
Esas No: 2016/5039
Karar No: 2019/3843
Karar Tarihi: 25.09.2019
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/5039 Esas 2019/3843 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün bir kısım davalılar ve vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Davalı asıl ve birleşen davada davalılardan ... vekili avukat ..., davalılardan asil ... ve vekili avukat ..., davalılardan asil ... ile duruşmalı temyiz talebinde bulunan davalılardan ... ve ... vekili avukat ... geldi. Belli günde duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacılar vekili, müvekillerinin kooperatifin denetim kurulu üyeleri olduğunu, davalılardan ...,..., ... ve ..."ın 22.01.2006 tarihinden önceki yönetim kurulu üyeleri, ..."ın da yönetim kurulu başkanı olduğunu, kooperatif ile arsa sahiplerinden dava dışı ... arasındaki 15.09.1995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği arsa sahibine kalması gereken (B) blok 35 numaralı bağımsız bölümün önceki yönetim kurulu üyeleri tarafından önce başkan ..."ın eşi davalı ..."ye 04.02.2005 tarihinde hileli olarak devredildiğini, bilahare ... tarafından ise davalı ..."ye devredildiğini, ..."ın önceki başkan ... eşi, ..."nin ise yeğeni olduğunu, taşınmaz kredi çekilerek ipotek verilmesi nedeniyle cebri icra satışı sonucu satıldığını, taşınmazın keşifte belirlenecek değerinin işlem tarihindeki yönetim kurulu üyelerinden ve mal kaçırmaya aracılık eden başkanının eşi ... ve yeğeni ..."den müştereken ve müteselsilen tahsili gerektiğini, yine dava konusu (A) blok 43 numaralı bağımsız bölümün arsa sahibine ait olmasına rağmen davalı önceki yönetim kurulu üyeleri tarafından üçüncü kişiye satıldığını, üçüncü kişinin iyi niyetli olduğunu ve taşınmazın değeri kadar kooperatifin zarara uğradığını ileri sürerek (B) blok 35 numaralı ve (A) blok 43 numaralı bağımsız bölümlerin keşifte belirlenecek değerinin şimdilik 85.000,00 TL"sının davalılardan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiş, yargılama aşamsında talebini miktar itibariyle ıslah etmiştir.
Birleşen davada davacılar vekili, tapuda kayıtlı (B) blok 36, 5 ve 39 no.lu dairelerin arsa sahibine ait olması gerekirken yüklenici olan kooperatifin yönetim kurulu üyeleri tarafından usulsüz ve muvazaalı olarak devredildiğini ileri sürerek anılan taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı kooperatif adına tescili olmazsa değerinin tazminini talep ve dava etmişlerdir.
Asıl ve birleşen davalarda davalılar davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yüklenici konumunda olan kooperatifin arsa sahibine kalması gerekli bağımsız bölümlerin teslim edilmemesi yönüyle hukuki olarak sorumlu olduğu ve kooperatif denetçilerinin asıl ve birleşen davaları açmasında hukuki yararları ve sıfatları bulunduğu, asıl dava açısından; davalı kooperatif yönetim kurulu üyelerinin dairelerin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca arsa sahibine kalması gerektiğini bilmelerine rağmen, ferdileşme adı altında dairelerin sözleşmeye aykırı olarak tescili sonucu davalılardan ... ve ..."ye sattıkları, davalı ..."nin, satış tarihinde yönetim kurulu başkanı olan davalı ..."ın eşi, davalı ..."nin ise akrabası olup, muvazaalı işlemlerde bulundukları, yine bu dairelerin deviri nedeniyle, kooperatif kasasına her hangi bir para girmediği olgusu da, söz konusu satışlar nedeniyle kooperatifin zarara uğratıldığı;
Birleşen 2010/348 Esas sayılı dosyası açısından ;
(B) blok 36 no.lu dairenin kooperatif adına kayıtlı iken davalı ... adına kayıt edildiği, davalının o dönem yönetim kurulu başkanı olması nedeniyle söz konusu dairenin arsa malikine ait olduğunu bildiği, esasen sözleşmeyi de kendisinin imzaladığı, söz konusu dairenin ister genel kurul kararı olsun, ister olmasın adına tescilinin usulsüz olduğunu bildiği, davaya konu (B) blok 39 ve 5 no.lu bağımsız bölümlerin ise davadan sonra davalılar tarafından hak sahiplerine devredilmiş olması dolayısı ile davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne ve birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davalarda davalılar temyiz etmiştir.
Asıl ve birleşen davalar, kooperatif yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu ilkesi gereği eski yönetim kurulu üyeleri ile taşınmaz devralan kişilere karşı açılan tazminat ile tapu iptali ve tescili istemlerine ilişkindir.
Yüklenici kooperatif ile dava dışı arsa sahipleri arasında 15.09.1995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi mevcut olup, arsa sahiplerince kooperatif aleyhine Samsun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/94 Esas sayılı dosyası üzerinden sözleşme gereği arsa sahiplerine isabet edecek bağımsız bölümler açısından talepte bulunulduğu anlaşılmıştır. Mahkemece anılan dava, eldeki davayı ilgilendirdiğinden anılan davanın kesinleşip kesinleşmediği belirlenerek eldeki davanın buna göre sonuçlandırılması gerekli iken hatalı şekilde değerlendirme yapılması doğru olmamıştır.
Diğer yandan, davalı eski yönetim kurulu üyeleri hakkında aynı konuyla ilgili olarak ceza davası bulunup bulunmadığı araştırılıp, ceza davasının olması hâlinde, ceza davasında verilen mahkumiyet hükmünün ve maddi vakıa tespitinin hukuk hakimini bağlayacağı göz önünde bulundurularak dava sonucu verilecek kararın kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus da göz ardı edilerek ceza davası dışında bu dosyada alınan raporlara itibar edilerek yazılı şekilde karar verilmesi de doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ve vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 25.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.