Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 2016/3349
Karar No: 2021/2629
Karar Tarihi: 02.06.2021

Danıştay 7. Daire 2016/3349 Esas 2021/2629 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/3349
Karar No : 2021/2629

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Madeni Yağ İmalatı Toptan ve Perakende Satış İnşaat Turizm Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü) …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının aleyhlerine olan kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına, vergi inceleme raporuyla, ithal edilen ya da yurt içinden satın alınan baz yağların müstahzar yağların üretiminde kullanılmadığının tespit edildiğinden bahisle 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 8. maddesinin 1. fıkrası kapsamındaki tecil-terkin uygulamasından yararlandırılmayarak 2012 yılının Mart ayının (2.) ve Nisan ayının (1.) dönemlerine ilişkin tecil edilmesi gereken vergi olarak beyan edilen özel tüketim vergileri ile 2011 yılına ait kurumlar ve damga vergisi, 2012 yılının Mart dönemine ilişkin damga vergisinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Olayda, davacı şirketin (I) sayılı listenin (B) cetvelinde yer alan mallardan satın aldığı veya ithal ettiği miktarın tamamını (I) sayılı listede yer alan mallar dışındaki malların imalinde kullanmadığının vergi tekniği raporuyla tespit edildiği, bu durumda, tecil-terkin uygulamasından yararlandırılması mümkün bulunmadığından, ödeme emrinin tecil edilmesi gereken özel tüketim vergilerine isabet eden kısmında hukuka aykırılık görülmediği, öte yandan, 2011 yılına ait kurumlar ve damga vergisinin 09/05/2012 tarihinde ödendiği görüldüğünden, dava konusu ödeme emrinin 2011 yılına ait kurumlar ve damga vergisine isabet eden kısımlarında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emrinin 2012 yılının Mart ayının (2.) ve Nisan ayının (1.) dönemine ilişkin özel tüketim vergileri ile 2012 yılının Mart dönemine ait damga vergisine ilişkin kısımları yönünden davanın reddine, kalan kısmının iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Taahhütlerin yerine getirildiği, işbu davada ödeme emrine konu vergiler ile vergi inceleme raporu uyarınca re'sen tarh edilen özel tüketim vergisi ve kesilen vergi ziyaı cezasına dair ihbarnamelerin aynı dönemlere ilişkin olarak mükerrerliğe neden olduğu, ödeme emrinin hukuka aykırı düzenlendiği ileri sürülerek mahkeme kararının davanın reddine iilişkin hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu ödeme emriyle özel tüketim vergisi beyannamesinde tecil edilecek vergi olarak gösterilen tutarın, üretimin taahhütlere uygun olarak gerçekleşmediğinden bahisle tahsilinin sağlanmak istendiği, ancak söz konusu vergi için tecil talebinde bulunan davacı açısından vade belli olmadığından, öncelikle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 37. maddesi uyarınca vade tayin edilmesi, bu sürede ödeme yapılmaması halinde ödeme emriyle tahsili yoluna gidilmesi gerektiğinden, mahkeme kararının, davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Davacı adına, vergi inceleme raporuyla, ithal edilen ya da yurt içinden satın alınan baz yağların müstahzar yağların üretiminde kullanılmadığının tespit edildiğinden bahisle 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 8. maddesinin 1. fıkrası kapsamındaki tecil-terkin uygulamasından yararlandırılmayarak 2012 yılının Mart ayının (2.) ve Nisan ayının (1.) dönemlerine ilişkin tecil edilmesi gereken vergi olarak beyan edilen özel tüketim vergileri ile 2011 yılına ait kurumlar ve damga vergisi, 2012 yılının Mart dönemine ilişkin damga vergisinin tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 8. maddesinin 1. fıkrasında, bu Kanun'a ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların, (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılmak üzere ithalatçılar ve imalatçılar tarafından tesliminde tarh ve tahakkuk ettirilen özel tüketim vergisinin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek kısmının, teminat alınmak suretiyle tecil olunacağı, söz konusu malların tecil tarihini takip eden aybaşından itibaren oniki ay içinde (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılması halinde tecil olunan verginin terkin edileceği, bu hükümlere uyulmaması halinde, bu malların tecil-terkin işlemi dışındaki amaçlarla tesliminde tarh edilmesi gereken vergi tutarından, daha önce tahsil edilen verginin mahsubundan sonra kalan tutarın, vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 51. maddesinde belirlenen gecikme zammı ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.
6183 sayılı Kanun'un "Cebren tahsil ve şekilleri" başlıklı 54. maddesinde, ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının, tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı; 55. maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, (7) gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 37. maddesinde, hususi kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş amme alacaklarının Maliye Vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak tebliğinden itibaren bir ay içinde ödeneceği, bu ödeme müddetinin son gününün amme alacağının vadesi günü olduğu; 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödendiği ya da zaman aşımına uğradığı iddialarıyla, tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde dava açabileceği hüküm altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda yer verilen hükümlerden, bir kamu alacağının ödeme emri ile tahsil edilebilmesinin ön koşulunun vadesinin geçmiş olmasına karşın ödenmemesi olduğu, bu halde borcun kesinleşeceği ve kesinleşmiş amme alacağının tahsili için gönderilen ödeme emrine karşı da ancak böyle bir borcun olmadığı veya ödendiği ya da zamanaşımına uğradığı ileri sürülerek dava açılabileceği anlaşılmaktadır.
Olayda, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 8. maddesinin 1. fıkrası kapsamında tecil ve terkin uygulamasından yararlanmak isteyen davacı adına, ithal edilen baz yağların üretimde kullanılmadığının, müstahzar yağların üretilmediğinin ve tecil-terkin uygulamasından yararlanılmasının mümkün olmadığının vergi tekniği raporuyla tespit edildiğinden bahisle tecil edilmesi gereken vergi olarak beyan edilen özel tüketim vergileri dava konusu ödeme emrine konu edilmiş ise de; söz konusu vergilerin, davacı yönünden vadesi belli olmadığı için, öncelikle, 6183 sayılı Kanun'un 37. maddesi uyarınca bir aylık vade tayin edilmesi, bu sürede ödenmemesi halinde ödeme emriyle tahsili yoluna gidilmesi gerekirken, doğrudan ödeme emriyle takibinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, dava konusu ödeme emrinin 2012 yılının Mart dönemine ait damga vergisine isabet eden kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının hukuksal gerekçesinin açıklanmaması da ayrıca bir hukuka aykırılık nedeni teşkil ettiğinden, bu durumun yeniden verilecek kararda göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/06/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.



