Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 2019/3703
Karar No: 2021/2623
Karar Tarihi: 02.06.2021

Danıştay 7. Daire 2019/3703 Esas 2021/2623 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/3703
Karar No : 2021/2623

DAVACI : ... Limited
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI : ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...

DAVANIN KONUSU : Çin Halk Cumhuriyeti, Endonezya Cumhuriyeti, Malezya, Tayland Krallığı ve Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti menşeli 5402.33 gümrük tarife pozisyonunda yer alan "poliesterlerden tekstüre iplikler"e yönelik yürürlükte bulunan dampinge karşı kesin önleme ilişkin olarak nihai gözden geçirme soruşturması açılması ve açılan soruşturmanın usul ve esaslarının belirlenmesine yönelik 04/08/2019 tarihli ve 30852 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2019/24 sayılı Tebliğin Tayland Krallığına ilişkin kısmının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : 12/11/2016 tarih ve 29886 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin 2016/40 sayılı Tebliğ ile Tayland menşeli 5402.33 gümrük tarife pozisyonunda yer alan "poliesterlerden tekstüre iplikler" ithalatına yönelik CIF bedelin %6,88'i ile %37,69'u arasında değişen oranlarda dampinge karşı kesin önlemin yürürlüğe konulduğu, bu önlem kapsamında şirketleri için CIF bedelin %6,88'i oranında bireysel damping marjı hesaplandığı, İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Karar'ın 7. maddesi uyarınca söz konusu önlemin yürürlüğünün 12/11/2021 tarihinde sona ereceği, ancak mevcut kesin önlemin 2021 yılının ikinci yarısında sona erecek kesin önlemler listesinde Resmi Gazete'de ilanından sonra nihai gözden geçirme soruşturması başlatılması gerekirken bu süreden 28 ay önce soruşturmanın başlatıldığı, ayrıca 2014/41 sayılı Tebliğ ile Çin Halk Cumhuriyeti, Endonezya Cumhuriyeti ve Malezya hakkında uygulanan dampinge karşı kesin önlemin 19/01/2019 tarih ve 30660 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2019/8 sayılı Tebliğ ile sona ereceğinin ilan edildiği, anılan Tebliğ'de Tayland Krallığı menşeli ürünlere yönelik 2016/40 sayılı Tebliğ ile başlatılan kesin önlemin yürürlükten kalkacağının belirtilmediği, dolayısıyla nihai gözden geçirme soruşturmasının Çin Halk Cumhuriyeti, Endonezya Cumhuriyeti ve Malezya menşeli "poliesterlerden tekstüre iplikler" için sınırlı olması gerektiği, bu nedenle Tebliğin hukuka aykırı olduğu, uygulanması halinde piyasada endişeye, tedirginliğe ve belirsizliğe neden olacağı ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI: Dava konusu Tebliğin damping soruşturması olmadığı, mevcut önlemin gözden geçirilmesi amacıyla yürütülen bir nihai gözden geçirme soruşturması olduğu, nihai gözden geçirme soruşturmalarının dampinge karşı alınan kesin önlemin yürürlükten kalkması halinde dampingin ve zararın devam edip etmeyeceğini veya yeniden meydana gelip gelmeyeceğini incelemeye yönelik olduğu, İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Karar'ın 7. maddesine göre kesin önlemler yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en az bir yıl sonra ilgili taraflardan birinin talebi üzerine veya re'sen gözden geçirilebileceğinden Tayland Krallığı hakkında başlatılan dampinge karşı kesin önlemin 12/11/2016 tarih ve 29886 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanması ile yürürlüğe girdiği, böylece yürürlük tarihinden itibaren en az bir yılın geçtiği, ayrıca mevzuatta 5 yıllık yürürlük süresinin son yılı içerisinde bulunmayan dampinge karşı kesin önlemlere yönelik nihai gözden geçirme soruşturması açılmayacağına veya açılması için öncelikle Resmi Gazete'de ilan edilerek yayımlanması gerektiğine dair bir hüküm bulunmadığı, bu haliyle dava konusu Tebliğin mevzuata ve hukuka uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Dosyadaki bilgi ve belgeler ile ilgili mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, yerli üreticiler tarafından ÇHC, Endonezya, Malezya, Tayland Krallığı ve Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti menşeli "poliesterlerden tekstüre iplikler"e yönelik mevcut önleme ilişkin yapılan başvuru neticesinde nihai gözden geçirme soruşturması açılmasına karar verildiği, mevzuata göre hakkında nihai gözden geçirme soruşturması başlatılacakların Resmi Gazete'de ilan edilenlerle sınırlı olmaması ve kesin önlemin başlamasından itibaren bir yıllık süre geçtikten sonra beş yıllık sürenin bitiminden en az üç ay öncesine kadar her zaman başvuru üzerine veya re'sen nihai gözden geçirme soruşturması açılabilecek olması karşısında, kesin önlemin Tayland Krallığı hakkında 2016 yılında yürürlüğe girdiği hususu da dikkate alındığında nihai gözden geçirme soruşturması açılması ve soruşturmanın usul ve esaslarına ilişkin olarak yürürlüğe giren davaya konu Tebliğde hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatine ulaşıldığından davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI ...'ÜN DÜŞÜNCESİ : Dava, 04/08/2019 tarihi ve 30852 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yürürlüğe giren İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine ilişkin 2019/24 sayılı Tebliğin Tayland Krallığı menşeli eşyaya yönelik dampinge karşı önleme ile ilgili kısmının iptali istemine ilişkindir.
İthalatta haksız rekabet hallerinden dampinge veya sübvansiyona konu olan ithalatın tespiti, bu hallerde soruşturmanın açılması, yürütülmesi ve sona ermesi ile, soruşturma sonucunda alınabilecek önlemler 01/10/1989 tarih ve 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanunda düzenlenmiş, 21/07/1999 tarih ve 4412 sayılı Kanunla; Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) Tokyo Round müzakereleri sonucunda formüle edilen, Türkiye’nin de taraf olarak imzaladığı ve 31/12/1994 tarihinden geçerli olmak üzere onayladığı Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Kuruluş Anlaşması EK’ini oluşturan “GATT’ın VI. Maddesinin Yürütülmesine Dair Anlaşma (Anti-Damping Anlaşması)” ile “GATT VI, XVI ve XXIII’üncü Maddelerinin Tefsiri ve Uygulanması ile İlgili Anlaşma (Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Tedbirler Anlaşması)”ya işlerlik kazandırmak ve Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında Gümrük Birliği kurulmasına dair 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı uyarınca AB müktesebatına uyum sağlamak amacıyla, 3577 sayılı Kanunda önemli değişiklikler yapılmıştır. Özellikle, 4412 sayılı Kanun'un 13. maddesiyle 3577 sayılı Kanun'un 15. maddesinde yapılan değişiklikle, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde, GATT 1994'ün VI. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşma ile Sübvansiyonlar ve Telafi Edici Tedbirler Anlaşması hükümlerinin dikkate alınacağı hükme bağlanmak suretiyle, dampinge veya sübvansiyona konu olan ürün ithalatına karşı Türk sanayiinin etkili bir şekilde korunmasına dönük işlem ve alınacak önlemleri düzenleyen mevzuatın genel çerçevesi çizilmiştir. 20/10/1999 tarih ve 99/13482 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Karar ile 30/10/1999 tarih ve 23861 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmelik de, ithalatta haksız rekabetin önlenmesi hakkında mevzuatın, idari düzenlemeler kısmında yer almaktadır.
3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun'un 1. Maddesinde; bu Kanun'un ithalatta haksız rekabet hallerinde, dampinge veya sübvansiyona konu olan ithalatın sebep olduğu zarara karşı bir üretim dalının korunması amacıyla yapılacak işlemlere, alınacak önlemlere, gerekli ilke ve uygulama kararlarını verecek bir Kurul oluşturulmasına ve bunun görevlerine ilişkin usul ve esasları kapsadığı belirtilmiş, "Tanımlar" başlıklı 2. maddesinin (a) bendinde; Damping;'' bir malın Türkiye'ye ihraç fiyatının, benzer malın normal değerinin altında olması", (c) bendinde "İhraç fiyatı; ihraç amacıyla satılan mal için fiilen ödenmiş olan veya ödenmesi gereken fiyatı,"(d) bendinde, Benzer Mal; "dampinge veya subvansiyona konu mal ile aynı özellikleri taşıyan bir malı, böyle bir malın bulunmaması halinde ise benzer özellikleri yaşıyan başka bir mal", (e) bendinde, Normal Değer;" 1. ihracatçı veya menşe ülkede tüketime konu olan benzer mal için normal ticari işlemler sonucunda fiilen ödenmiş olan veya ödenmesi gereken karşılaştırılabilir fiyat, 2- ihracatçı ülke veya menşe ülkenin iç piyasasında normal ticari işlemler çerçevesinde benzer malın satışlarının olmaması ya da bu satışların uygun bir karşılaştırma yapılmasına elverişli bulunmaması durumunda, benzer malın üçüncü bir ülkeye ihracatında temsil niteliğini haiz karşılaştırılabilir fiyatı veya menşe ülkedeki maliyetine makul bir kar marjının eklenmesiyle tespit edilen fiyat", (g) bendinde, Damping marjı; "normal değerin ihraç fiyatını aştığı miktar,"(i) bendinde, Zarar;" bir üretim dalında maddi zararı, maddi zarar tehdidini veya bir üretim dalının kurulmasının fiziki olarak gecikmesi olarak tanımlanmış, aynı Kanun'un 3. üncü maddesinde; önlem alınmasını gerektiren hallerin; dampinge veya sübvansiyona konu olan ithalatın Türkiye'de bir üretim dalında maddi zarara yol açması veya maddi zarar tehdidi oluşturması veya bir üretim dalının kurulmasını fiziki olarak geciktirmesi olduğuna değinilmiş, 4. maddesinde, İthalat Genel Müdürlüğünün şikayet üzerine veya gerektiğinde re'sen damping incelemesi yapabileceği,şikayet ve incelemeye ilişkin usul ve esasların Bakanlıkça çıkarılacak Yönetmelikle tespit edileceği öngörülmüş, 5. maddesinde, İthalat Genel Müdürlüğünün görevleri belirlenmiş, 13. maddesinde ise; soruşturma sonucunda, dampingli veya sübvansiyonlu ithalatın varlığı ve bu ithalatın zarara neden olduğu belirlendiğinde, bu zararın önlenmesi amacıyla, Kurulca belirlenen ve Bakanlıkça onaylanarak kesinleşen damping marjı veya sübvansiyon miktarı kadar veya zararı ortadan kaldıracak daha az bir oran veya miktarda dampinge karşı vergi veya telafi edici vergi alınacağı kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, 30/10/1999 tarihli ve 23861 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinde, normal değerin hesaplanmasına ilişkin esaslara, 9. maddesinde ihraç fiyatının belirlenmesine, 17. maddesinde zararın tespitine, 19. maddesinde şikayet ve incelemeye, 20. maddesinde soruşturma açılmasına, 35. maddesinde ise nihai gözden geçirme soruşturmasına ilişkin esaslara yer verilmiştir.
İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Kanun ile Yönetmeliğin ilgili hükümlerine göre, haksız rekabete karşı bir üretim dalının korunması ve/veya ithal ülkesinin sanayisinin bozulmasının önlenmesi amacıyla getirilen dampinge karşı verginin, yerli üretim dalında somut ve tespit edilebilir zarara sebep olduğunun veya olacağının belirlenmesi halinde, dampinge konu ithalattan, normal değer ile ithale konu malın ihraç değeri arasındaki fark esas alınarak tahsil edileceği düzenlenmiştir.
Dava konusu olayda, ... Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından yapılan ve ... Polyester Sanayi Anonim Şirketi, ... Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ve ... Tekstil Sanayi Araştırma ve Eğitim Anonim Şirketi tarafından desteklenen başvuru ile 5402.33 gümrük tarife pozisyonu altında sınıflandırılan "polyesterlerden tekstüre iplikler" ithalatında uygulanan mevcut önlemin sona erme tarihinden önce nihai gözden geçirme soruşturması (NGGS) açılması yolundaki başvuru üzerine T.C.Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğünce Çin Halk Cumhuriyeti, Endonezya Cumhuriyeti, Malezya,Tayland Krallığı ve Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti menşeli söz konusu eşyaya yönelik olarak mevcut dampinge karşı önleme ilişkin olarak nihai gözen geçirme soruşturması açılması ve soruşturmanın usul ve esaslarının belirlenmesine ilişkin 2019/24 sayılı Tebliğ yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve Tebliğin Tayland Krallığına ilişkin kısmının iptali istenmiştir.
T.C.Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğünce nihai gözden geçirme soruşturması başvurusu üzerine yapılan incelemede; söz konusu eşyanın ithalatında 2008/41 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ ile sonuçlandırılan esas soruşturma kapsamında Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC), Endonezya Cumhuriyeti (Endonezya) ve Malezya için dampinge karşı kesin önlemin yürürlüğe konulduğu, önlemin yürürlükten kalkma süresinin bitiminden önce yerli üretici tarafından Tayland hariç diğer ülkelere yönelik nihai gözden geçirme soruşturmasının tamamlandığı ve 2014/41 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğin yayımlanarak yürürlüğe girdiği ve Tebliğ ile Çin Halk Cumhuriyeti, Endonezya ve Malezya menşeli eşyaya yönelik kesin önlemin devamına karar verildiği, Tayland ve Vietnam menşeli eşyanın ithalatına yönelik damping önlemlerinin 12/11/2021 tarihinde sona ereceği belirtilmiş, ... Mensucat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından yapılan ve üç yerli üretici firma tarafından desteklenen başvurunun ÇHC Endonezya , Malezya, Tayland Krallığı ve Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti (Vietnam) olmak üzere beş ülke menşei ithalatı kapsadığı, başvurucu firmanın yerli üretim dalını temsil niteliğini haiz olduğu, başvuru konusu ülkelerin damping marjları, Uluslararası Ticaret Merkezi Veri Tabanı verileri kapsamında ihracat kapasiteleri, bu ülkelere diğer ülkelerce uygulanan damping önlemleri, yerli üreticinin pazar payı, üretim maliyeti ve finansman giderleri incelenmiş, dampingli ithalatın devamı ve tekrarının muhtemel olduğu sonucuna ulaşılacak yeterli bilgi ve belgenin bulunduğu ortaya konulmuş, 2016, 2017, 2018 yılları itibarıyla başvuru konusu ülkelerden gerçekleştirilen ithalatın yerli üretim dalının fiyatlarını baskıladığı ve kırdığı tespit edilmiş, önleme tabi tutulan ülkelerin üretim kapasitesi ve ihracat kabiliyetlerinin büyüklüğü karşısında Türkiye parasının genişliği ve yurt dışında bilinirliği de gözönünde bulundurulduğunda, ihracatlarını kolaylıkla Türkiye'ye yönlendirebilecekleri öngörülmüş, maliyet ve finansman giderleri de artış eğiliminde olan yerli üreticinin yaptığı başvuru üzerine söz konusu eşyanın ithalatına yönelik nihai gözden geçirme soruşturması açılması için yeterli delillerin mevcut olduğu değerlendirilmiş ve 2019/24 sayılı Tebliğ yürürlüğe konulmuştur.
İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin 35. maddesinde kesin önlemlerin, yürürlüğe girme tarihlerinden veya damping veya sübvansiyon incelemesi ile zarar incelemesini birlikte kapsayan en son gözden geçirme soruşturmasının sonuçlandığı tarihten itibaren 5 yıl sonra yürürlükten kalkacağı, yürürlükten kalkacak olan önlemlerin 5 yıllık yürürlük süresinin son yılı içinde Resmi Gazete'de nihai gözden geçirme soruşturması talebinde bulunabileceklerin ilan edileceği düzenlendiğinden, 2019/8 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğde ÇHC, Endonezya ve Malezya'ya yönelik dampinge karşı önlemin 17/12/2019 tarihinde yürürlükten kalkacağının duyurulması üzerine, yerli üretim dalı tarafından aralarında Tayland Krallığının da bulunduğu beş ülke menşeli ithalata ilişkin olarak yapılan başvuru ile nihai gözden geçirme soruşturması açılması istenmesi ve önleme konu eşya için uygulanan dampinge karşı mevcut önlemin yürürlükten kalkması halinde dampingin ve zararın devam etmesi veya yeniden meydana gelmesinin muhtemel olduğuna ilişkin olarak sunulan bilgi, belge ve delillerin mevcut olduğu değerlendirilerek nihai gözden geçirme soruşturması açılmasına karar verilmesi mevzuata uygundur. Bu nedenle yerli üreticiler tarafından sadece 17/12/2019 tarihinde yürürlük süreci sona erecek olan önlem listesinde ismi geçen ülkelerin menşei eşya için başvuruda bulunulabileceği yolundaki iddiada isabet görülmemiştir. Öte yandan, Yönetmeliğin 35. maddesinin ikinci fıkrasında, önlemlerin yürürlük süresinin sona ermesinden en geç 3 ay önce önleme konu olan ürünün yerli üreticilerinin nihai gözden geçirme soruşturması açılmasını isteyebilecekleri düzenlendiğinden, Tayland Krallığı menşeli ithalat için öngörülen yürürlük süresinin dolmasından 28 ay önce nihai gözden geçirme soruşturması açılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu yolundaki iddiaya itibar edilmesine de olanak bulunmamaktadır
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
MADDİ OLAY : Yerli üretici ... Mensucat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından yapılan ve yerli üreticiler ... Polyester Sanayi Anonim Şirketi, ... Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile ... Tekstil Sanayi Araştırma ve Eğitim Anonim Şirketi tarafından desteklenen başvuru üzerine, Çin Halk Cumhuriyeti, Endonezya Cumhuriyeti, Malezya, Tayland Krallığı ve Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti menşeli 5402.33 gümrük tarife pozisyonu altında yer alan " poliesterlerden tekstüre iplikler"e yönelik yürürlükte bulunan dampinge karşı kesin önleme ilişkin olarak nihai gözden geçirme soruşturması açılması ve açılan soruşturmanın usul ve esaslarının belirlenmesine ilişkin dava konusu düzenleme yapılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT: Anti Damping Anlaşması'nın “Damping Tespiti” başlıklı 2. maddesinin 2.1 paragrafında, bu Anlaşma uyarınca, bir ülkeden başka bir ülkeye ihraç edilen ürünün ihraç fiyatının, normal ticari işlemler içinde, ihracatçı ülkede tüketime konu benzer ürünün karşılaştırılabilir fiyatından daha düşük olduğunda, söz konusu ürünün dampingli olduğu, yani bir başka ülkenin pazarına daha düşük bir fiyatla sokulduğunun kabul edileceği kurala bağlanmıştır.
3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun'un "amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesinde, bu Kanun'un, ithalatta haksız rekabet hallerinde dampinge veya sübvansiyona konu olan ithalatın sebep olduğu zarara karşı bir üretim dalının korunması amacıyla yapılacak işlemlere, alınacak önlemlere, gerekli ilke ve uygulama kararlarını verecek bir kurul oluşturulmasına ve bunun görevlerine ilişkin usul ve esasları kapsayacağı hükme bağlanmış; "Tanımlar" başlıklı 2. maddesinde, ''damping'', bir malın Türkiye'ye ihraç fiyatının, benzer malın normal değerinin altında olması; ''ihraç fiyatı'', ihraç amacıyla satılan mal için fiilen ödenmiş olan veya ödenmesi gereken fiyat; ''benzer mal'', dampinge veya sübvansiyona konu mal ile aynı özellikleri taşıyan bir mal, böyle bir malın bulunmaması halinde ise benzer özellikleri taşıyan başka bir mal; ''normal değer'', ihracatçı veya menşe ülkede tüketime konu benzer mal için normal ticari işlemler sonucunda fiilen ödenmiş olan veya ödenmesi gereken karşılaştırılabilir fiyat yahut ihracatçı ülke veya menşe ülkenin iç piyasasında normal ticari işlemler çerçevesinde benzer malın satışlarının olmaması ya da bu satışların uygun bir karşılaştırma yapılmasına elverişli bulunmaması durumunda, benzer malın üçüncü bir ülkeye ihracatında temsil niteliğini haiz karşılaştırılabilir fiyat veya menşe ülkedeki maliyetine makul bir kar marjının eklenmesiyle tespit edilen fiyat; ''damping marjı'', normal değerin ihraç fiyatını aştığı miktar; ''zarar'', bir üretim dalında maddi zararı, maddi zarar tehdidini veya bir üretim dalının kurulmasının fiziki olarak gecikmesi şeklinde tanımlanmış; aynı Kanun'un 3. maddesinde, önlem alınmasını gerektiren haller, dampinge konu olan ithalatın Türkiye'de bir üretim dalında maddi zarar tehdidi oluşturması veya bir üretim dalının kurulmasını fiziki olarak geciktirmesi olarak belirlenmiş; 4. maddesinde, İthalat Genel Müdürlüğünün şikayet üzerine veya gerektiğinde re'sen damping incelemesi yapabileceği, şikayet ve incelemeye ilişkin usul ve esasların çıkarılacak Yönetmelikle tespit edileceği; 5. maddesinde, İthalat Genel Müdürlüğünün, şikayet üzerine veya gerektiğinde re'sen verilen bilgi ve belgeler veya mevcut diğer bilgilerin ışığı altında ön incelemeyi yapmak, soruşturma açılıp açılmayacağı hususunda kurula teklif sunmak, soruşturma açılması halinde, soruşturmayı yürütmek ve önlemlerle ilgili kurula teklif sunmakla görevli olduğu; 6. maddesinde, İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme Kurulunun, soruşturma sonuçlarını değerlendirmek, bunun gerektireceği tedbirleri almak ve kesin önlem kararını Bakanlığın onayına sunmakla görevli olduğu belirtilmiş; 7. maddesinde yapılan soruşturma sonucunda Kurul tarafından belirlenen ve Bakanlıkça onaylanan damping marjı kadar dampinge konu malın ithalatında dampinge karşı vergi alınacağı; 10. maddesinde, re'sen veya şikayet üzerine yapılan inceleme sonucunda dampinge konu olan ithalatın ve bu ithalattan kaynaklanan zararın varlığı konusunda yeterli delillerin bulunması durumunda soruşturma açılacağı, soruşturmanın usul ve esaslarının Bakanlıkça çıkarılacak Yönetmelik ile tespit edileceği; 13. maddesinde, soruşturma sonucunda dampingli ithalatın varlığı ve bu ithalatın zarara neden olduğu belirlendiğinde, bu zararın önlenmesi amacıyla, Kurulca belirlenen ve Bakanlıkça onaylanarak kesinleşen damping marjı kadar veya zararı ortadan kaldıracak daha az bir oran veya miktarda dampinge karşı vergi alınacağı hükümlerine yer verilmiştir.
