19. Hukuk Dairesi 2018/1657 E. , 2020/391 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davası hakkında ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonunda verilen kararın taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması sonucunda Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacının istinaf talebinin reddine, davalının istinaf talebinin kabulüne ve yeniden hüküm kurulmasına yönelik kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacının grup şirketlerden ... Kaynak Suları unvanlı firmasına bardak su üretiminde kullanmak üzere davalıdan üst folyo cinsi ürün satın aldığını, 3 fatura karşılığı toplam 87.656,82.TL tutarında üst folyo alımı yapıldığını, davalı taraftan alınan üst folyolar ile satışı yapılan bardak sularında acılık ve kötü koku şikayetleri ile bir kısım malların iade alındığını, bir kısım mallarında müşteriler tarafından imha edildiğinin bildirildiğini, ürünleri hakkında böyle bir şikayet alan davacının ticari itibarının zedelendiğini, cari hesap gereği diğer siparişlerden kaynaklanan alacak bakiyesi düşüldükten sonra 976035 nolu fatura ile ilgili olarak 31.873,00 TL alacaklı olduklarını, diğer iki faturaya yönelik talebi olmadığını bardak suların üretimini yapmak için de masraf yaptığından maddi zararının olduğunu ileri sürerek 10.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 31.873,00 TL fatura alacağının ve 30.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının alüminyum folyo cinsi bardak üst kapağının üreticisi olmadığını, sadece bardak üst kapaklarına etiket baskısı yaptığını bu nedenle bir sorumluluğu olmadığını, davacının ayıp ihbar sürelerine uymadığını, davacının seçimlik haklarından hangisini kullandığının belli olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacının davalıdan aldığı alümiyum kapakların standartlara uygun olmadığı, davacının bu ayıbı bir takım testler ve araştırma sonucu tespit edebildiği, ayıbın kullanmakla ortaya çıkan gizli ayıp olduğu, davacının süresi içinde ayıp ihbarında bulunarak seçimlik haklarını kullandığı, davacının maddi zararının 61.403,00 TL olduğu, ayıplı ürün nedeniyle davacı şirketin ticari itibarının zedelendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle, 61.403,00 TL alacağın dava tarihinden işleyecek avans faizi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edelmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının TTK"nun 23/son maddesi uyarınca 8 günlük süre içinde muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi, bu mallara ilişkin şikayetlerin alınmasına müteakip BK"nun 223/2 maddesi uyarınca da "derhal ihbar" şartını yerine getirmediği, davalı vekilinin ayıp ihbar sürelerine uyulmadığına ilişkin istinaf sebebinin yerinde olduğu ve ilk derece mahkemesince ayıp ihbar sürelerine uyulmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmadığı, ayıp ihbar sürelerine uyularak bu davanın açıldığı kabul edilse dahi, alüminyum folyonun standartlara uygun olmadığından bahisle rapor tanzim edildiği, müşteriler tarafından şikayet konusu edilen ve davacıya iade edilen su ve ambalajı üzerinde bir analiz yapılmadığı, davaya konu bardak suların plastik bardak kısmının, alüminyum üst ambalaj kısmının ve su kısmının ayrı ayrı analizlerinin yapılması gerektiğinin belirtildiği, ancak ambalaj malzemelerinin raf ömürlerinin geçmesi ve suyun üretimi üzerinde 2 yılı aşkın sürenin geçmesi nedeniyle analiz yapılmasının mümkün olmadığının belirtildiği, suda meydana geldiği iddia edilen kötü koku, ekşi tat gibi olumsuzlukların hangi sebepten kaynaklandığının tespit edilemediği gibi suyun ve ambalaj malzemelerinin raf ömürlerinin dolması nedeniyle bu aşamadan sonra böyle bir tespitin de mümkün olmadığı, davalı vekilinin sudaki bozulmanın tam olarak kimden ve hangi sebepten kaynaklandığının belirlenemediğine ilişkin istinaf sebebinin de yerinde olduğu gerekçesiyle davacının istinaf talebinin reddine, davalının istinaf talebinin kabulü ile Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.09.2017 tarih 2015/23-2017/426 sayılı kararının 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 11.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.