(X) KARŞI OY:
4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu'nun 8. maddesinin 1. fıkrasında, bu Kanun'a ekli (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malların; (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılmak üzere mükellefler tarafından tesliminde tarh ve tahakkuk ettirilen özel tüketim vergisinin Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek kısmının, teminat alınmak suretiyle tecil olunacağı, söz konusu malların tecil tarihini takip eden aybaşından itibaren oniki ay içinde (I) sayılı listeye dahil olmayan malların imalinde kullanılması halinde tecil olunan verginin terkin edileceği, bu hükümlere uyulmaması halinde, bu malların tecil-terkin işlemi dışındaki amaçlarla tesliminde tarh edilmesi gereken vergi tutarından, daha önce tahsil edilen verginin mahsubundan sonra kalan tutarın, vade tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 51. maddesinde belirlenen gecikme zammı ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği, ancak, tecil edilen verginin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda belirtilen mücbir sebepler dolayısıyla terkin edilememesi halinde bu verginin, tecil edildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Kanun'un 48. maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte alıcıdan tahsil edileceği hükmü yer almaktadır.
Yukarıda yer alan Kanun hükümleri dava konusu olayla birlikte değerlendirildiğinde; tecil-terkin şartlarının ihlali halinde, beyanname üzerine tahakkuk eden, ancak, 4760 sayılı Kanun'un 8. maddesi kapsamında yapılan teslimler nedeniyle taahhüt edilen üretimde kullanılan girdilere isabet eden vergiler tecil edildiğinden, bu girdilerin üretimde kullanılmadığının tespiti halinde, Kanun'da, bunlara isabet eden vergilerin 6183 sayılı Kanun'un 51. maddesine göre belirlenen gecikme zammıyla birlikte tahsil olunacağı öngörüldüğünden aynı Kanun'un 37. maddesi uyarınca vade tayinine gerek bulunmayıp doğrudan ödeme emri ile takibata geçilmesi Kanun gereğidir.
Bu durumda, 4760 sayılı Kanun kapsamında, tecil terkin uygulamasının ihlal edildiğinin tespiti halinde yukarıda açıklandığı üzere 6183 sayılı Kanun'un 37. maddesi uyarınca işlem yapılmasına gerek bulunmadığından, ödeme emrine karşı açılan davada verilen redde ilişkin hüküm fıkrasının özel tüketim vergilerinden kaynaklanan kısmının esastan incelenmesi gerektiği oyu ile Dairemiz kararına bu yönden katılmıyoruz.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi