL’dir. Bu durumda, davalının üzerine düşen kıdem tazminatı ödeme yükümlüğünü dava açılmadan önce yerine getirmiş olduğu, ancak ödemenin iade edilmesi sebebiyle davacının temerrüde düştüğü ve davalının temerrüdünden söz edilemeyeceği açıktır. Bu nedenle de temerrüde düşmeyen davalının kıdem tazminatı yönünden faizle sorumlu tutulamayacağı hususu gözden kaçırılarak alacağın faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 2. bendinin silinerek yerine;
“2-Davacının kıdem tazminatı alacağının 20.02.2014 tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere 4.486,75 TL ise de taleple bağlı kalınarak 4.420,40 TL kıdem tazminatının faizsiz olarak davalıdan alınıp davacı tarafa VERİLMESİNE,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıya yükletilmesine, 19.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.