11. Hukuk Dairesi 2018/290 E. , 2019/2621 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Şereflikoçhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 14/11/2017 tarih ve 2013/479-2017/592 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Almanya" da işçi olarak çalıştığını, davalının bizzat Almanya"ya gelerek yurt dışındaki gurbetçileri kendisine para vermeleri hususunda ikna etmeye çalıştığını, Şereflikoçhisar"da Endüstri Holding yetkilisi olarak faaliyet yürüten davalıya müvekkilinin 27.03.2000 tarihli belge ile Endüstri Holding"den hisse alınması karşılığı 100.100 DM ve yine 18.01.2001 tarihli belge ile aynı şirket hissesini alması için 101.200 DM teslim ettiğini, davalının şirket ve ortaklık hakkında gerçek dışı bilgiler vererek müvekkilini yanılttığını, hukuka aykırı olarak SPK"dan izin almadan, tüm aktifleri hortumlanan şirket için para toplamasının hile ve dolandırma kastının açık bir kanıtı olduğunu, 2000-2001 yılı kar payı olan 13.920 DM"nin de davalı tarafından müvekkili adına tahsil edildiğini, bu konu hakkında da müvekkiline bilgi verilmediğini ve kar payının ödenmediğini, davalının eylemleri sonucu müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, 101.200 DM karşılığı 51.742 Euro"nun, 100.100 DM karşılığı olarak da 51.180 Euro"nun ve 13.920 DM karşılığı 7.117 Euro"nun faizleriyle birlikte ödeme günü itibariyle TL olarak davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, kendisinin de Endüstri Holding"e para yatırdığını, davacıdan aldığı paraları şirkete teslim ettiğini, davanın şirkete karşı açılması gerektiğini, bir sorumluluğunun bulunmayıp, kendisinin de mağdur olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamı, iddia, savunma, tüm dosya kapsamına göre, davanın haksız fiil sebebine dayalı tazminat davası olduğu, davacı ..."ın Endüstri Holding temsilcisi ..."a güvenerek muhtelif tarihlerde muhtelif miktarlarda para verdiği, bu ödemelerin davalının sorumlusu olduğu Şereflikoçhisar"daki büroda yapıldığı, davalının şirketi adına faaliyetlerde bulunarak ve vatandaşı ikna ederek söz konusu parayı topladığı, her ne kadar davalının kendisinin de ilgili şirketin mağduru olduğunu beyan etmiş ise de adına faaliyette bulunduğu şirketin mali durumu, iştigal alanları ve ortaya ticari bir ilişki koyup koymadığını araştırması gerektiği, bu konuları araştırmaksızın vatandaşı ikna etmek suretiyle Endüstri Holding adına faaliyette bulunduğu, davacıyı hisse senetleri hususunda yeterli oranda aydınlatmadığı, bu nedenle kusurlu olduğu, davacının da parasını yatırmak istediği şirketi tam anlamıyla araştırmadığı, bu nedenle üzerine düşen dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmediği ve davacıya da atfedilecek kusur bulunduğu, bilirkişi raporunda tespit edilen kusur oranlarının isabetli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının dilekçesinde talep etmiş olduğu gibi söz konusu bedelin, ödeme günü itibariyle TL"ye çevrilerek tahsil edilmesine, toplamda kabul edilen bedelin Türk Lirası olarak 118.610,00 TL, Euro olarak 30.360 Euro"ya 27/03/2000, 30.030 Euroya 18/01/2001, 2135 Euro"ya 01/01/2001 tarihinden itibaren faiz işletilerek davalıdan tahsiline, davacının 58993 TL (47514 Euro) talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava alacak istemine ilişkindir. Davacı vekilince, dava dilekçesindeki netice-i talepte, alacağın “101.200 DM karşılığı 51.742 Euro"nun, 100.100 DM karşılığı olarak da 51.180 Euro"nun ve 13.920 DM karşılığı 7.117 Euro"nun faizleriyle birlikte ödeme günü itibariyle TL olarak davalıdan tahsili” talep edilmiştir. Bu anlatım ile talebin yabancı para olduğu anlaşılmaktadır. Ancak mahkemece Türk Lirası üzerinden hüküm kurulmuştur.
6100 sayılı HMK 26/1 hükmünde mahkemelerin taleple bağlılığı esas kural olarak belirlenmiştir. TMK’da kamu düzenini ilgilendiren bazı işleri düzenleyen hükümler ise buna istisna tutulmuştur[PEKCANITEZ Hakan, ATALAY Oğuz, ÖZEKES Muhammet, Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, Yetkin Yayınları, 2. Baskı, Ankara, 2014, s.219.]. Somut olayda, istisnai bir durum bulunmamasına rağmen talep dışına çıkılarak Türk Lirası üzerinden tahsil kararı verilmesi yerinde görülmemiştir.
2- Bunun yanında Mahkemece kurulan hükümde, bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda belirlenen kusur oranlarının benimsenmesi ve davalının kusuru oranında tahsil hükmü kurulmuş olması karşısında, sonuç olarak belirlenen 118.610,00 TL’nin bilirkişi raporunda belirlenen oranlara karşılık gelmemesine rağmen yazılı gerekçe ile bu miktar üzerinden karar verilmesi yerinde olmamış hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
3- Bozma sebep şekline göre, davalı vekilinin sair, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesi gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle re’sen, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile davalı taraf lehine kararın BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 03/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.