10. Hukuk Dairesi 2021/8704 E. , 2021/15230 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi
Dava, davacının iş kazası sebebiyle meslekte kazanma gücü kaybı oranının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ve fer’i müdahil vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesince, davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, Kurumun istinaf talebinin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen reddine; kısmen kabulüne karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının davalı işveren nezdinde çalışırken 01.12.2012 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle iş göremezlik oranı tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı ... vekili, ... Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından sigortalının meslekte kazanma gücü kayıp oranının % 10"un altında belirlediğini, sürekli iş göremezlik oranının tespiti davalarının kamu düzenine ilişkin olduğunu, Kurum kararlarına karşı Yüksek Sağlık Kuruluna itiraz edilebileceğini, Yüksek Sağlık Kurulu kararına itiraz halinde ise Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması gerektiğini, dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden aleyhe yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı... Denizcilik Tic. Ltd. Şti. vekili, müvekkilinin, davacının 01.12.2012 tarihinde yaralanmasından sonra gerekli tedavilerini yaptırdığını, davacının elinde iş gücü kaybına neden araz kalmadığını belirterek; davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Yerel mahkemece, davacının 01/12/2012 tarihli iş kazası sonucu oluşan meslekte kazanma güç kaybı oranının %9 (yüzde dokuz) olduğunun tespitine, dair karar tesis edilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı ... Denizcilik ve Tic. Ltd. Şti. vekili, sürekli iş göremezlik oranının %10’un altında olduğu gözetildiğinde, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanılmayacağından, müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davacının tedavisini gerçekleştirdiğini ve davacının iş gücü kaybına neden olacak arazının kalmadığını, sürekli iş göremezlik oranının tespitine esas raporlarda çelişkilerin giderilmediğini beliterek; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı SGK Kurum vekili, 5510 sayılı Kanunun 19’uncu maddesinde, meslekte kazanma gücü kaybı en az%10 oranında azalan sigortalılara gelir bağlanacağının düzenleneceğini, meslekte kazanma gücü oranının %10’un altında kalması halinde müvekkili hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili; davaya konu kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2011/10-642 E., 2012/38 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır. Bu çıkarının da karar verilene kadar sürmesi gerekir.
Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan (korunan) bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır (Arslan, Ramazan; aktaran: Hanağası, Emel: Davada Menfaat, ... 2009, önsöz VII).
Hukuk Genel Kurulu’nun 24/06/1992 gün ve 1992/1-347 E., 1992/396 K. ve 30/05/2001 gün ve 2001/14-443 E., 2001/458 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere buna hukuki korunma (himaye) ihtiyacı da denir (Rechts-schutzbedürfnis). Mahkemelerden hukuki himaye istenmesinde, himayeye değer bir yarar olmalıdır.
Mülga 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanununun yürürlükte olduğu dönem içinde öğreti ve yargısal kararlar, dava açarken hukuki yararın bulunması gereğini, "dava şartı" olarak kabul etmiştir. Bu şart, "dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri" olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan "olumlu dava şartları" arasında sayılmaktadır.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda öğreti ve yargısal kararların bu uygulaması aynen benimsenerek, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması "Dava Şartları” başlıklı 114. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde açıkça dava şartları arasında sayılmıştır.
Bir davada, hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.
Davacının hukuki ilişkinin derhal tespitinde menfaatinin (hukuki yararının) varlığı için öncelikle, davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) ve ciddi bir tehlike ile tehdit edilmelidir. Bu tehdit çoğunlukla davalının davranışları ile ortaya çıkar.
Söz konusu bu tehdidin davacı için bir tehlike oluşturabilmesi, bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olmasına ve bu hususun, davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmasına bağlıdır (Hanağası, Emel: a.g.e., s.133 vd).
Davalı şirkete ait işyerinde 01.12.2012 tarihinde iş kazası geçiren davacının meslekte kazanma gücü kaybı oranının tespitinin istendiği eldeki davada, Kurumca davacının sürekli iş göremezlik oranının %5 olarak belirlendiği, 26.10.2017 tarihli Yüksek Sağlık Kurulu kararında herhangi bir değişikliğe gidilmesine gerek görülmediğine dair karar verildiği, Adli Tıp Üçüncü İhtisas Dairesi tarafından davacının meslekte kazanma gücü kaybı oranının %8 olarak belirlendiği ve en son olarak Adli Tıp İkinci Üst Kurulu tarafından ise işbu oranın %9 olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının Kurumca tespit edilen ve itiraz üzerine prosedür takip edilerek Adli Tıp Kurumunun ilgili ihtisas dairesinden ve İkinci Üst Kurulu’ ndan alınan raporlarına göre meslekte kazanma gücü kaybı oranının %9 olarak tespitine hükmedildiği, buna karşılık Bölge Adliye Mahkemesince, davacının eldeki sürekli iş göremezlik oranının tespiti davasını, belirlenen orana göre sürekli iş göremezlik geliri bağlanamayacağından davalı Kurum aleyhine açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle, davanın davalı Kurum yönünden reddine dair; hüküm tesis edilmiştir.
Davacı ... Aksal’ın, ileride doğabilecek zararlar yönünden, iş göremezlik oranının %5’ten, %9 oranına artmasının hesaplanacak tazminat yönünden etkisi olduğu düşünüldüğünde, öte yandan talebin aynı zamanda Kurum işleminin iptali yönünün de varlığı karşısında, davacının davalı Kurum’a karşı da davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, belirgindir. Bölge Adliye Mahkemesince bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın, karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/2. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.