10. Hukuk Dairesi 2021/6621 E. , 2021/15225 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve fer’i müdahil vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, müvekkilinin, 01.01.2006 – 01.07.2013 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen hizmetlerinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin hak düşürücü süreye maruz kaldığını, davacının iş yerinde ilk olarak 01.03.2010 tarihinde çalışmaya başladığını, zaman zaman farklı inşaatlarda da su işi ile uğraşan davacının sigortasının kesintisiz yapıldığını, iş yeride sigortasız eleman çalıştırılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Fer’i müdahil Kurum dilekçesinde; davacının iş yeri dışında farklı iş yerlerinde çalışmalarının olduğu, davalı iş veren yanında herhangi bir çalışmasının bulunmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince ,davanın kabulü ile, davacının davalı iş yerinde 01.01.2006-01.07.2013 tarihleri arasında toplam 2701 gün süre ile asgari ücret ile çalıştığının tespitine, bu dönemde 407 günün kuruma eksik bildirildiğinin tespitine, dair karar tesis edilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalı şirket vekili, mahkeme kabulünün hatalı olduğunu, davacının davalı işyerinde 01/03/2010 tarihinde çalışmaya başladığını, hak düşürücü sürenin dolduğunu belietrek; Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine dair, karar verilmesini talep etmiştir.
Feri müdahil Kurum istinaf dilekçesinde; davanın niteliği gereği titizlikle araştırma yapılması gerektiğini, çalışma olgusunun her türlü şüpheden uzak olarak yazılı belgelerle ispatlanması gerektiğini, bordro tanıklarının dinlenmesi gerektiğini, davalının kanun kapsamına alınış ve çıkış tarihlerinin araştırılması gerektiğini, davacının çalıştığını iddia ettiği dönemle ilgili olarak yazılı belge bulunmadığı için davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ve feri müdahil vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı şirket vekili ve Kurum vekili, istinaf sebepleri ile aynı gerekçelerle temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Hizmet tespiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Öte yandan 506 sayılı Kanunun 4. maddesinde “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, işverenin kim olduğunun bilinmesinde Yasal zorunluluk vardır. Bu nedenle, sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin hangi işverenler tarafından düzenlenmiş olduğu tespit edilip, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasa"nın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltilmesi gerekir.
Eldeki davada, davacının hizmet cetveli incelendiğinde, 01.01.2006 ile 18.07.2013 tarihleri arasında farklı sicilli işyerlerinden giriş ve çıkışların ve buna istinaden, 01.01.2006 ile 30.11.2007 arası 1069840 sicilden, 03.12.2007 ile 22.07.2008 arası 1078710 sicilden, 22.07.2008 ile 30.07.2009 arası 1083796 sicilden; 17.08.2009 ile 28.02.2010 arası 1095392 sicilden; 01.03.2010 ile 30.09.2011 arası 1102887 sicilden; 01.10.2011 ile 02.04.2013 arası 1117524 sicilden; 03.04.2013 ile 18.07.2013 tarihleri arası da 1126010 sicilden bildirimlerin olduğu; davacının talebinin bildirim dışı sürelerin tespitine yönelik olduğu anlaşılmakla; Mahkemece, davacının bildirimlerinin olduğu farklı sicilli işyerleri arasında işyeri devri olup olmadığı sorularak; varsa her bir işveren nezdinde ayrı ayrı tespit yapılarak karar vermek gerektiğinden , dava dışı diğer işverenlerin de HMK 124. maddesi gereğince davaya dahil edilmek suretiyle taraf teşkili sağlanarak karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı ve fer"i müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak; İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm sair hususlar incelenmeksizin bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,temyiz harcının istek halinde davalı ... İnş. Taah. Yapı Malz. A.Ş."ye iadesine 01.12.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.