10. Hukuk Dairesi 2013/18515 E. , 2014/3802 K.
"İçtihat Metni"
... adına Av. ... ile 1... Başkanlığı adına Av. ..., 2-... aralarındaki dava hakkında ... 1. İş Mahkemesinden verilen 08.05.2013 gün ve 2009/330-2013/224 sayılı hükmün, temyizen incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Bazı maddeleri dışında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir.”;
Yine, 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile eklenen fıkra da gözetildiğinde, 7201 sayılı Kanunun 21. maddesinde, “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.
Davalı ...’ye, gıyabi hükmün evvelinde tebligat yapılamayan işyeri adresine tebliğe çıkarıldığı, bu adresten ayrıldığı ve yeni adresinin “... Taksi Durağı” olduğunun bildirilmesi üzerine, evrakın bu adrese sevk edilerek
davalının bulunmaması sebebiyle birlikte çalışan ismi belirtilerek imza mukabili tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Tebliğ yapılan adresin, kayıt sisteminde yazılı olup-olmadığı araştırılmaksızın yapılan tebligat usulsüzdür.
Davalının, dava dilekçesini Mahkeme kaleminde tebliğ ederek katıldığı ilk duruşmada beyan ettiği adresine, sonuç alınamadığı takdirde adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine gıyabi hükmün; yukarıda belirtilen düzenlemeler kapsamında tebliğ edilerek, temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununu Geçici 3. maddesi gereğince, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.