3577 sayılı Kanun'un verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Yönetmeliğin "Tanımlar" başlıklı 4.maddesinin (d) bendinde, ''benzer mal'', dampinge veya sübvansiyona konu mal ile aynı özellikleri taşıyan bir malı, böyle bir malın bulunmaması halinde ise benzer özellikleri taşıyan başka bir malı ifade ettiği; 5. maddesinin 3. fıkrasında, aralarında bir ortaklık ilişkisi veya telafi edici düzenleme bulunan taraflar arasındaki satışlarda uygulanan fiyatların, fiyatların bu ilişkiden etkilenmediği kanıtlanmadıkça, normal ticari işlem kabul edilmeyebileceği ve normal değerin hesaplanmasında göz önüne alınmayabileceği, aynı maddenin 6.fıkrasında, normal değerin belirlenmesi için benzer malın ihracatçı ülkenin iç piyasasında veya üçüncü bir ülkeye ihracatında birim imalat maliyetine genel, idari ve satış giderlerinin eklenmesinden oluşan tutardan daha düşük bir fiyatla satıldığı hallerde; bu satışların, fiyatları nedeniyle normal ticari işlemler içinde gerçekleşmiş olarak kabul edilmeyebileceği; 6. maddesinde, maliyetlerin normal olarak soruşturmaya konu olan ihracatçı veya üretici tarafından tutulan kayıtlar esas alınarak hesaplanacağı; 7. maddesinde, piyasa ekonomisi uygulamayan ülkelerden yapılan ithalatta normal değerin, Türkiye'de benzer mal için fiilen ödenmiş veya ödenmesi gereken fiyat veya Türkiye'de benzer malın birim imalat maliyetine genel, idari ve satış giderleri ile makul bir kârın eklenmesiyle oluşturulan değer göz önüne alınarak hesaplanabileceği; 9. maddesinde, ihracatçı ile ithalatçı ya da üçüncü bir taraf arasında ortaklık veya telafi edici bir düzenleme bulunması nedeniyle ihraç fiyatının güvenilir olmadığı durumlarda, ihraç fiyatının, bağımsız ilk alıcıya yeniden satış fiyatı esas alınarak oluşturulabileceği, bu durumda ithalat ile yeniden satış arasında gerçekleşen tüm gider ve karların hesaba katılacağı; 10. maddesinde, ihraç fiyatı ile normal değer arasında adil bir karşılaştırma yapılmasını teminen bu karşılaştırmanın, aynı ticari aşamada, tercihen fabrika çıkış aşamasında yapılacağı; fiyat karşılaştırmasında, satış şartları, vergilendirme, ticari aşamalar, miktarlar ve fiziksel özelliklerdeki farklılıklar ile karşılaştırmayı etkileyen diğer farklılıkların göz önüne alınacağı; 11. maddesinde, damping marjının, normal değer ve ihraç fiyatının, ağırlıklı ortalama veya işlem bazında karşılaştırılması suretiyle hesaplanacağı; 17. maddesinde, maddi zarar tespitinin somut delillere dayanması ve dampingli ithalatın hacmi ve bu ithalatın iç piyasadaki benzer mal fiyatları ile yerli üretim dalı üzerindeki etkilerinin nesnel incelemesini içermesi gerektiği, bir ürünün birden fazla ülkeden ithalatının eş zamanlı olarak soruşturmaya konu olması halinde, bu ithalatın etkilerinin toplu olarak değerlendirilebileceği, böyle bir değerlendirmenin her bir ülkeden yapılan ithalat için damping marjı ve ithalat miktarının ihmal edilebilir oranlardan fazla olması ve ithal malların kendi aralarındaki ve ithal mallarla yerli benzer mal arasındaki rekabet şartları bakımından, ithalatın etkisinin toplu olarak değerlendirilmesinin uygun olduğunun belirlenmesi halinde yapılabileceği, dampingli ithalatın fiyatlarının Türkiye'deki benzer malın fiyatının önemli ölçüde altında kalıp kalmadığı veya bu ithalatın önemli ölçüde fiyatları düşürücü ya da fiyat artışlarını engelleyici etki yaratıp yaratmadığının inceleneceği, dampingli ithalatın üretim dalı üzerindeki etkisinin incelenmesi sırasında satışlar, kârlar, üretim, piyasa payı, verimlilik, yatırım hasılatı ve kapasite kullanımındaki fiili ve potansiyel azalma, büyüme veya yatırımları artırma yeteneği üzerindeki olumsuz etkiler dahil olmak üzere, üretim dalının durumu ile ilgili tüm etkenleri ve göstergeleri kapsayacağı ve dampingli ithalatın yerli üretim dalına zarar verdiği hususunun bu faktörler çerçevesinde ortaya konması, dampingli ithalat ile yerli üretim dalının maruz kaldığı zarar arasındaki nedensellik bağının mevcut delillere dayandırılması ve dampinge konu olan ithalat dışındaki nedenlerden kaynaklanan zararın bu ithalata atfedilmemesi gerektiği, dampingli ithalatın etkisinin en dar mal grubu ya da yelpazesinin incelenmesi suretiyle yapılacağı; 19. maddesinde, dampinge