10. Ceza Dairesi 2020/307 E. , 2020/997 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, 21/01/2020 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ...’ın mahkûmiyetine dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 27/04/2017 tarihli ve 2017/88 esas, 2017/237 sayılı kararı ile yine aynı Mahkemenin 24/10/2017 tarihli ve 2017/89 esas, 2017/634 sayılı kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 27/01/2020 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın 30/08/2016 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle düzenlenen 16/02/2017 tarihli iddianameyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 27/04/2017 tarihli ve 2017/88 esas, 2017/237 sayılı kararıyla TCK’nın 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 51/1. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine kararı verildiği, hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
2- Sanığın 21/11/2016 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu bakımından da ilk suça ilişkin iddianameyle aynı gün düzenlenen 16/02/2017 tarihli iddianameyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 24/10/2017 tarihli ve 2017/89 esas, 2017/634 sayılı kararıyla TCK’nın 191/2 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 51/1. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine kararı verildiği, hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, " Dosya kapsamına göre, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/88 esas sayılı dosyasındaki suç tarihinin 30/08/2016, iddianame düzenleme tarihinin ise 16/02/2017 olduğu, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/89 esas sayılı dosyasındaki suç tarihinin 21/11/2016, iddianame düzenleme tarihinin ise 16/02/2017 olduğu, her iki suçun da iddianame tarihlerinin aynı olması sebebiyle hukukî kesinti olmadığı, anılan iki dosyada da sanığın üzerine atılı eylemlerin aynı mahiyette olduğu dikkate alınarak, bu eylemlerin bir suç işleme kararı icrası kapsamında işlendiği anlaşıldığından, dosyaların birleştirilmesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeksizin her bir eylem için ayrı ayrı ceza verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 27/04/2017 tarihli ve 2017/88 esas, 2017/237 sayılı kararı ile yine aynı Mahkemenin 24/10/2017 tarihli ve 2017/89 esas, 2017/634 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Kanun yararına bozma talebini oluşturan uyuşmazlığın konusu; sanığın farklı tarihlerdeki eylemlerinin zincirleme suç kapsamında kalıp kalmayacağına ilişkin olup, bu husus ise Mahkemece delillerin değerlendirilmesinde ve sanığın hukuki durumunun takdirinde hataya düşüldüğü iddiasına dayanmakta olup, sanığın farklı tarihlerdeki eylemleri hukuki kesintiyi oluşturan ilk iddianameden önce olsa da, her bir somut olaya göre yargılama konusu eylemlerin bağımsız birer suç mu, yoksa zincirleme suç mu olduğu hususu Mahkemenin takdirine ve delillerin değerlendirilmesine ilişkin olduğundan kanun yararına bozma olağanüstü kanun yoluna konu olması mümkün olmayıp, talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmediğinden, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 27/04/2017 tarihli ve 2017/88 esas, 2017/237 sayılı kararı ile yine aynı Mahkemenin 24/10/2017 tarihli ve 2017/89 esas, 2017/634 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 17.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.