4. Hukuk Dairesi 2016/14473 E. , 2018/483 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 20/01/2015 gününde verilen dilekçe ile evlenme vaadi nedeniyle manevi tazminat, ziynet eşyalarının iadesi, yoksulluk ve iştirak nafakası istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; manevi tazminat davasının kabulüne, ziynet eşyası alacağı talebinin reddine, yoksulluk ve iştirak nafakası talepleri yönünden dosyanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine dair verilen 09/03/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat, ziynet eşyalarının iadesi, yoksulluk ve iştirak nafakası istemlerine ilişkindir. Mahkemece, manevi tazminat isteminin kabulüne, ziynet eşyası isteminin reddine, yoksulluk ve iştirak nafakasına ilişkin talepler yönünden dosyanın tefrik edilerek Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılmak üzere ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkilinin 2003 yılında davalı ile evlendiğini, bu evlilikten 2004 yılında müşterek çocuklarının olduğunu, çeşitli bahanelerle resmi nikahın yapılmadığını, 2005 yılından beri kendisinden haber alınamayan davalının ziynet eşyalarını da alarak müvekkilini bırakıp gittiğini, o tarihten bu yana müvekkilinin davalı ile hiçbir suretle irtibat kuramadığını, müvekkilinin toplumda terk edilmiş bir kadın olarak yaşamaya mahkum edildiğini ileri sürerek, ziynet eşyalarının iadesi, müşterek çocuk ve müvekkili için nafakaya hükmedilmesi ve manevi zararın giderilmesi istemlerinde bulunmuştur.Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını savunmuş, yetki itirazında bulunmuş ve davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davacının tazminata konu ettiği eylemin haksız eylemden kaynaklandığı, zamanaşımı konusunda 818 sayılı BK’nun 60. maddesinin uygulanması gerektiği, tarafların 04/04/2004 tarihinde dünyaya gelen çocuklarını davalının tanıma senedi ile 13/11/2014 tarihinde tanımakla zamanaşımı süresinin kesildiği gerekçesiyle zamanaşımına def’inin reddine, davacının resmi nikah yapılmadan evlilik ilişkisinin son bulması nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle de manevi tazminat isteminin kabulüne, ispatlanamayan ziynet eşyası isteminin reddine, nafaka istemi yönünden dosyanın tefrik edilmesine karar verilmiştir.Davacı 20/01/2015 tarihinde eldeki davayı açmış, davalı ise süresinde verdiği 12/02/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur.Uyuşmazlık haksız eylemden kaynaklanmakta olup, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60. maddesi uyarınca; haksız fiilden doğan zararın tazminine ilişkin davalar, zarar görenin zararı ve zarar vereni öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve her halde haksız eylem tarihinden itibaren 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Eğer eylem, ceza kanunları uyarınca daha uzun zamanaşımı süresi bulunan cezayı gerektiren bir eylemden doğmuş ise ceza zamanaşımı süresi uygulanır.Davacı 2005 yılında davalının kendisini terk ettiğini, o tarihten bu yana davalı ile irtibat kuramadığını beyan etmiştir. Davaya konu haksız eylemin meydana geldiği 2005 yılı ile davanın açıldığı 20/01/2015 tarihi arasında 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenle manevi tazminat isteminin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.