konu ithalattan zarar gördüğünü iddia eden üreticilerin İthalat Genel Müdürlüğüne yazılı olarak başvurabileceği, şikayetin, damping, zarar ve dampinge konu ithalat ile iddia edilen zarar arasındaki nedensel ilişkiyi gösteren delilleri içermesi gerektiği; başvuruda, başvuru sahibinin makûl olarak temin edebileceği, şikayette bulunanın kimliği ve ürettiği benzer ürün miktarı ve değeri ile ilgili açıklamaları, dampinge konu olduğu iddia edilen ürünün eksiksiz bir tanımını, menşe veya ihracatçı ülkenin veya ülkelerin adları, bilinen ihracatçı, üretici ve ithalatçılarının adları, menşe ülke iç piyasa fiyatları, ihraç fiyatlarının, iddia edilen zararın dampinge konu ithalattan kaynaklandığına ilişkin delillere ilişkin bilgilerin yer alması gerektiği; 18. maddesinde, yerli üretim dalının, benzer malın Türkiye'deki tüm üreticilerini veya bu malın Türkiye üretiminin önemli bir bölümünü gerçekleştiren üreticileri ifade edeceği; ancak, üreticilerin ihracatçılar veya ithalatçılarla ilişkili bulunmaları veya kendilerinin dampinge veya sübvansiyona konu olduğu iddia edilen malın ithalatçısı olmaları halinde, yerli üretim dalı, üreticilerin geri kalan bölümünü ifade edeceği, üreticilerin ihracatçılar veya ithalatçılarla ilişkili olduğu sayılani hallerde kabul edileceği, bu hallerin a) biri doğrudan veya dolaylı olarak diğerini kontrol ediyorsa, veya b) her ikisi doğrudan veya dolaylı olarak üçüncü bir şahıs tarafından kontrol ediliyorsa, veya c) bu ilişkinin ilgili üreticinin ilişkili olmayan üreticilerden farklı davranmasına neden olduğuna dair inandırıcı veya şüphe uyandıran geçerli gerekçeler bulunması şartıyla, ikisi birlikte doğrudan veya dolaylı olarak üçüncü bir şahsı kontrol ediyorlarsa, bu maddede belirtilen taraflardan biri, hukuken veya işlevsel olarak, diğer taraf üzerinde kısıtlama uygulayacak veya diğerini idare edecek bir konumda bulunuyor ise, bu tarafın diğerini kontrol ettiğinin kabul edileceği; 26. maddesinde, ilgili taraflardan birinin işbirliğine gelmemesi halinde geçici veya nihai belirlemelerin mevcut verilere göre yapılabileceği ve söz konusu taraf açısından soruşturmanın sonucunun işbirliğine gelinmesi haline nazaran daha az avantajlı olabileceği; 28. maddesinde, damping marjının %2 oranında düşük olduğu ve birden fazla ülkenin soruşturmaya konu olması halinde ithalat miktarının, tek tek %3'ün altında olan ülkelerin toplam paylarının %7'yi geçmediği hallerin ihmal edilebilir oranlar olduğu; 31. maddesinde, bir damping veya sübvansiyon soruşturması açılması kararı ile soruşturma sırasında alınan geçici önlem, kesin önlem, taahhüt durdurma ve kapatma kararlarının Resmi Gazete'de yayımlanacak bir tebliğle ilan edileceği; 35. maddesinde, kesin önlemlerin, yürürlüğe girme tarihlerinden veya damping veya sübvansiyon incelemesi ile zarar incelemesini birlikte kapsayan en son gözden geçirme soruşturmasının sonuçlandığı tarihten itibaren 5 yıl sonra yürürlükten kalkacağı, yürürlükten kalkacak olan önlemlerin, 5 yıllık yürürlük süresinin son yılı içinde Resmi Gazete’de yayımlanacak bir tebliğle ilan edileceği, yürürlük süresinin sona ermesinden en geç 3 ay önce önleme konu olan ürünün yerli üreticileri yeterli delillerle birlikte Genel Müdürlüğe yazılı olarak başvurarak bir nihai gözden geçirme soruşturması açılmasını talep edebileceği, ayrıca, 5 yıllık süresi biten ve yürürlükten kaldırılan önlemlerin de Resmi Gazete’de yayımlanacak bir tebliğle ilan edileceği, nihai gözden geçirme soruşturmasının yerli üreticilerin yazılı başvurusu üzerine veya re’sen açılacağı ve soruşturmaya konu önlemin soruşturma sonuçlanıncaya kadar yürürlükte kalmaya devam edeceği, kesin önlemin yürürlük süresinin sona ermesi ile dampingin veya sübvansiyonun ve zararın devam edeceğine veya yeniden meydana geleceğine dair yeterli delillerin bulunması halinde soruşturma açılacağı, bu kapsamda örneğin, dampingin veya sübvansiyonun ve zararın devam ettiği veya yürürlükte bulunan önlemin etkisiyle zararın tamamen veya kısmen ortadan kalktığı veya ihracatçıların ya da pazar şartlarının gelişiminden, zarar verici dampingin veya sübvansiyonun devam etmesinin muhtemel olduğu hususlarında deliller sunulabileceği, bu soruşturmada önleme konu ürünün ihracatçılarına, üreticilerine, ihracatçı ülke temsilciliğine ve yerli üreticilerine (sübvansiyon soruşturmalarında, ilave olarak, menşe ülkeye) gözden geçirme başvurusunda yer alan hususlarda görüşlerini belirtme ve karşı savlarını dile getirme olanağı tanınacağı; nihai kararın, önlemin sona ermesi halinde damping veya sübvansiyon ve zararın devam etmesinin veya yeniden meydana gelmesinin muhtemel olup olmadığı konusunda usulüne uygun olarak belgelendirilerek sunulan tüm delillerin dikkate alınması suretiyle verileceği; Yönetmeliğin ek 1. maddesinde ise, piyasa ekonomisi uygulamayan ülkelerden yapılan ithalata yönelik damping soruşturmalarında, ilgili ülkedeki üreticilerin, soruşturma konusu ürünün üretiminde ve satışında, maddede bentler halinde sayılan ölçütler çerçevesinde piyasa ekonomisi koşullarının geçerli olduğunu yeterli deliller ile ibraz etmesi halinde bu üreticiler için normal değerin tespitinde Yönetmeliğin 5. maddesinin uygulanacağı hükümlerine yer verilmiştir.
İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine Hakkında 99/13482 sayılı Karar'ın 7. maddesinin 2. fıkrasında; kesin önlemlerin yürürlüğe girdikleri tarihten itibaren en az bir yıl sonra ilgili taraflardan birinin talebi üzerine veya re'sen gözden geçirilebileceği belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
3577 sayılı Kanun ve İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Yönetmeliğin yukarıda yer verilen hükümlerine göre, ithalatın dampingli olduğunun kabulü için, hesaplanan normal değerin ihraç fiyatından fazla olması gerektiği, normal değerin imalat maliyetine genel, idari ve satış giderleri eklenmesinden oluşan tutardan daha düşük olamayacağı, bu hesaplamaların esas itibarıyla üretici tarafından tutulan kayıtlar esas alınarak yapılacağı; ancak ithalatın piyasa ekonomisi uygulamayan ülkelerden yapılması durumunda, üretici firmanın piyasa ekonomisi koşullarında üretim ve satış yaptığını ispatlayamaması durumunda normal değer hesaplamasında firma verileri yerine, üçüncü ülkelerden elde edilen veriler yahut Türkiye'de benzer mal için fiilen ödenmiş veya ödenmesi gereken fiyat yahut birim imalat maliyetine genel, idari ve satış giderleri ile makul bir kâr eklenerek elde edilen verilerin kullanılabileceği; ihraç fiyatı belirlenirken, ihracatçı ile ithalatçı arasında ortaklık veya telafi edici bir düzenleme bulunması halinde, bağımsız ilk alıcıya yeniden satış fiyatı esas alınarak belirlenebileceği, ihraç fiyatı ile normal değer arasındaki karşılaştırmanın aynı ticari aşamada tercihen fabrika çıkış aşamasında yapılacağı; dampingli olduğu iddia edilen ithalatın Türkiye'deki benzer malın fiyatlarını düşürücü ya da fiyat artışlarını engelleyici etkisinin bulunup bulunmadığının maddi zarar tespiti sırasında incelenmesi gerektiği; bir ürünün aynı anda birden fazla ülkeden ithal edilmesi ve aynı soruşturma kapsamında incelenmesi durumunda, bu ithalatın iç piyasaya etkisinin, ülke bazında değerlendirilmesi yerine, soruşturmaya konu tüm ülkelerden yapılan ithalatların toplu olarak değerlendirilebileceği; zarar tespiti yapılırken, piyasa payı, yatırım hasılatı, kapasite kullanımındaki fiili veya potansiyel azalma ile büyüme veya yatırımları artırma yeteneği üzerindeki olumsuz etkiler de incelenerek ithalatın yerli üretim dalına zarar verip vermediğinin ortaya konulmasının zorunlu olduğu, dampingli olduğu ileri sürülen ithalatın etkisinin en dar mal grubu ya da yelpazesinin incelenmesi suretiyle belirleneceği, soruşturmanın re'sen veya şikayet üzerine başlatılabileceği, şikayet üzerine soruşturma açılabilmesi için başvuru sahibinin makul olarak temin edebileceği bilgi ve belgelerin başvuruda yer alması gerektiği, yeterli delillerle desteklenmeyen iddiaların şikayet olarak değerlendirilemeyeceği, soruşturma sırasında işbirliğine gelmeyen taraflar bakımından işbirliğine gelenlere göre daha fazla dampinge karşı vergi konulabileceği, nihai gözden geçirme soruşturması sonunda, önlemin sona ermesi halinde damping veya sübvansiyon ve zararın devam etmesinin veya yeniden meydana gelmesinin muhtemel olup olmadığı konusunda usulüne uygun olarak belgelendirilerek sunulan tüm delillerin dikkate alınması suretiyle nihai kararın verileceği açıktır.
