11. Hukuk Dairesi 2018/148 E. , 2019/2619 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 08/11/2017 tarih ve 2015/1163-2017/875 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalının müvekkili şirketlerde 2009-2013 tarihleri arasında çalıştığını, 31/01/2013 tarihi itibari ile istifa ederek işten ayrıldığını, müvekkili iki şirket bünyesindeki toplam 4 yıllık çalışmasının ardından Nupel Flooring Nazmi Ulaş adı altında firma ile müvekkili şirket arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını, davalının kurduğu şirket faaliyetleri sırasında müvekkili şirket Armada Yalıtım San. ve Tic. Ltd. Şti. "nin önceki projelerini kendisi yapmış gibi referans olarak göstererek yeni projeler üstlendiğini, bayilik sözleşmesindeki rekabet yasağı hükmüne aykırı olarak müvekkili şirkete ait "Düzayak " ve "Support" ürünlerini "Tokoz" markası ile üretip sattığını, kendi internet sitesinde de yayınladığını, davalının eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, davalının fiilerinin her iki davacı şirket yönünden haksız olduğunun tespitine, menine, her bir davacı için 1.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili Dairemiz bozma kararından sonra davalı Armada şirketinden olan talebini 4.844,93 TL maddi tazminat, 25.000,00 TL manevi tazminatın ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsili biçiminde ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davacı firmada 2009 - 2013 yıllarında olmak üzere 5 yıl süreyle çalıştığını, iş sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte 5 yıl boyunca rekabet yasağını içeren bir taahhütname imzalatıldığını, sürenin makul nitelikte olmadığını, medeni kanunun 2. Maddesine aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca müvekkilinin 27/06/2013 tarihinde imzalanan bayilik sözleşmesinde davacı firmanın müvekkilinin bu sektörde çalışmasına rıza gösterdiğini, taahhütnamenin ortadan kalktığını, bayilik sözleşmesini müvekkilinin feshetmesi ile sözleşmedeki rekabet yasağı koşullarının ortadan kalktığını, bayilik sıfatı devam ettiği sürede rekabet ilişkisine girmediğini, fesih sonrasında kendi markası ile uygulama ve üretim işini gerçekleştirdiğini, davacının “suport” müvekkilinin de “tokoz” markası ile üretim gerçekleştirdiğini, benzerlikleri yanında farklılıklarında bulunduğunu, yeni bir ürün olmadığı, referans gösterilen çalışmaların kendi şirketleri tarafından yapılan işler olduğunu, haksız rekabet oluşturacak ya da rekabet yasağına sebebiyet verecek herhangi iş gerçekleşmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece uyulan bozma kararı, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesinin bayilik sözleşmesi ile son bulduğu, bayilik sözleşmesinin de davalının 02.06.2014 tarihli maili gereği 02.09.2014 tarihinde sona erdiği, bu tarihe kadar davalı tarafça yapılmış işlerin rekabet yasağı kapsamında olabileceği, bu işlerden davacı Armada şirketi ile rekabet halindeki ürünleri satması nedeniyle davacı Armada şirketinin zararının 4.844,93 TL olduğu gerekçesiyle davacıların haksız rekabetin tespitine ilişkin taleplerinin subut bulunmadığından reddine, Davacı Armada Yalıtım San. ve Tic. Ltd. Şti."nin maddi tazminat talebinin kabulü ile 4.844,93 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacı Armada Yalıtım San. ve Tic. Ltd. Şti."ne verilmesine, davacı St İthalat İhracat Paz. Dış. Tic. San. Ltd. Şti."nin maddi tazminat talebinin subut bulunmadığından reddine, haksız rekabetinin tespitine ilişkin talebi red olduğundan davacıların manevi tazminat taleplerinin de reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olması ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozma kararından sonra ıslahı mümkün değil ise de; temyiz edenin sıfatı gözetildiğinde bu hususun bozma nedeni olarak değerlendirilmemiş olmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerektirmiştir.
2-Ancak manevi tazminat talebi tümüyle reddedildiğinden A.A.Ü.T"nin 10/3. maddesine göre tarifenin 2. kısmının 2. bölümünde öngörülen maktu vekaletle hükmedilmesi gerekmektedir. Mahkemece; bu husus gözardı edilerek nispi ücreti vekalet hükmedilmesi doğru olmayıp bu husus bozma nedeni ise de; söz konusu eksiğin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın hüküm fıkrasının 9. paragrafındaki “manevi tazminat miktarı üzerinden hesap edilen 5,850,00 TL ibaresinin çıkarılarak yerine "için 1.980,00 TL’nin” ibaresinin yazılmasına, kararın DÜZELTİLMİŞ bu durumu ile ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 03/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.