20. Hukuk Dairesi 2016/13934 E. , 2018/128 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili 28/11/2000 tarihli dilekçe ile 238 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 92,62 m² yüzöçümlü kesimini kamulaştırdıklarını belirtilerek beyanlar hanesinde bulunan 2/B şerhinin iptali ve tapu kaydının müvekkili adına tespiti istemiyle dava açmıştır. Daha sonra 10.05.2001 havale tarihli dilekçe ile 238 ada 2 sayılı parselin beyanlar hanesinde bulunan 2/B şerhinin silinmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazda davalı belediyece kamulaştırılmış olan....’a ait 92.62 m² payın orman sınırlandırmasının iptaline, tapu kaydı üzerindeki “Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılmıştır” şerhinin silinmesine karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının beyanlar hanesinde bulunan 2/B şerhinin silinmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanun hükümleri uyarınca 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 1951 yılında 5653 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan makiye ayırma işlemi, daha sonra 1986 ve 1991 yıllarında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulamaları vardır.
Dosya kapsamından; Muallim-2 mahallesi 238 ada 2 parsel sayılı 5.699,86 m² yüzölçümündeki taşınmazın 1430 sayılı kadastro parselinden ifrazlar ve şuyulandırma yoluyla geldiği, 10.04.1997 tarihinde şuyulandırma işlemiyle tarla niteliği ile Vasfiye Erdoğan ve ortakları adlarına tescil edildiği, ....’a ait 39/2400 payın ... tarafından kamulaştırılmakla sicilden terkin edildiği, 61/2400 payın kamulaştırma yoluyla 25.12.2015 tarihinde Dilovası Bediye Başkanlığına geçtiği, böylelikle 238 ada 2 sayılı parselin halen davacı ... ve paydaşları adlarına tapuda kayıtlı olduğu, beyanlar hanesine “Tamamı Hazine adına orman sahası dışına çıkarılmıştır” şerhinin 07.05.1997 tarihinde konulduğu, 238 ada 2 sayılı parselin 3116 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı, 1951 yılında makiye ayrıldığı, daha sonra 6831 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp 05.07.1991 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, çekişmeli taşınmaza ilişkin özel yasalar uyarınca oluşturulan tapu kaydının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
22.03.1996 tarih 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve HGK"nın 27.02.2002/1-19 E. - 97 K. sayılı ilamıyla maki tespit komisyonunca makilik alan olarak belirlenen alanlarda özel kanunlar uyarınca oluşturulan tapulara değer verileceği, maki komisyonlarınca yapılan işlerin sadece nitelik belirleme olup, orman dışına çıkarma işlemi olmadığı, tahdidin kesinleşmesiyle orman olarak tapuya kayıt edilecek taşınmazın, makiye ayrılmakla tapusuz hale dönüşmeyeceği vurgulanmıştır. Yine 30.04.2010 gün ve 2004/1- 2010/1 sayılı İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında ise, 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp orman tahdidi içinde kaldığı kesinleşen, ancak, tapuya tescil edilmeyen yerlerde 5653 sayılı
Kanun ile değişik 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre maki komisyonlarının yaptığı işlemlerin bir tespit niteliği taşıdığı, teknik ve hukukî anlamda orman kadastro (tahdit) sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığı kabul edilmiştir.
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın öncesi ve halihazır durumu itibarıyla orman sayılan yerlerden olmadığı, %10 eğimli olduğu, 1951 yılında makiye ayrıldığı, 22.03.1996 tarih 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile 5653 sayılı Kanunla değişik 3116 sayılı Kanunun 1/e maddesi uyarınca kurulan maki tespit komisyonlarının kanunî ve yaptıkları işlemlerin de geçerli olduğunun kabul edildiği, makiye ayrılan yerde yapılan 2/B çalışmasının ve tapu kaydına konulan 2/B şerhinin yasal dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, çekişmeli taşınmaz, 3116 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp kesinleşen orman tahdidi içinde olup, 1951 yılında 5653 sayılı Kanun hükümleri uyarınca makiye ayrılmış ve daha sonra 6831 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp 05.07.1991 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 2/B uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmış ise de çekişmeli taşınmaza ilişkin 22.03.1996 tarih 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve HGK"nun 27.02.2002/1-19 E.-97K sayılı ilamında belirtilen özel yasalar uyarınca oluşturulan tapu kaydı bulunmadığından mahkemenin gerekçesi dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Ancak temyiz aşamasında 6292 sayılı Kanun yürürlüğe girmiştir.
26.04.2012 gün ve 28275 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak, aynı tarihte yürürlüğe giren 19.04.2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkındaki Kanunun “2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar” başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtlarının bedel alınmaksızın geçerli kabul edileceği ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmelerinin terkin edilerek tescillerinin aynen devam edeceği...” belirtilmiştir.
Bu durumda çekişmeli taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki 2/B şerhin silinip silinmediğinin tapu müdürlüğünden sorulması, silinmiş ise davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına yönünde hüküm kurulması, 2/B şerhinin silinmediğinin tespiti halinde ise 6292 sayılı Kanun hükümlerinin gözetilerek karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 16/01/2018 günü oybirliğiyle karar verildi.