Dosyanın ve dosyada yer alan belgelerin incelenmesinden, söz konusu eşyanın ithalatında 2008/41 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ ile sonuçlandırılan esas soruşturma kapsamında Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC), Endonezya Cumhuriyeti (Endonezya) ve Malezya için dampinge karşı kesin önlemin yürürlüğe konulduğu, önlemin yürürlükten kalkma süresinin bitiminden önce yerli üretici tarafından Tayland hariç diğer ülkelere yönelik nihai gözden geçirme soruşturmasının tamamlandığı ve 2014/41 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğin yayımlanarak yürürlüğe girdiği ve Tebliğ ile Çin Halk Cumhuriyeti, Endonezya ve Malezya menşeli eşyaya yönelik kesin önlemin devamına karar verildiği, Tayland ve Vietnam menşeli eşyanın ithalatına yönelik ise 12/11/2016 tarih ve 2016/40 sayılı Tebliğ ile dampinge karşı kesin önlemin yürürlüğe konulduğu, akabinde 19/01/2019 tarih ve 2019/8 sayılı Tebliğ ile ÇHC, Endonezya ve Malezya hakkında 2014/41 sayılı Tebliğ ile başlatılan kesin önlemin 17/12/2019 tarihinde sona ereceğinin ilan edilmesi üzerine yerli üretici ... Mensucat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından yapılan ve üç yerli üretici firma tarafından desteklenen başvurunun ÇHC, Endonezya, Malezya, Tayland Krallığı ve Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti (Vietnam) olmak üzere beş ülke menşei ithalatı kapsadığı, başvurucu firmanın yerli üretim dalını temsil niteliğini haiz olduğu, başvuru konusu ülkelerin damping marjları, Uluslararası Ticaret Merkezi Veri Tabanı verileri kapsamında ihracat kapasiteleri, bu ülkelere diğer ülkelerce uygulanan damping önlemleri, yerli üreticinin pazar payı, üretim maliyeti ve finansman giderlerinin incelendiği, dampingli ithalatın devamı ve tekrarının muhtemel olduğu sonucuna ulaşılacak yeterli bilgi ve belgenin bulunduğu ortaya konularak 2016, 2017, 2018 yılları itibarıyla başvuru konusu ülkelerden gerçekleştirilen ithalatın yerli üretim dalının fiyatlarını baskıladığı ve kırdığının tespit edildiği, önleme tabi tutulan ülkelerin üretim kapasitesi ve ihracat kabiliyetlerinin büyüklüğü karşısında Türkiye parasının genişliği ve yurt dışında bilinirliği de gözönünde bulundurulduğunda, ihracatlarını kolaylıkla Türkiye'ye yönlendirebilecekleri öngörüldüğünden maliyet ve finansman giderleri de artış eğiliminde olan yerli üreticinin yaptığı başvurusu üzerine söz konusu eşyanın ithalatına yönelik nihai gözden geçirme soruşturması açılması için yeterli delillerin mevcut olduğu değerlendirilmek suretiyle 2019/24 sayılı Tebliğin yürürlüğe konulduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından, yerli üreticilerin sadece 17/12/2019 tarihinde yürürlük süreci sona erecek olan önlem listesinde ismi geçen ülkelerin menşei eşya için başvuruda bulunabileceği, yine ithalat için öngörülen önlemin yürürlük süresinin dolmasından 28 ay önce nihai gözden geçirme soruşturması açılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu iddia edilmiş ise de; yukarıda ifade edilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kesin önlemlerin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en az bir yıl sonra ilgili taraflardan birinin talebi üzerine veya re'sen gözden geçirilebileceği ve önlemin yürürlüğe girme tarihinden veya damping veya sübvansiyon incelemesi ile zarar incelemesini birlikte kapsayan en son gözden geçirme soruşturmasının sonuçlandığı tarihten itibaren 5 yıl sonra yürürlükten kalkacağı, yürürlükten kalkacak olan önlemlerin 5 yıllık yürürlük süresinin son yılı içinde Resmi Gazete'de nihai gözden geçirme soruşturması talebinde bulunabileceklerin ilan edileceği düzenlenmiş olması karşısında, 2019/8 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğde ÇHC, Endonezya ve Malezya'ya yönelik dampinge karşı önlemin 17/12/2019 tarihinde yürürlükten kalkacağının duyurulması üzerine, yerli üretim dalı tarafından aralarında Tayland Krallığının da bulunduğu beş ülke menşeli ithalata ilişkin olarak yapılan başvuru ile nihai gözden geçirme soruşturması açılması istenmesi ve önleme konu eşya için uygulanan dampinge karşı mevcut önlemin yürürlükten kalkması halinde dampingin ve zararın devam etmesi veya yeniden meydana gelmesinin muhtemel olduğuna ilişkin olarak sunulan bilgi, belge ve delillerin mevcut olduğu değerlendirilmek suretiyle yürürlüğe giren nihai gözden geçirme soruşturması açılması ve soruşturmanın usul ve esaslarına ilişkin davaya konu Tebliğin mevzuata uygun olduğu sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ... TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ... TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içerisinde Danıştay Vergi Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 02/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi